- 1580 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
DEDEEEEE BANA SOOONA AL. / SAĞIR DUYMAZ UYDURUR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Efendim malum okullar açıldı. Bu sene on sekiz milyon öğrenci ve bir milyon öğretmen ders başı yaptı. Daha doğrusu yapmış. Öyle diyorlar..
İşte şimdi size istatistik denen şeyin aslında yalan olduğuna dair bir örnek.
On sekiz milyon öğrenciye karşılık 1 milyon öğretmen ders başı yaptıysa istatiksel olarak demek ki ülkemizde her on sekiz öğrenciye bir öğretmen düşüyor.
Tabii ki değil. Keşke öyle olabilseydi.
Her neyse…
Bu sene ana sınıfına başlayacaklar için bir diyeceğim yok. Onlar seneye başlayacakları 1. Sınıf için bol bol ısınma hareketleri yapacaklar ana sınıfında.
Hani bir fıkra vardır: Adamın biri ölmüş. Çok çok iyi, melek gibi biri olduğu için de cennete davet etmişler öte alemde. Adam cennete doğru giderken bir bakmış cehennemde cümbüş var. Şarkı, türkü, kahkaha sesleri gırıla; oysa cennet tarafında ne ses var ne seda.
Meleklere ‘’ Yahu cennette hiç bir eğlence yok. Beni cehenneme götürün’’ Demiş. Melekler de bunu zebanilere teslim etmişler.
Zebaniler adamı alır almaz kaldırıp ateşin içine savurmuşlar. Adam başlamış bağırmaya ‘’ Hani burada eğlence vardı? Dışarıya sesler öyle geliyordu?’’ Zebaniler cevap vermiş: ‘’ O işin reklamıydı.’’
Evet ana sınıfı işin reklamıdır. 1. Sınıfla birlikte başlar o uzun ince yol.
Eee konumuz bu mu yani? Yok değil.
Bu sene benim torun Elif Nur da ana sınıfına başlıyor. Ancak kaydını yaptırdıkları halde bazı özel sebeplerden dolayı geçen hafta başlatamamışlar okula. Geçtiğimiz Pazartesi günü telefon edip sordum başlatabildiniz mi diye şükür başlatmışlar. E haliyle sevindim ve torunun okula başlamak ile ilgili duygu ve düşüncelerini öğrenmek için doğrudan doğruya onunla konuşmak istedim ve başladı bizim telefon muhabbeti. Bu arada unutmadan söyleyeyim ben oldukça ciddi ve profesyonel bir eğitimci olduğum için ( Artık her ne demekse ) Karşımdaki, minicik bir çocuk da olsa onunla ciddi ciddi konuşurum.
-Alooo Elif Nur. Kızım nasılsın bakayım?
-İyiyim.
-Eeee okula başlamışsın. Duygu ve düşüncelerini dedenle paylaşır mısın?
-İyiyim. Sen naabıyon?
-Teşekkür ederim kızım ben de iyiyim. Ama onu sormuyorum. Okula başlamışsın ya. Duygu ve düşüncelerin neler? Neler hissediyorsun?
-Ananem de iyi. Tayhana yabıyolay goca ninemle. ( Goca nine, anneannesinin annesi, yani benim eski kaynanam. Eski dediğime bakıp da yenisi var sanmayın. Yok maalesef. )
-Hay senin anneannene de goca nine de. Ben onları sormuyorum.
-Hayun Dayım da iyi. ( Eski kayınbirader )
-Allah’ım ya Rabbim. Kızım sana Harun dayını mı soruyorum ben? Okulun nasıl?
-Okulum da iyi.
-Oh oh maşallah. Sağlığı sıhhati de iyidir okulunun inşallah. Nezle grip filan değildir umarım.
-Kih kihh kiiihhhh. Çok komiksin dede. Okul nezle oluy mu hiç. İnsan mı o?
-Hırrrrrrr.
-( Anne annesine sesleniyor ) Annneanneeee. Dedem köpek oldu. Hıylıyo.
Anne annesi cevap veriyor
-Endeee yeni bir şey değil gızım. O eskiden de öyleydi. [Efendim ‘’Endee’’ ya da ‘’Endeeği’’ Fethiye, Manavgat, Kaş, Kalkan, Elmalı ve Finike yörelerinde ‘’ Bahsi geçen konu, bahsi geçen şey’’ anlamında çok kullanılan bir kelimedir )
E artık sinirleniyorum haliyle ve yüksek sesle cevap veriyorum.
-Elif Nur. Söyle o Testerella’ya kendisine baksın önce.
Anında cevap veriyor anne annesi.
-Gızım söyle o Çanta Kafaya asıl o kendisine baksın.
Yok yok..bunlar hakaret değil. Evli iken ikimizin de çok sevdiği ve izlediğimiz bir çizgi film vardı. O çizgi filmde iki timsah vardı. Kadının adı Testerella, erkeğin adı Çanta Kafaydı. Ben ona Testerella derdim o da bana Çanta Kafa.
Elif Nur aradaki postacılık görevini tam hakkıyla yerine getiriyor
-Dedeeee Anneannem vay ya çok komik. Senin kafan çantaymış. Benim de beslenme çantam vay ama senin kafana benzemiyoy hiç.
-Kızım sen bakma anne annene. Haaa çanta demişken..Çanta aldınız mı?
-Aldık.
-Hımmm güzel. Ne renk çantan?
Aslında Elif Nur’a bu soruyu sormak yanlış. Çünkü cevabı belli.
-Pembe.
-Ayakkabı da almışsınızdır mutlaka ve o da pembedir.
-Evet pembe.
-Kıyafetler peki?
-Onlar da pembe.
-Hımmm. Güzelmiş. Alınmayan bir şey kaldı mı?
-Dedeeee sen de sooona alsana .
-Neyi sonra alayım?
-Ya soooonaa diyoyum.
-Hay Allah sonra diyorsan sonra olsun ama alacağım şey ne?
-Soooonaa.
-Zurna mı? Kızım zurnayı ne yapacaksın?
-Yaa. Dedeeee. Zuuuna değil sooona.
-Hay Allahım ya. Hurma mı istiyorsun anlamadım ki?
-Üf dede yaaa. Sooona istiyoyum ben.
-Fe sübhanallah çattık yahu. Kızım sen bana ne istediğini tarif etsene.
-Dedeeee. Tarif ne?
Resmen çatmıştım. Şimdi önce tarifin tarifini yapıp sonra da torunun ne istediğini nasıl anlayabilirdim.? En iyisi yine bazı nesneleri sıralamaktı. Artık kafiyeli hangi cisim varsa sıralayacaktım.
-Elif Nur. Turna mı istiyorsun kızm?
-Ya dedeeee. Sooona istiyoyum ben.
-Hımmm anladımmm. Korna istiyorsun.
-Uf dede yaaa. O dediğinden de istemiyoyum.
-Seni zilli seniii. Anladımmmm. Burma istiyorsun. Yani burma bilezik. Ama kızım senin için daha çok erken değil mi burma? Hem bende para suyunu çekmiş vaziyette.
-Dedeeee. Payanın suyu mu vay?
Al işte şimdi nasıl izah edersin beş yaşında bir velete paranın suyunu çekmesi deyimini.
-Sen şimdi bırak parayı da bana ne istediğini anlat.
-Dede yaaa sen sağıy mısın? Sooona diyoyum.
-Ne kadar sonra kızım? Ne zaman istiyorsun?
-Hemen istiyoyum.
-Kızım çatlatma adamı. Hemen istiyorum diyorsun, sonra istiyorum diyorsun resmen beynimi yedin yani.
-Dedeee senin beynin vay mı?
-Sayende kalmadı küçük hanım. Beyin meyin kalmadı.
-Alacak mısın?
-Neyi alacak mıyım?
-Sooona.
- Of Elif Nur offf. Şiştim resmen.
-Bana kızıyoy musun?
-Yok güzelim sana kızabilir miyim hiç. Şimdi tane tane söyle bakayım ne istiyorsun sen?
-Sooona.
-İyi o zaman. Yazın dayın bir daha tatile çıktığında alır gönderirim.
Ne istediğini aslında anlamamıştım ama seneye yaza kadar nasılsa unutur giderdi. Fakat öte taraftan da ya çok önemli ve acil bir şeyse? Zaten ben böyle düşünürken Elif Nur hemen atıldı.
-Ooooo yaza kaday bekleyemem. Hemen al göndey.
-Ne alayımmmmmm?
-Sooona al.
Kafayı yemek işten değil. Birden aklıma dahiyane bir fikir (!) geldi.
-Kızım. Sen şu istediğin şey her ne ise onu bana harf harf kodlar mısın?
Elif Nur şaşırdı tabii ki.
-Dedeeee hayf hayf kodlamak ne?
Ben hâla ana sınıfına yeni başlayacak parmak kadar bir çocuğun harf harf kodlama yapamayacağının farkında değilim. O derece dağılmışım yani.
-Kızım bak. Mesela kağıt istiyorsun diyelim ki.
-Ama ben kağıt istemiyoyum ki.
-Yahu mesela dedik. Yani maasucuktan.
-Tamaaam anladım.
-Ne yapıyorsun: Kırklarelinin ka sı, armutun a sı, Kağızman’ın yumuşak ge si, Iğdır’ın ı sı, Trabzon’un te si diyorsun değil mi?
-Bilmeeem öyle mi diyoyum.?
-Öyle diyorsun. Şimdi gel bu oyunu oynayalım. Söyle bana bakayım.
-Aymutun a sı
-Çok güzel devam
-Tıyabzonun te si.
-Anaaa at istiyorsun sen.
-Ya dedeeee. Atı ne yapıyım ben?
-Ne bileyim kızım. Atı kodladın. .. Hem senin gerek anneanne sülalen gerek dede sülalen manyaktır biraz. Ne zaman ne isteyeceği belli olmaz bu sülalenin.
Bizim konuşma uzayınca anneannesi hazretleri olaya müdahale etti hemen, arkadan sesi geliyor.
-Gız ne gonuşuyon dedenle iki saattir bıdır bıdır?
-Ananeee. Dedem çok komik biy oyun öyetti. ‘’Aymutun a sı diyoyum o at diyoy. ‘’
- Deden sever armudu gızım. Ha ha haaaa….Eyisini yemeye özellikle dikkat eder. Ha ha haaa.
Hatun resmen laf sokuyordu. Durur muyum, ben de yapıştırdım.
- Kızım, sen o moruk kocakarıyla muhatap olma da bana ne istediğini anlat.
Elif Nur bana ne istediğini anlatacağına anne annesine seslendi.
-Anaaaneeee. Dedem sana moyuk diyoy.
Yahu arkadaş bu kadın milletinin doğasında var galiba dedikoduculuk. Daha beş yaşında ama hemen yemedi içmedi anne annesine yetiştirdi benim ne dediğimi.
Anne annesi bir şeyler bıdırdandı ise de pek anlamadım ama kulaklarımdaki çınlamaya bakılacak olursa pek de hayırla yâd etmemişti beni. Neyse…Onunla uğraşacak vaktim yoktu. Kafayı takmıştım Elif Nur’un ne istediğine.
- Kızııımm. Şimdi yüksek sesle bir daha söyle bakalım ne istiyorsun benden.
Elif Nur öyle bir bağırdı ki camın önünde ‘’Abi bu gün et yok mu?’’ Diye bekleyen kedi bile ‘’ Miyavvv’’ Diye bağırıp yerinden beş metre yükseğe sıçradı.
-Sooonaa istiyoyuuuuum.
Allahım ya Rabbim kızın bir isteği var ama bir türlü anlayamıyorum. Bir kez daha bağırmasını istedim. Tekrar bağırdı ama bu sefer dikkat ettim S ile başlamıyordu isteği. F ile başlıyordu. Yani Foooonaa gibi bir şey diyordu. Başladım düşünmeye ‘’ Fooona ne acaba?’’ Sonunda buldum.
-Firma istiyorsun sen? Yani kızım oha desem anlamazsın. Ulan bacak kadar boyunla ne yapacaksın koskoca firmayı ?
-Ben koskocaman istemiyoyum ki. Benim gibi küçük biy şey olsun. Üzeyime uysun yetey.
Üzerine uymak mı? Belli ki istediği firma da değildi. Giyilecek bir şeydi besbelli.
- Hımmm anladııım…Üzerine giyeceksin. Rengi de pembe olacak tabii ki?
-Hi hi hiii. Çok komiksin dede. Hiç pembe oluy mu?
Allah Allah. Üzerine giyeceği bir şey ama rengi pembe olmayacak. Kıyamet alametleri zuhur etmeye başladı sanırım. Elif Nur’un pembeye hayır demesinin bir başka yorumu olamaz.
- Bi dakika kızım. Sen o şeyi artık her ne ise ne yapacaksın. Onu anlat ki daha rahat anlayayım ne olduğunu.
-Dedeeee. Ben onu giyince kuş olacağım.
-Kuş mu? Serçe gibi bir şey mi?
-Yok yaaa. Hani kocaman bir kuş vay ya. En büyük kuş.
-Anladım. Albatros olacaksın.
-Albatyos değil. Adı başkaydı. Hımmm neydiii?
-Neydiyse neydi. Asıl önemli olan bu kuşun pembe olmadığı. Pembe olmadığına göre ne renk.?
-Üf be dedeeee. Biy de koskoca dede olacaksın. Sen nasıl Beşiktaşlısın?
-Beşiktaş mı?
-Eveeettt.
-Sen kartal olacaksın yani?
- Evet. Kaytal. O kuşun adı kaytal ama ben kaytaliçe olacam.
-Kız ben senin o dillerini yerim. İstediğin şeyin renkleri de siyah beyaz değil mi?
-Tabii akıllım. Beşiktaşın fooması siyah beyaz değil mi?
-Yani sen benden en başından beri Beşiktaş forması mı istiyordun?
-Eveeeeet. Beşiktaş foooması alsana bana.
-Hemen. İlk işim sana Beşiktaş forması alıp göndermek olacak. Emir anlaşılmıştır komutanım.
-Kiih kiih kiiihhh. Çok komiksin dede. Ne komutanı? Ben küçücük bir çocuğum.
Evet, Elif Nur küçücük bir çocuktu ve ben şu kadar ıvır zıvır şey aklına gelip de forma aklına gelmeyen koskoca yaşlı bir bunaktım . Düşüne biliyor musunuz. Ben ki doğduğum gün ınga yerine kartal gibi ‘’avvkk avvvk ‘’ Diye bağırmış altmış iki yıllık bir kartalım ama aklıma zurnadan kornaya kadar her şey geliyor da kartal, forma, Beşiktaş forması gelmiyordu. Yok yok artık bunadığımı kabul etmeliyim.
YORUMLAR
''DEDEEEEE BANA SOOONA AL. / SAĞIR DUYMAZ UYDURUR'' Başlıklı yazımı 30.09.2016 Tarihi için günün yazısı olarak seçen sitemiz seçki kuruluna, yorumlarıyla bana destek ve yeni yazılar yazma şevki veren değerli arkadaşlarıma ve okuyan herkese çok çok teşekkür ediyorum.
Sağ olun var olun.
Elif Nur'un hayat mücadelesi başladı. Bu yolda başarılar dilerim.
Akıcı güzel bir yazıydı.
Tebrikler. Selamlar.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
sami biberoğulları
İş,in doğrusu konuşmanın bu şekilde bir sona ulaşması benim için de sürpriz olmuştu))))
Selam ve saygılar.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
severek ve zevkle okuduğum bir sohbetti...öğretici, eğlendirici, esprilerle dolu okuma hazzı veren çok çok güzel bir yazı...tebrikler, selam ve saygılar sunuyorum...
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Çok güzeldi valla!...
İşin içine Beşiktaş girince,
hele de olayın kahramanı torun oldu mu,
yazmak bir başka güzel oluyor hocam.
Renkler bordo-mavi olsa idi, okuma zevki de katmerlenecekti bizim açımızdan hocam.
sami biberoğulları
Biz dünyaya geldiğimizde Trabzonspor diye bir takım olsaydı anamızın memleketi dururken gidip de İstanbul takımı BJK yı tutar mıydık hiç? Ama yoktu. Sonradan dönmek de bize göre değildi elbette.
Daha sonra 2 nolu kangal dışında herkesi Beşiktaşlı yaptım. İki no lu kangal ise bir eğitim zayiatı benim için ))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
Öncelikle o güzel bebeğe Allah u Teala hayırlı ömürler versin. Maşallah.
Ağabey yazıyı taaaa F harfini kullanana kadar bende anlayamadım. Halbuki bende 57 yıllık BJK liyim. Resimde görür görmez Soona nın Forma olduğunu anlamalıydım ama işte senin dediğin gibi mi ne olduk.
Yüreğine sağlık zevk ile okudum.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.