(H)içsel Yansımalar
İç sesimin heyecanı bitti.
Artık iyi olmak gibi bir derdim de yok.
Özgürüm.
Nefesimi sırtımda dar bir tabutun içinde taşıyorum. Güçlükle yakaladığım güzellikleri aşılıyorum ruhuma. Ölüye sıkılan iğneler gibi, kararmış damarlarımda yaşatamıyorum hayatı. Sabrı ayakta tutmaya yetecek kadar bile sabrım yok, elimde değil.
Kederlerime tasma takıp şehri dolaştım bir akşamüstü. Ölmek isteyenlerin çileli yalnızlığı ve hayata tutunmaya çalışanların çaresizliği arasındaki o tehlikeli ve ince ipin üstünde yürüdüm. Yolun ortasında umuda rastadım. Çekiştirmişler kollarından, yıpratmışlar. Başını okşadım...
Radyoda çalan cızırtılı bir şarkı ruhumu avladı ansızın. Ne zaman kaçmaya kalksam, gün ışığını arayan sinekler gibi kendi duvarlarıma çarparken buluyorum kendimi.
Kırık bir aynanın köşesine sıkıştırılmış vesikalık resim gibi yerleştirildim hayata. Bir anlamı olmalıydı orada duruşumun. Boş bir duvarda asılı kalıp boş bir odayı seyretmemeliydim günlerce. Unutulmamalıydı varlığım bir köşede.
Cennet-cehennem kavgası kadar basit olmamalıydı yaşamak. Hem cennetin ayakları altında binlerce yenilmiş cehennemler yatıyor. Bilmezsiniz, bir kaçıyla bizzat ben boğuştum ve yendim. Bedeli oldu elbet, yandı içim mesela. Ellerim kül oldu. O yüzden kirlenmemiş ellerinizle dokunup sevmelisiniz vicdanımı. Geceleri sek-sek oynanan hatıraları üzerime çekmeden uyuyabilmeliyim artık..
Güneşin gözden kayboluşu melankoli için en güzel bahane. Oysa kimse uzatmıyor mikrofonu güneşe. Konuşabilseydi belki anlatırdı, karnında volkanlar patlarken inatla ışıldamayı. Dertleşecek çok şeyimiz olurdu onunla, şöyle aya karşı...
Gece çöktüğünde içimin aynalarında üryan görüyorum kimliğimi. Geceyi tamamen boşaltabilsem mürekkebime, içini ters çevirip düne yol alacağım. Gece beni ters çeviriyor her defasında. Dünü beklerken yarınım geçiyor yanımdan.. Bu lahza sonsuz bir hüzün sızıntısı; bu yaşam dediğimiz işte tamda bu saniye cereyan ediyor ve bu andan başka hatıram yok artık.
Yol ayrımlarından topluyorum ömrümün taşlarını, ve sanki dizerken yolumu sadece yarım kalmışlığım tamamlanıyor
Vazgeçtim.
Belkide susmalıyım.
Okyanusun kendi içine gömülüşünü görebilen, duvar çatlaklarından hikayeler okuyabilen, ekimi kırılganlığından selamlayan ve bir adamı çocukluğundan öpebilen bir kadınken ve bu kadar derinden hissederken herşeyi, bir türlü anlatamıyorum kendimi..
✒T.Y. | (ekim 2016)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.