- 998 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BABAANNEME MEKTUPLAR..(20)
Dün yine seni hayırla yad ettim...Senin şaşmaz tesbitlerini bir daha hatırladım...Prof.Dr.Cemil Koçak hocanın resmi tarihe meydan okuyan tesbitlerini ilgiyle okuyorum....Vurguladığı bir gerçek dikkatimi çekti..
1920 yılının 16 Martında vukuu bulan İngilizlerin başı çektiği İstanbul İşgalinde,Beyazıt-Şehzadebaşı 10.Kafkas Tümeninde şehid edilen askerlerin anısına,İstanbul Belediyesi tarafaından düzenlenen Anıt-Proje yarışması ile ilgili bir günlük gazetede çıkan bir makaleye hükümet tarafından yapılan
müdahaleyi gündeme getirmiş olması....
1934 yılının 8 Ağustos tarihli Zaman Gazetesinde yayınlanan bu makalede Meşhur Letafet Apartmanı ve bölgedeki birkaç yapı İstanbul Belediyesi tarafından kamulaştırılarak yerine İngilizlerin 1920 Şehzadebaşı Baskınında şehid ettiği askerlerimiz anısına bir anıt yapılacağını duyurmaktaydı...Amaç İngiliz Zulmünü genç kuşaklar üzerinde canlı tutmaktı kuşkusuz...
Bakınız zamanın İçişleri Bakanı Şükrü Kaya 9.Ağustos 1934 tarihli yazısında Matbuat Umum Müdürü Vedat Nedim Töre neler söylüyor...
’Zaman Gazetesinin 8 Ağustos 1934 tarihli nüshasındaki ’16 Mart ’ ünvanlı makalede,dost bir devlet nobranca-kaba,sert,kırıcı bir şekilde-maksatsız tahkir edilmektedir...İngiliz elçisinin de bu makale için Harciyeye müracaatı beklenebilir...
Makale aynı zamanda ne milli terbiyeye ne de milli ve manevi ahlaka ne de memleket menfaatine uygundur...Makale,serapa tahrik ve tahrikamizdir...16 Mart faciası,daha çok kibar ve daha çok müessir olarak yazılabilir ve bundan kimsede rencide olmazdı...
Herhangi bir kimseyi tahkirden hiçbir fayda melhuz-beklenen,düşünülen,umulan-değildir..Bir milleti tahkir ise yalnız zarardır..Zamanın tahkiri kendi muhitine münhasır kalır...Fakat İngiliz gazetelerinin bizim aleyhimizdeki neşriyatının tesiri dairesi geniştir...
Cumhuriyet,emsalsiz gayretleri ile lehine çevirdiği cihan matbuatını,milli ve vatani mülahazaları bir tarafa bırakarak,şahsi igbirar ve infiallerini nobranca izhara gazetelerini vasıta edenler yüzünden tekrar aleyhine döndürmeyi,umumi ve milli siyasetine uygun görmez...
Devletin siyasi vaziyet ve satveti,hiçbir kimsenin hiçbir kimse için galiz şutumlarının revacına vasıta ittihaz edilemez..
Keyfiyet bu esas ve uslup dairesinde hemen Zaman gazetesine tebliğini rica ederim....’
Bakınız Cemil hoca olayı nasıl yorumluyor.....
’Ee ne de olsa bu tarihte Türkiye rotasını artık İngiltereye çevirmişti ve bu ülkeye karşı ’nobranca’ yazıların devri de bitmişti! İngiliz aleyhtarlığı milli politika olmaktan çıkmıştı...Milli ve vatani düşünceler,Türk-İngiliz dostluğunu haleldar edecek her türlü ifadeden uzak kılınmasını emretmekteydi...’
Sadece bu mu ? Cemil hoca kitabının bir bölümünün girzgahına bakın nasıl başlıyor.....
EY TÜRK-İNGİLİZ DOTSLUĞU SEN NELERE KADİRSİN...! GEREKİRSE ÇANAKKALEYİ BİLE UNUTTURURSUN....
Hoca soruyor bölümün sonunda...’Sayi hatırlayanınız var mı? Şükrü Kayanın Başbakanı kimdi......?
Şimdi o Anıt için düşünülen yerde İstanbul Büyükşehir Belediye Binası bulunmakta..
Sosyal Demokrat Düşünceye sahip olan,hatta gençliğinde biraz daha ilerisinde Sosyalist Fikiri düşüncesinin içinde bulunan hoca kitabına bakın neleri de almış....Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi:30 10 /86 571 4
Başbakanlık Basın ve Yayın Genel Müdürlüğü İç Yayınlar Daire Müdür Vekili Feridun Fazıl Tülbentçinin
30 Haziran 1944 tarihli yazısı;’ÇANAKKALE BAŞLARKEN’ isimli broşür hakkındaki raporu....
Kemal Samancıgilin TARİHTE TÜRK ZAFERLERİ adlı Emniyet Kitabevi tarafından 1944 te Yeni Sabah Matbaasında basılmış eserine eleştiri idi yazı...
’Broşürde Çanakkale Harbinin malum olan tarihçisi,amiyane bir uslüpla anlatılmaktadır..Harbi İngilizlerin ve bilhassa Mister Çörçilin-Churchill-bize tahmil ettiği anlatılmak istenmekte ve İngiliz kumandan ve askerlerinin kabiliyetsizlikleri tebarüz ettirilmektedir..Broşüre saçma sapan dokuz tablo ilave edilmiştir...Bunlardan 8,16 ve 21. sahifelerdekiler Türk neferlerini İngilizleri boğazlarken göstermektedir...
Netice:Tarihe mal olmuuş bu Türk Zaferi hakkında çok değerli eseler neşredilmiş ve her iki taraf askerlerinin gösterdiği kahramanlık ve liyakat zaman zaman takdirle yad edilmiştir...Binanaleyh muharririn ne gibi bir gaye ile broşürü yazdığı bir türlü anlaşılamıyor..Broşürün tarihi ve ilmi hiçbir kıymeti yoktur..Broşür münevver zümreye hitap etmekten uzaktır..Zayıf Kültürlü Vatandaşları ise mazinin acı hatıralarına sürükleyerek,bugünkü Türk-İngiliz dostluğuna zararlı kanaate sevk edebilir....’
Cemil Hocanın yorumu bence oldukça ilginç....
’Broşürün akıbeti hakkında bilgimiz bulunmamaktadır...Broşür toplatılmış olabilir mi,bilemiyoruz...Ama bu hiçte önemli değil..Asıl önemli olan yazıda ortaya konulan görüşler..Bu görüşe göre,Türk-İngiliz İttifakının geçerli olduğu bu tarihte ’mazinin acı hatıralarından’söz etmek artık anlamsızdır...Bunların artık İngiliz aleyhtarı duyguları harekete geçirme riski vardır...Bu risk en azından ’zayıf kültürlü vatandaşlar’için geçerlidir...İngiliz kumandan ve askerlerinin kabiliyetsizliğinin vurgulanması hiçte hoşa gitmemiştir..Aksine onların da ’kahramanlık ve liyakatı’takdir edilmelidir..Savaşın İngilizler ve Churchill tarafından çıkarıldığı reddedilmektedir...Türk askerlerinin İngiliz askerlerini boğazlamakta olduğu sahneler adeta lanetlenmektedir...’
Görüldüğü gibi Cumhuriyetin Kurucu elitleri yıllar süren bir İngiliz hayranlığı ve korkusunu ruhlarının derinliklerinde zerre zerre hissetmişlerdir...
Neden.....?
Kurtuluş Savaşımızdaki yiğitçe mücadele ile bütün kazanımlarımızı bileğimizin gücüyle sağlamadık mı...?
Milli MÜCADELE ile bir millet küllerinden yeniden doğup Milli Bağımsızlığını kazanmadı mı...?
Öyle ise nedendi İngiliz hayranlığı ve korkusu...?
Bu konu tabii ki yakın gelecekte bilim insanlarını oldukça meşgul edecektir...
Rodopların Asil Kadını....
Şimdi gelelim senin tarihe düşen,o değiştirilemez tesbitlerine....
Benim burada yaptığım bilim insanlarına sözlü tarih naklinden başka bir şey değildir...Seni çok az bir sürede olsa tanıyanların aksini söyleyemeyeciği bu gerçekler tarihin karaartılmış yüzüne ışık olacak
ilmi şualardır....
TÜRK-İNGİLİZ DOSTLUĞUNUN UNUTTURMAK İSTEDİĞİ; GERÇEK YAŞANAN ÇAANAKKALE DEN SÖZ ETMEYE ÇALIŞIYORUM....
-Bu İngiliz askerleri uçaklarla Sargı Merkezlerni bombaladılar mı..?
-Evet...
-Peki hesabını verdiler mi...?
-Hayır...
-Avam Kamarasından Türkler İnsan değil onlara karşı Çanakkalede kimyasal gaz kullanılabilir yetkisini
aldılar mı...?
-Evet...
-Peki ne oldu..?
-Kimyasal gaz bidonlarını Geliboluya getirdiler...O zamana kadar denizden karaya doğru esen rüzgar
tersine döndü; karadan denize doğru esmeye başladı kullanamadılar...Kullansalardı kendileride imha olacaklardı...
-Ne dedi Savaş Bakanları Mister Churchill:Biz Çanakkalede Türklerle değil Allahla Savaştık...Tabii ki kaybettik...
-Peki Bu Unutulmaz Savaşı yaşıyan Devlet-i Alinin en yakın ahalisi...Rumelinin Müslüman halkı unuttu mu yapılanları...?
-Unutmadı...Unutulmasın diye Türkülerine kazıdı gerçekleri..Ne oldu...? Kurucu elit gurup unutturmaya çalıştı;tıpkı Cemil Hocanın yukarıdaki tesbitleri gibi..
Nasıl yaptı bunu...?
Çanakkale Türküsü içerisinde bulunan iki ayrı beyiti ters yüz ederek...
Çanakkale içinde bir top kestane..
Kalan gazilere çalı dibi hastane..
Diğeri:
Çanakkale içinde bir sarı yılan
Osmanlının teyyaresi durdurur divan..
İngilizin vahşeti ve işbirlikçileri karartılmış...
Hani halk arasında amiyane bir dize vardır...
Erbabı onu çok iyi bilir....Üfürükten teyyare....
Peki doğru beyitler nedir..?
Anonim olan bu türkünün,gerçek güftesini nasıl öğreniriz...?
İşte onları da biricik Babaanne’min ömrünün sonuna kadar haykırdığı gerçek mısralardan öğreniyoruz...
Yani Mahmatlı’ lı Hanife Hanımın güftesi....
’Çanakkale içinde bir top kestane,
İngiliz’in askerine çalı dibi hastane...’
Peki ya ikinci beyit..Belki tarihi yeniden yazabilecek hakikatler içermekte...
’Çanakkale içinde bir Sarı Yılan..
İngiliz’in askerini durdurur Divan...’.
Sarı Yılanı anlamadan Milli Tarihimizin bu kısmını çözemez Tarihçilerimiz..Liman Van Sanders’in
Çanakkaledeki Savunma İhaneti ile ikiyüzeelibin Mehmedin Şehadetindeki entirikayı farkedemez bilim adamları..Ki onlar BİR MİLLETİN GELECEĞİ OLAN YETİŞMİŞ GENÇ İNSALARIYDILAR.....
Bu Alman Genaralin ihaneti sadece Çanakkale ile de sınırlı değil...Filistin Cephesindeki Tavşan Kaçışı...?
Kudüsü İngiliz General Allenbeye ustaca teslimi,yenilir yutulur gibi değil...
Çalıdibini hastane eden İngilizlere,Mehmetçik dokunmadı bile...Bizim Medeniyetimiz İnsan Odaklı Medeniyettir..Sargı Merkezlerini uçaklarla bombalamalarına rağmen...
Kıyıdan adım atmalarına müsaade etmedi Mehmetlerimiz..Çiviledi onları kıyıya...
İşte bu hakikatler unutulmasın diye türkülerine kazıdı Mazlum Rumeli İnsanı gerçekleri...Mahmatlı lı Hanife Hanımın güfteleriyle ....
Yattığın yerde huzurla uyu...Senin kalpten söylediğin hakikatler bu Cesur Milletin geleceğine ışık tutacaktır...Ölümsüz mısraların asırlar öteye taşınacaktır...
İngilizin askerini durdurur Divan...Mısrasının yorumunu unutmuş değilim...
Acaba bu Divan Askeri Divan mı..?
Yoksa Divan-ı Hümayun mu...? 2.Mahmutun İngiliz Hayran;Paris Elçisi, Hariciye Nazırı tReşit Paşanın teşvikleri ile 1834 yılında kaldırılan Devleti Ali Müessesesi....
Mektuplarım sürecek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.