- 542 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Güneş, Nefes, Heves
Güneş, Nefes, Heves
İnsanın hayatı boyunca, varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden birileri vardır, tıpkı kuyumcular gibi.
Nasıl ki kıymetli taşların kıymetini, ancak kuyumcular bilir, anlar, değerlendirir.
Demek ki bir şeyin kıymetini, ancak onun değerini bileni anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir.
Önemli olan o kuyumcuyu bulmaktır veya kuyumcunun sizi bulmasıdır.
***
Bir millet olağanüstü durumlarda ancak bu kadar kenetlenebilir.
Birbirine tahammül etme, toleranslı olma, müsamahalı olma, bir olma, beraber olma ancak bu kadar olabilir.
Savaşta (Çanakkale savaşı, Kurtuluş savaşı…), kıtlıkta, doğal afetlerde (deprem, sel, yangın…), çeşitli darbeler de hep böyle olmuştur.
Son olarak yapılmaya teşebbüs edilen darbe de de böyle oldu.
Keşke bu millet, hep böyle kalsa, kalabilse.
Hele bu millete sahip olan ülke, Türkiye ise.
***
Mutlu bir sabah serinliğinde, hafifçe esen bir rüzgârın tınısında, bir yaprak misali gökyüzünde nazlı nazlı salınarak gezmek...
Biraz güneş, biraz nefes, biraz rabbimin sevgisi ve biraz da heves ne güzel olurdu.
***
Bazen bir suyun başı, bir taşın üstü, bir yokuşun, bir bayırın, bir bağın, bahçenin, bir parkın bankı, bir çay ocağında ki ince belli bir bardakta içilen çayın keyfi, bir sahilin kenarında dalgaların seyri neler anlatır, neler bize!
Hele bir de sevdiğin olmuşsa yanında, dünya umurunda mı?
Yaşanmamışsa da söylemi bile hoş ve insana huzur verir.
***
Çok Eylül’ler ve çok Ekim’ler bilirim, çok ocaklar sönmüş, yuvalar dağılmıştır.
Çok Eylül’ler ve çok Ekim’ler bilirim, çok canlar fani dünyaya merhaba demiştir.
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.