Senden Sonra
Elimde kalan son umut kırıntısı da suya düştü az önce ve gözlerimin önünde halkalar çizerek kaybolup gitti dalgaların peşi sıra. Küçük bir baloncuğa hapsolan yüreğim, göğüs kafesimde hıçkırıklarla tepiniyor şimdi. Akıntıya kapılan her bir umudum, hangi bilinmez limanda karaya vuracak acaba?
Keşke bilsem…
Gecenin uğultulu sesine içimin feryatlarını da katıp, uzun süre kendi gölgemi takip ederek yürüdüm. Senden sonra gibiydi her şey. Neye dokunsam kopuyor, nereye uzansam hep eksik. Kimi görsem yabancı, kimi sevsem acı veriyor. Üstelik hasta bedenim ruhumun acısına daha ne kadar dayanır? Hiç bilmiyorum.
Haydarpaşa Garı’na yaklaştığımda, üzerimdeki buhranı hareket halindeki trenin altına atıp kurtulmak istedim acılarımdan.
Sanmıştım ki; her zaman sevilen ve hiç yalnız kalmayacak biriyim ben. Her düştüğümde güçlü bir el sımsıkı kavrayacak, düşürmeyecek asla. Senden sonra, o elin boşluğunda ve en çukurdayım şimdi. Raylar altında çığlık çığlığa kalan duygularımın geçerli hiç bahanesi kalmamıştı; hayata ve sensizliğe direnebilmek adına. Hücrelerimin tamamı güç kontrolünde sınıfta kalmış durumda.
Her bütünden bir tam çıkmaz. Yanılgılar her ilişkide vardır ve tüm bütünler parçalardan ibarettir. Güzellikse bütünde saklıdır.
Senden sonra, yokluğunda uzakları ezberledim. Nehrin karşı yakasına doğru bakıp, "Yaşadıklarımı orada görüyordur.” dedim hep.
Yaklaştığım hayallerimi kaybettiğimin farkındaydım ben. Dönmez isen nasıl bir hayat olacağını sorgulamaya başlamıştım. Bu kentte, bu insan selinin arasında daha fazla kalamayacağımı biliyordum ve uzun bir yolculuğa çıkmadan önce seni bulmalı, hayallerimi yeniden anlatmalıydım.
Nehrin aşağı yanlarından seslenen bir adamı, ona yanıt veren bir diğerinin sesini duyar gibi olduğumda, bilmediğim bir hikâyenin başrolünü oynuyordum.
Senden sonrası nereye gider belli değil. Seveceğim kaç şarkı kaldı bilmiyorum. Herkes gibi, her şeyden habersiz yaşıyorum. Ne zaman karşıma çıkarsın, hangi şarkıda ilk dansımızı ederiz? Hiçbir fikrim yok. Ayrıntılara takılmaya da gerek yok belki…
Adamlık, bir kadını bir ömür sevmekten; kadınlık da kendini bir ömür sevecek adamın değerini bilmekten geçer. Kimin için yaratıldığını bilmiyorsun; ama bu hikâyenin başrolü senin. Aşkı senin, acısı senin… Kimse içinde kopan fırtınaları anlamaz; anlamak zorunda da değil zaten.
İnsanlar hep konuşur; çünkü hayat senin, tasası onlarındır.
Bedenimi saran amansız hastalık gibi tüm ruhumu, benliğimi ele geçiren, aynı zamanda akla ve mantığa sığmayan bir duygunun içindeyim. Geriye doğru zikzaklar çizerek gitmeye çalışıyorum. Çaresizlik içinde, kırık bir umudu sırtımda taşıyorum. Aklım sende kala kala, senden gidiyorum.
İnsan, yarıda terk ettiği filmin sonunu merak eder mi? Ediyorum. Tüm yelkenlerim yırtılmış; ama ben hâlâ rüzgâra meydan okuyorum.
Kör değildim, sadece güvenmiş, sevmiştim.
Sevilecek miyim yeniden? Hatırlanacak mıyım? Bu dünyada bir iz bırakabilecek miyim?
Kritik bir yolculuktayım işte senden sonra.
Destina
Senden Sonra Yazısına Yorum Yap
"Senden Sonra" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
12 Ekim 2016 Çarşamba 19:35:58
Bilmiyor ki insan neyle karşilacağını.
Yazı terapi gibi yazdikca rahatlar insan içini döker gibi bir dosta.
Güzeldi hayattan tuttuģümunuz izlenimler.
Saygilar.
Destina
@destina1
Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim ..
Sevgilerimle ...
Sevgilerimle ...
3 Ekim 2016 Pazartesi 00:31:15
Keyif alarak okudum ve hiç bitmesin istedim ama sona gelmişim, tekrar başa döndüm yine hiç okumamış gibi aynı keyifle okudum yine sona geldim . Yeniden sevilir mi sever mi ondan sonra yaşanmadan bilinmiyor; ama her durumda sol tarafta derin bir iz bırakacağı kesin yarım kalmışlık adına. Kocaman tebrikler kaleminiz ve yüreğiniz var olsun.
Nuray Çakmak tarafından 10/3/2016 12:31:46 AM zamanında düzenlenmiştir.