- 595 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Aklın ayağı...
Aydınlanma süreci bir bakıma "aklın "öne çıkarılmasıdır denebilir.
Ancak aklı mutlak kabul etmek ile eleştirel aklı birbirine karıştırmamak gerekir.Çünkü insan salt "akıl"dan ibaret değildir.
Duyguları da vardır yani kalbi.
20.yüzyılda ise bir yandan sosyalizm serüveni ile saf aklın öne çıkarıldığına tanıklık etti;faşizm ile de sadece duyguların köpürtüldüğüne...
Oysa insanı akıl ve kalp bütünlüğü içerisinde görmek ve bunu dengelemek sanırım en güzeli.
Yani hem aklının varlığına hem de duygularına gerekli değeri vermek gerek sanırım.
Bu yapılamazsa tek boyutlu bir tipoloji karşımıza çıkar ve sonucu da "hüsran" ya da "trajedi" olur bunun.
Bu noktada çok önceleri okuduğum Mevlana’nın bir sözünün çok "ders verici" olduğunu düşünmüşümdür hep:
-Aklın ayağı ağaçtandır ve tahta ayak da tamamıyla çürük olur!
YORUMLAR
Aklın soykütüğü ölumsüz ama insan ölumlü ... Aklın yolu bir lakin duygular dal dal, yaprak yaprak ... iste tam karşımızda kocaçınar...