Avucumdaki Dünya
AVUCUMDAKİ DÜNYA
Zaman tik taklarına bir yenisini ekledi, bir günün bittiğini haber veriyor, ömrümüzden eksilen koskoca bir günün...
Yaşlanıyorum, kabullenilmesi ne zor bir duygu!
Saçlarım eskisi gibi parlamıyor mesela, yüzüm canlılığını yitirmeye başladı bile, küçük çiziklerimi yok saymama rağmen; bana bıyık altından güldüklerini biliyorum. Tırnaklarım çok çabuk kırılıyor, kilo almak artık eskisinden daha kolay, vermekse bir o kadar zor. Sabahları güne uyanmak yine zevkli olsa da küçük ağrılarımı yok saymak benim inisiyatifim de, yüzümde beliren çiller beni eskisi kadar şirin göstermiyor, evet gene yürüdüğümde dünyanın başını döndürebilirim, ama kalıcı bir hasar veremem!
Artık aynaya baktığımda neyle karşılaşacağımı bilmiyorum, bu o kadar can sıkıcı bir duygu ki bazen kendinle yüzleşmemek için vazgeçiyorum, ellerim yer çekimine direnmekten yüksünür oldu, daha çok uzun zaman olsa da kırıştıklarında güzel durmayacakları aşikar.
Dünyayı umursamaktan kendimi ihmal ettiğimi yeni yeni fark ediyorum, hafızamda silinmiş milyarlarca anı var, bazıları hiç yaşanmamış gibi, kalbimdeki ağrılar eskisi kadar acıtmıyor işte bu bile ne kadar vazgeçtiğimi gösteriyor kendimden.
Topuklu pabuçlarımın yerine düz ayakkabılar aldı, biraz ruj, öylesine sürülmüş bir rimel giyilmiş olmak için giyilen birkaç bez parçası, işte kendimi hayatın akışına bırakmak için yapmaya gücümün yettikleri...
Bundan on iki yıl evvel o tepede geleceğimi düşünürken bunlar değildi hayal ettiklerim. Yakalayamadıklarım için hayıflanırken bile mutlu olduğumu göremediğim gün gibi aşikar, onca arkadaşımın da hayal ettikleri bu değildi, çayırların arasında kendimizden geçercesine koşuştururken hayatın yakamızdan tutup olanca gücüyle bizi buralara fırlatıp atacağını bilmiyorduk. Heba edilmiş buluyorum o yıllarımı, anlamlandıramadıklarımın aslında içi ne kadarda doluymuş, şimdi içi boşalmış yüreğimin, ruhumda bedenime isyan var, ne olduğunu yada ne olmak istediğini sorguladıkça sıkılıyor belli ki, vazgeçişleri çoğaldıkça isyan bayrağına çekiyor, bense isyandan yana değilim artık, çatışıyoruz, bazen o kazanıyor bazen ben...
Dışarıda hayat rüzgarla savrulan bir yaprak kıvamında, yaprak rüzğara direnemeyeceğinin bilincindeki hiç direnmiyor; tıpkı hayat gibi! Kasıklarında dünyayı taşıyan kadıncıklar var şimdi aklımda, bende onlardan biriydim, şimdi dünyam bana “masal anlat” diyor, biliyor ki ona mecburum, bu gönüllü bir mecburiyet onunki gibi... Dizmiş oyuncaktan kulelerini “hangisinden atlayabilirsin?” diyor yüzünde kocaman bir gülücük gözlerinde de aynısı.. Ona baktıkça yaşlanıyor olmak anlamsız, o ruhumdan içeri süzülüveren gün ışığım, biliyorum...
Saçları yeni uzamaya başladı, inatla toka takmak için çabalıyorum, “aye” diyor dili döndüğünce, ihtiyaç duyduklarını anlatmak için kendi cümleleri var, elimden tutup “yürüyelim” diyor, korkuyor kendi başına olmaktan, bense biliyorum artık tek başına da başarabileceğini, bırakıyorum elini, arkasındaki dağ oluyorum birden. Minicik yüreği titriyor korkuyla, titriyor, ama vazgeçmiyor yürümekten, diyorum ki “başaracak korkma artık”, ama hep korkacağım biliyorum.
Yine eski şarkılar çalıyor yüreğimin tellerinde, mısralar arasında sıkışmış kendi korkularım, hatırlıyorum; bende bir zamanlar çocuktum, annemdi bu sefer korkan...
Kalkıyorum düştüğüm yerden, son kez demeden tıpkı o ilk günkü gibi ürkek ama kararlı atıyorum adımlarımı, hayat son sözlerini söyleye dursun, ben kulaklarımı tıkayıp koşuyorum; avucumdaki dünya için.
TALAN AYŞE KANCA
YORUMLAR
Bir annenin en büyük paradoksunun şu sözde saklı olduğunu düşünürüm hep:
-Sana yürümeyi öğretiyorum,benden uzaklaşasın diye!
Ha unutmadan :
Yaşlanmak ayrı,ihtiyarlamak ayrıdır derim.
Biri fiziksel,diğeri psikolojik.
Yaşlanalım ama ihtiyarlamayalım.
Güzeldi yazı ve aklıma getirdiklerini de yazdım.
Cevap vermiyorsun bana ,korkak
Benimkisi bu bedenden mi kaçmak
Yoksa gerçekleşmeyen hayallerimden mi
Yoksa aynadaki aksinden mi ruhumun
Acaba bunun için mi yanaklarım ıslak
Zor mu son paragrafı yazmak
En güzel şeylerin bitmesinden korkmak
Anılar denizinde ıslanan delikanlılığım
Zor mu yeniden genç olmak
Tum duyguları karşılığı ve bir isyanın inceliği var yazınızda.Selam olsun yazara...