- 912 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ESKİ BİR MESLEK (YALAKALIK)
Tarih boyunca büyük devlet adamlarını hataya sürükleyen ve dolayısıyla devletin yıkılmasına da sebep olan bir hastalık vardır.Buna Fildişi Kule adı verilir.Geçmişte olduğu gibi günümüzde de pek çok örnekleri vardır.Bu Fildişi Kule’yi oluşturanlar için yaptıkları iş,kendilerince çok önemlidir.İşi bilmektir,işlerini yürütmektir.Küçük menfaatleri için,şahsi menfaatleri için yapamayacakları yoktur.Bunun sonucunda ekonomi büyük zararlara uğramış,devlet batmış,bir millet yok olmuş umurlarında bile değildir.
Çok iyi niyetlerle iş başına gelen devlet adamlarının etrafını kısa sürede sararlar,yapmak istediği her işte ondan önce davranır, alabildiğine abartırlar.Doğru yada yanlış olması hiç önemli değildir. Önemli olan menfaatleri doğrultusunda bir adım daha atabilmek,ve “ben yaptım” veya “ben istediğimi yaptırırım” egosunu tatmindir.Onlar için her yol mübahtır.
Geçmişte Osmanlı vezirlerinden birisinin bir dalkavuğu varmış.İşi Vezire yalakalık,geçimini oradan temin etmek.Bir gün sofraya otururlar.Turfanda zamanı.Yemekte patlıcan var.Vezir der ki;”şu patlıcan da çok nefis bir taam canım.” Dalkavuk durur mu,hemen söze girer ve başlar” haklısınız efendim,gerçekten çok güzel taam.Musakkası olur,İmambayıldısı olur,karnıyarığı olur,Közde pişer,kebabı olur,salatası olur,turşusu olur… Saymakla bitmez.Her sofranın başının tacıdır.”
Aradan zaman geçer,patlıcan bollaşmıştır,hemen her öğün sofrada gözükmeye başlar.Bıkkınlık vermiş burun kıvırtır hale gelmiştir.Vezir sofrada yine patlıcanı görünce;”bu ne yahu gene mi patlıcan,bıktık billahi” der demez dalkavuk hemen atılır;”haklısınız efendim her gün her gün patlıcan olur mu,zaten doğru dürüst tadı yok,acı oluyor,kara oluyor,kayış gibi bir şey…yemesi bile insana işkence gibi geliyor…”deyince,her iki sofrada da bulunan bir misafir dayanamamış,dalkavuğa dönmüş:”yahu el insaf demiş,geçen sefer patlıcanı öve öve bitiremiyordun.Ne oldu da patlıcana bu kadar yükleniyorsun,netice de bir sebze ve zengin fakir bütün insanlar istifade ediyor.” Der demez,dalkavuk der ki, “ EFENDİ EFENDİ BEN PATLICANIN DEĞİL VEZİRİN DALKAVUĞUYUM.”
Günümüzde dalkavukluk kavramı da karıştı.Kim vezirin dalkavuğu,kim patlıcanın dalkavuğu belli değil.Aynı kişiler yada aynı çevreler her dönemde yerlerini ve dalkavukluk mesleğini çok iyi koruyorlar.Hakkını vermek lazım, çok ta iyi beceriyorlar.Hayat standartlarının sürekli yükselmesi bunun en büyük göstergesi.
Ülke ne zaman kurtulur derseniz TARİH KADAR ESKİ BİR MESLEK OLAN DALKAVUKLUĞUN ORTADAN KALKMASIYLA KURTULUR. Böyle bir şey olabilir mi? Bir deneyelim bakalım.Dalkavuklara fırsat vermeyelim.Belki olur.
Gayret bizden Tevfik Allah’tan.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.