- 479 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ASUMAN
Asude bir Ekim’ sabahında üzüntü ve sıkıntıları sessizliği arasına gizlemiş sarı yapraklar arasında bir ’ASUMAN’ şimdi gökyüzü ben;ben gökyüzü!..Mırılların evi önüne bir çocuk bağlamışlar;kendisini köpek sanıyor ve havlıyor.Dört ayak üzerine durur pozisyonda havlamasına devam ederken düşündüm;çocuk kendisini köpek gibi duyumsamaya başlar da köpek kendisini insan gibi duyumsayamaz mı diye düşündüm...Şimdi bir Asumandım ve gökyüzünü kaplamıştım.Montigne geldi yanıma söyleşmeye başladık.Hadi dedi yine seninle zer-zavat pazarına gidelim.Gökyüzü boyunca dizili bulutlar çakal erikleri gibi sararmış sanki yaprak yaprak güneşin altınımsı ışığında parıldıyorlardı.Şaşkın yapraklarına bakarak yürürken Monteigne seslendi:çakıldama bak çakırkanatla çakır pençe de arkadaş olmuşlar dedi..Yadımlamaya başlamıştım.Karşımda hacamat boynuzu duruyordu.Kimbilir hangi öküzün boynuzuydu dedim;içine kimlerin kanı toplanıp boşaltılmıştı...Şimdi artık bir hacet olarak kullanılmıyordu..
Zer-zavatlar arasında geçen zaman ve içimdeki ’ASUMAN’ın..Kaçıncı boyutun derinliklerinde geziniyorum bilmiyordum..Ya gökyüzü dedim; şimdi yeryüzü..Acaba ne yaptı?Belki dedim denizin derinliklerine dalıp gitmiştir.Mürekkep balıklarından mavilik topluyordur..Belki rüzgarla sürüklenen toz zerreciklerinin savruluşunu izliyordur.Belki de en merak ettiği şeye bakıyordur.’PLAKTONLAR’a;yaşamın temeli olan,gözümüze cansız gibi gözüken,saydam,mavi okyanus suları ile yeşil kıyı denizlerinin derinlikleri içinde saklı,karmaşık yapılı bitkilere bakıyordur.Sonra platonlarla birlikte sürüklenmenin heyecanı içinde rüzgarla buluşmuştur...Birden gökyüzü külrengine dönüştü.Asude zamanı bölen sesle kendime geldim...Çocuk beline bağlı ipinden memnun havlamaya devam ediyordu...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.