- 790 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İLK CİNAYET
" Yürekte durduğu gibi durmaz insan.
Hep yolcudur. "
İkimizden biri eksik olduğu için eksildik birbirimizden. Yoksa çok iyiydik hani, birbirimize son model aşk sözleri söyler, bir kaç alıntı şiir ile günaydın mesajları yollar, içimizde kelebekler uçuşur gibi olurduk.
Aşık olmak değil de bela olmak gibi bir şeydi bu namussuz. Bağımlılık yapan bir şey işte.
Ortalık cehennem gibi. Zaten bank sıcak, park sıcak, el ele tutuşmaktan çimenlere ağlıyor ellerden akan ter. Arada bir yüzüne bakıp serinliyorum ihtiyar. O gün çok soğuk bana anlayacağın. İçimden " ulan ne desem sanki sonu ayrılmak ile bitecek " diyorum kendime. Sanki içimi okuyor ve canıma da okuması an meselesi.
Ellerini ellerimden çekip " resmen eridim bu sıcakta " dedi. Az aynaya baksa serinleyecek işte ama bu aralar bana esiyor ayrılık rüzgarları.
Neyse işte böyle karışık numaralı ayrılık konuşması pozisyonu aldı. Bu pozisyonlar 3’e ayrılık ihtiyar.
1- Başını öne eğip cümleye "şey, ya, bak, aslında" gibi başlanılan pozisyon ( ki en favori olanıdır )
2- Senin tam karşına geçip yüzüne büyük bir cesaretle bakıp örnekler veren pozisyon
3- Direk bitirip hiçbir açıklama yapmayan hareket halinde olan pozisyon
Biliyordum yüzüme söveceğini lakin bu defa kolay olmayacaktı bu gidiş. Büyük bir cesaretle başladı katil;
" Aslında seni apartopar çağırma sebebim seninle konuşacağım mühim bir konu var. İlişkimiz hakkında. " Bu katilin sana ; az bekle mermi doldurup geliyorum deme şeklidir. Devam etti
" Bak, gerçekten çok düşündüm. Bana gösterdiğin ilgi, söylediğin sözler, verdiğin değer, bunları daha önce kimse yapmadı, muhtemelen yapmayacak da ama ben seni gerçekten hak etmiyorum, lütfen üzülme, hem sen çok iyi birisin biliyorum hayatında sana yakışacak biri illaki bulacak seni. Ve senin mutlu olman için sürekli dua edeceğim. Eğer neden bittiğini soracaksan ki buna hakkında var. Ben birini seviyorum, tanımazsın uzun zamandır aşığım ona, evet uzun zamandır lakin umut olmadığı için unutmaya çalıştım, o sırada sen karşıma çıktın ama unutamadım. Suç senin değil, suç kalbimin, söz geçiremiyorum işte. Çok özür dilerim " söylenecek tüm klişeleri sıraya dizmiş, dizerken de ezmişti beni,kalbimi,gururumu,güvenimi, inancımı. Anlayacağın ihtiyar, sıkmadan evvel çakı kullanmayı daha cazip bulup parçalamış, her parçayı bir kancaya takıp nişan alıp TAK!!
Bir cesetle en edebi dolu sözlerle muhabbet etmişti sonra, hemde yüzüne baka baka.
Susması ; kalk hadi! Varsa bir kac sözün son nefesini vermeden söyle; deme şekliydi.
Başımı kaldırdım, gözlerim kırmızıydı ve lanet olsun ki ben bunun farkındaydım. Sonra doğrulup kurşun değmeyen bir yanımdan ;
" sanırım bende en güzel böyle terk edilirim, hem her insanın bir yarım kalış kaderi vardır ve sanırım tanrı benimkini yazarken çoğu kez bitmiş kalemi, ya da kırılmış ki böyle parça parça. Evet suç senin, suç senin kalbinin, suç senin diye o kalbin, saçmalıyorum belki, bununda suçlusu sensin, hatta biliyor musun? Pazar günleri çalışan işçilerin de, açlıktan ölen insanların da, borcundan evine icra gelenlerin, devamsızlık yüzünden okuldan atılanların ve olumsuz olan ne bok varsa suçlusu sensin.
Birini unutmak için başka birine gördüğü her acı şiirde, ismine misafir her cümlede, her birlikte dinlenilen şarkıda kendini hatırlatmak nasıl bir cinayet şeklidir?. Cezası nedir? Eminim ki çok zahmet etmedin bu durumu açıklar şekilde cümle kurmaya, En az ne kadar yara alır diye seçmedin cümleleri, klişe bir kaç güzel sözün ardından gitmekti değil mi niyetin? Hatta ben sana bunları söylersem ağlayıp pişman olduğuna gözyaşlarını şahit etmek, şimdi git, mutlu ol demiyorum, kursağında kalsın mutluluk sıçama hatta!" Düşünüp ona baktım ve ;
" Anlıyorum, kendine iyi bak, hayatında hep mutlu ol, sen iyi birisin ve mutlu olmayı hak ediyorsun " dedim.
Bilirsin işte ihtiyar, hiçbir ceset başını kaldırıp katilinin yüzüne bakıp tüküremez hayatı. Hep en son duyduğu ile yaşar son anları....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.