adım şia
’İnsanlar dine, dile, ırka, sınıfa, takıma, mezhebe göre ayrılmazlar. İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: iyi insanlar
ve kötü insanlar.’ Tıpkı bir piyanonun siyah ve beyaz tuşları gibidir hayat. Kimi insanlar iyi olmayı, kimi insanlar
kötü olmayı ister . Pek sen neyi istiyorsun Ars Longa ? Önce bir kahkaha atar, sonra buzlu bakışlarıyla bir sigara
yakar, dumanını çeker ve üfler karanlığını:
’Ben Tanrı olmak istiyorum. Çünkü O, müzikten anlamıyor.’
Film biter, Şia bir duvar gibi kendine toslar. Titremeye başlar, göz bebekleri büyür, flash-back’ler yaşar.
Gözlerini kapatır. Kurulan bir saat gibi beş dakika daha ertelemek ister hayatı. Sonra birden kendine gelir,
sırtına kırmızı bir pelerin atar, bir kahve yapar. Yanına bir sigara yakar. Özel yaptırdığı büyük aynasının
karşısına geçer. Siyah rujunu alır. O sırada tek dal bir şarkı arar, bulur: Müslüm Gürses- Kaç Kadeh Kırıldı.. Ve
ince ince başlar geceyi kirpik uçlarından tutuşturmaya:...
kafa tasımda
bir tümörü büyütüyorum
çocukluğunu yaşayamayan
adım şia
ölümü sayıyorum
dört yaşımdan bu yana
kuğusuyum metruk bir barın siyah
fahişelere
varoşlara
kaybedenlere
ölümün ezgisini öksürüyorum
kırık bir sol anahtarı
sol yanıma saplı
açılmıyor
adım Şia
o yüzden beni alkışlama
yağmala
ilk bir lunaparka astılar
çocukluğumu
ilk öldüğümde
sekiz yaşındaydı ruhum
daha o zaman anlamıştım
birisi gelir
boşalır hayatınıza ve
gider
açılmaz kimi sayfalar
İşte aşk o açılmaz sayfalardır
adım Şia
inanmıyorum aşklara
bağışla
’hayatın
kötüye
kullandığı
bir
kızım’
adım Şia
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.