- 1324 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
HAYATA VE YAZMAYA DAİR...
Duyarsız kalamıyorum hayata.
Dokunmalıyım gerçeklere yoksa görmezden mi geleyim her şeyi?
Sevdiğim insanlar var vazgeçilmezim ve içimde bitimsiz bir yazma aşkı.
Suç teşkil eden hiçbir yapmıyorum: Yaratıcının verdiği sevgiye ortak olup dostluğa ve edebiyata katık yapıyorum içimdeki umudu.
Herkes herkese sevemez, demekse kabul görmemiz gereken saygıyı katıyorum hayatın girizgâhına ve saygı yüklü bir beklenti ile yine kimseye müdahale etmeme inancı ile ve de tüm zararsızlığımla yaşamaya ve yazmaya çalışıyorum.
Sayısız evre yüklü hayatım ki herkes gibi ve yine herkesin derdi yine kendisiyle baş başa kaldığı.
Huzur bulduğum…
İnandığım.
Emek verdiğim.
Umut ettiğim.
Ve yorgunluğum…
Kendimi sorguladığım her gün ve yaşadığım her acı ve verdiğim her kayıp.
Şükre delalet oysa yaşadığımız her dakika.
Tetikleyen hüznü tüm yalıtılmışlığımız ile bütüne ortak olmak.
Ben ailenin bir parçası olmak.
Güzele odaklı olmalı ve iyiyi destur edinmeliyim bu yüzden çabalıyorum ki hayatın her katresinde ve baktığım engin gönül penceremde.
Yaptığım hatalar sadece Yaratıcının indinde bu bağlamda öncelikle insanlık adına ve akabinde edebiyatı ışığı iken yolumu aydınlık kılan.
Huzur ve mutluluk iç sesin inkılâbı olsa da haricimizde ne varsa yine kendimizi soyutlayamadığımız…
Güne uyanmak.
Hüznü tetikleyen sayısız vaka: Vatan olarak yaşadığımız ve öğrenilmiş çaresizlik bu bağlamda bireysel gayretler sığınıp bir nebze de olsa huzur duymak.
Acılarla mutlanmak en büyük girdap.
Paylaşmak ise bir o kadar göreceli kimine göre.
Pay etmek… Sevdalanmak hayata ve duyguların tercümesinde kelimelerle olan gönül bağımız ve akabinde hangi yürek ise yer bulduğumuz ve yine yüreğin minvalinde sevginin doyumsuzluğu…
Çöreklenen tüm olumsuz duyguların ihlali yine beşerin nihai görevi.
‘’Kabul etmemiz gereken Allah’ın söyledikleri ve söylenenler eğer ki nefse dokunuyorsa yine susmak gereken sahip olup olacağımız en büyük erdem.
Nefsi öldürmek mi?
Tekâmül ettirmek İnşallah.’’
(Alıntı)
Bir iki.
Bir iki üç.
Ve şimdi geri dön.
Adımlamak zor olası mihraklara söz geçiremezken beşer ama unutulanı unutmayan bir yürek yarasında o derin siperi bilindik bir tekerlemeye yığıp da dönmezken sözünden kelimenin neferi kalem denen derya.
Sözsüz kıblesi deyin isterseniz yüreğe.
İsterseniz seferber edin tüm teşkilatını yorgun dünyanın üstelik ikrarı dem belleyip, sükûtu yar eyleyip, Aşkı da minvalinde tüm yolsuzluğun bertaraf eden bir kuramda yıkarken çıplak ruhunu ve toy sevdasını.
Kazıntı ihlallerin sürüncemesi akılsız nizamlarda buyurgan bir notaya ev sahipliği yapan sessiz gam’ım.
Patavatsız iklimler:
Hem de epeydir.
Buyurgan coğrafyalar da oldu bayağı göç etmeyeli leylekler iken asılsızlığını ömrün ve feryadını mecazi aşkların buyur etmişken gönül sofrasına.
Asma katın betonarme yalnızlığına geçirdiği kılıfın hangi yakası ise sıradanlığın en meczup sarmalında hükmederken kaderin örsü?
Sözüm ona yetilerin durağanlığında kala kalmışlığım…
Tehditvari imlere yüklü aşkın kalıntı mizacına yorgan yaptığım en büyük günahım. Öyle ya, sevmelerden ibaret bir günceyi kirletmelerine izin vermedim budur ruhun soygunu, budur isyanı yorgun vebalimin ısrarcı ve külyutmaz o goncasına rahmet okuduğum eşkâlim kadar nifak sokan bir teamüle denk düşmüşken zifiri gecenin ve boyunduruğu anlamsızlığın ki kimin dirayetini kurban verir kader, kimi sorgular bir ömür ve kimi kaç kere öldürür de can bulsun cehennemde ve yontsun en kalın kütüğü bir biblo zarafetinde ve yüz görümü bir tehdidi gömerken satır sonuna?
YORUMLAR
"Yazmak,hayata iz bırakmaktır" diye sahibini bilemediğim güzel bir söz vardır.
Size çok uyar.İyi yazmalar ve tabi ki de izler hayata.
Gülüm Çamlısoy
Teşekkür ederim.
Saygılarımla dost kalem...
Yazmak en güzel ve en etkili eylemdir hayata.
Yazman gerekiyor seninde. Imgelerin hüznüne şifa farkındasın çünkü.
Yaz sen.
Vakit oldukça okuyorum zira seni ben.
Gülüm Çamlısoy
Sevgiyi hep sevdim bu yüzden çoğaltıyor bu duyguyu yazdığım her kelime.
Öncesizdim bir zamanlar ama artık sonrasızım da çünkü maneviyatın rüku ettiği gönlün tam da pervazında kuş bakışı dalıyorum iç aleme.
Bir dönem psikolojiye gönül verdim ki ruhani bir çözelti bellemiştim ve etrafımda sayısız insan ve tozlu amfilerde hatmettim ne kadar kuram varsa. Çözdüm mü hayatın şifresini? Sanmıştım ve çok sevdiğim bir hocam dedi ki:
''Gülüm, o kadar da emin olma.''
Şaşırmıştım çünkü noktayı koyduğuma inanıyordum meğerse bir virgülmüş.
Hadi, noktayı şimdilik koyayım da güzel yüreğine sevgilerimi göndereyim.
Çok teşekkür ederim güzel yüreğine.
Seni seviyorum.