- 935 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
37 CAN ÜZERİNE
Televizyonda haberleri izliyorsun.Ekranda yanan bir bina var. Alevler içinde bir otel. Otelin dışında ’kan!...kan!...’ diye bağıran kan bağımlıları...Otelde kırka yakın insanın yanarak öldüğünü söylüyor spiker. Yanık et kokusu doluyor sanki ciğerlerine. Ne diyeceğini şaşırıyorsun. ’Aziz Nesin konuşmuş, insanlar tahrik olmuş, otel yanmış.’ Bu kadar basit. Resmi kişiler buna yakın şeyler söylüyorlar. Bir onay, bir uyarı...Aziz Nesin’i tanıyorsun. Yüzde altmışlık çoğunluğun aptal olduğu yolundaki açıklamaları geçmişte dikkatini çekmişti. Ekrandaki tahrik olmuş ’halk’ ı izlerken bu açıklamayı hatırlıyorsun. ’Yüzde kırkı akıllıdır dese daha mı doğru olacaktı sanki.’ diyorsun kendi kendine...Dolmuşta, trende sigara içenleri yerlere tükürenleri, dokuz yüzlü telefonlara’bu burun kimin’ sorusunu cevaplamak için milyarlar kazandıranları, boş mideyle milyarlık futbolcu transferleri üzerine hararetle tartışanları, teneke bilezik veriyor diye bazı gazeteleri kapış kapış edenleri, evindeki beyaz eşyanın yeni çıkan modelini alabilmek için aylarca boğazından kesip taksit altına girenleri, ekranda gördüğün kundakçıları ve bunlara benzer daha nice şeyleri düşündüğünde, yüzde altmış üzerinde biraz daha duruyorsun
Bildiğin ve inandığın din ile, şu anda ekranda izlediğin dini bir türlü bağdaştıramıyorsun. Bu düşüncelerle yatıp uyuyorsun. Yarın hafta sonu.Sabah bir sürü gazete alıyorsun. Saatlerce okuyorsun. Yanan otelin içindesin artık. Etinin yanıp döküldüğünü hissediyorsun. Dumanların içinden Nesimi’nin curasını dinliyorsun. Gazeteler olayları seyreden devletten söz ediyorlar. Güvenlik güçleri saldıranların güvenliğini sağlamışlar. İçeride insanlar yanarken dışarıda sırıtıp gülüyor kimileri...Çileden çıkıyorsun. Cumhuriyet, nedense cumhuriyeti kuran önderine ait büstün yerlerde sürüklenmesine , küfürlere seyirci kalıyor. Sekiz saat boyunca şeriatçı kan bağımlılarının katliamını seyrediyor devletin güvenlik güçleri.
Ve daha Sivas’ta yakılan otelde ölenlerin kaç kişi oldukları bile saptanamamışken, otelden hala dumanlar yükseliyorken, katliamı lanetleyenlere saldırıyor devlet güçleri. Hayret içinde kalıyorsun.
İnsanları tahrik ettiği söylenen konuşmaları merak ediyorsun. Gazeteleri didik didik ediyorsun. Ne konuşmuş bu adam ki, kırka yakın insanın katli vacip görülmüş. Gazeteleri tarıyorsun. Bu arada satır aralarında Altıncı Filo protesto eylemlerine, 1 Mayıs katliamına, Çorum ve Maraş katliamlarına ilişkin kısa yazılar, bağlantılar okuyorsun.
’Cehennem korkusu ve cennet beklentisi bu adamlara bu katliamı yaptırmış olmalı’ diyorsun. Bu düşünceni daha da geliştiriyorsun. Eğer Tanrı, kutsal kitabında insancıl olmayı, sevgiyi, hoşgörüyü nasihat edip. ’Ey inananlar’değil de ’Ey insanlar’ diye söze başlayıp;’insanları sevin , doğayı öldürmeyin, hayvanları koruyun, , yardımsever olun, birbirinizi öldürmeyin, bana inansa da,inkar etse de onu anlayışla karşılayın, birbirinize yaşama hakkı ve alanı tanıyın, art niyetli ve fesat olmayın,Zenginlikleri bölüşün, ama bütün bunları yaparken benden ne bir ödül, ne bir ceza beklemeyin, bunları insan olduğunuz için yapın, yaptıkça insanlaşın, sizin ödülünüz insan olmanız olsun...’demiş olsaydı;kimin inanıp kimin inanmayacağı, kimin nerede din için ne konuştuğu kaç kişinin umurunda olurdu. Ödül, ceza ve korkulardan söz edilmeseydi, bugün Madımak Oteli’nin önünde kaç tane kundakçı olurdu acaba?
Camilerdeki cuma namazlarından sonra verilen vaazlardaki ’ İslamdan dönenleri eğer tövbe etmezlerse öldürün’ hükmünü hatırlayıp bir saptama da bulunuyorsun. ’İki tane Müslümanlık var’ diyorsun. Bir tanesi halkın Müslümanlığı, diğeri de şeriatçının Ortodoks Müslümanlığı. Sevgi, hoşgörü, iyi niyet kavramlarını taşıyan Müslümanlığın halka ait olduğuna inanıyorsun artık. Halk iyi olan ne varsa onu Islam’a mal etmiş, içeriğini zenginleştirmiş kendine göre daha insani bir dinsel kültür oluşturmuş.
Sivas şehitleri yarın görkemli kalabalıklar tarafından uğurlanacak.. Gitmek istiyorsun. Orada bulacağın şeyin demokrasi barış ve özgürlük olduğunu biliyorsun.Yüzyıllar boyunca bu kavramları savunan ve bu uğurda canlarını seve seve veren canlarında orada olacaklarından eminsin...Yüzünde aydınlık bir gülüş var...
YORUMLAR
Otelin yakıldığı gün kardeşimdeydim.
Televizyondan izlerken kanım dondu.
Neden engel olmuyorlar, ne oluyor diye kendime soruyordum.
Ne yazık ki onca insanı diri diri yaktılar.
İnsan, insanlık böyle olmamalı diyorum.
Bu din değil, vahşet, cahillik.
tebrikler arkadaşım,
o günü anımsadık.
gerçi bu katilliği unutmak mümkün değil.
selamlar..