- 1266 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Az sonra
Mutlu günler diyeceğim de.... Az sonra biraz sakinleşeyim.
Bu ülkede ölüye saygı yok ki diriye olsun.
Sen alış onca yıl müstakil bahçeli evde oturmaya, sonra gına gelsin gurbette yaşamaya sonra tuttur bi Türkiye şarkısı dilinde sonra deniz gören balkonlu bi daire al gir içerisine...
Yine de buraya kadar güzel de;
şu yan komşunun hemen hemen her gün bıçak tıngırtısı, ayağında attığı adımları saydıracak terlikleri olmasa kulağımın dibinde.
Sabah uyandımı soluğu mutfakta alıyor adımlarını saymamak ne mümkün. Resmen bana doğru yatağıma yürüyor. İnsan uyandımı kahvaltı yapmaya yönelir, bu elinde bıçak kırt kırt lahana türü ne varsa onu doğramaya.
Çocukları olmuş olsa yine de diyeceğim ki kadın ne yapsın yemek hazırlığında iş toparlamaya çalışıyor. Bildiğim kadarıyla çalışmıyor vakti var, erken saatte koşuşturması gerekmiyor.
Bu sabah daha fazla dayanamadım uzun süredir sineye çekiyordum durumu. Kendime telkinde bulunuyordum hep, sabırlı olmam açısından.
Ama bu gün kadın tahammül sınırımı aştı duvara ikaz amaçlı vurdum.
Benden geri kalmamak adına bıçak vuruşlarını sesli bir şekilde devam ettirdi. Hem rahatsızlık ver her sabah bir şekilde uykudan uyanmama sebep ol sonrasında volümü düşüreceğine, hatalı davranış yapıyorum diye düşüneceğine benden altta kalmamaya devam. ( kendi Özbek mi yoksa kırgızistan uyruklu mu ne).
Herkes çöpünü kapısının dibine koyarken bu orta bi yerde daha doğrusu dış kapıyı açtığımda gözüme girecek kadar mesafeye taşıyıp bırakıyor. Bir değil iki değil güvenliğe de durumu aksettirmeme rağmen(bugün site yönetimine ulaşamadım) değişen pek bir şey olmadı.
Kendilerini daha evvel kibarca uyarmıştım, yani mutfak tezgahının yatak odasının duvarına dayalı olduğuna dair. Tıngırtılara uyanıyor olmamı söylememe rağmen...
Bu sefer otomatik bir refleksle kapısına kadar gittim kendimi orada buldum açıkcası. O kadar sinirlenmişim ki, bırakın kollarımın uyuşmasını geçtim ondan... Yabancı uyruklu ya kendisi bilinç altımın tetiklemesiyle bağırarak Almanca konuşmuşum. Sonrasında farkettiğimde durumu Türkçeye çeviri yaptım dediklerimi anlamıştır umarım. O pes etmeyip sabahın köründe beni uyandırmaya devam ederse, gocunmadan kapısına gidip istediği şekilde anladığı dilden konuşacağım ta ki anlayana dek... Ama öyle ama böyle. İnsanlar bilmeli ya da öğrenmeli böyle binalarda site diye tabir edilen yerlerde davranış şekillerinin nasıl olmalarını. Bazı zamanlarda birbirimize özverili davranmalıyız alt tarafı insanız biz. Hoşgörü şart evet... Evet de, inatla sabırlar asla sınanmamalı.
Ayrıca bu binalar yapılırken bizim mütaahhit bu proje üzerinde hangi beyinsizi çalıştırdıysa hangi akla hizmetle... Onlarla da işim ayrı.
Nerde görülmüş mutfak tezgahını gel başka yer kalmamış gibi yatak odasının duvarına daya...
Unutmamak lazım nasıl yaşamak, varlığımızı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmemiz için yemek, içmek, solumak anamızın ak sütü gibi helalse nasıl hayati değer taşıyorsa
uykunun da önemi tartışılmaz.
Sevgiyle kalın
İyi günler yine de, azcık da olsa sinirim geçti şu an.
YORUMLAR
Kötü tabi yatak odasının Mutfak duvarıyla bitişik olası ' ama daha kötü ola bilirdi demekten de edemedim ' ya lavabo 'ile bitişik olsaydı :) bu işin esprisi tabi ama yaşadığınız durum hiç espirili değil elbet ; uzlaşmak gerek tabi orta yerde ,,
Sevgilerimle..
Beğdi
sultan-ı yegâh
sesi duymak da mümkün ona itirazımız yok mecburi durumlar istisna
ama uyarıya aldırmadan bildiğinden ödün vermemek farklı bir şey...
Teşekkürler esprili yorumunuza
Sevgiler ayrıca da.
sultan-ı yegâh
Asansör makaraları sabaha kadar 🐝 Gibi çalışıyor maşallah...😜
sultan-ı yegâh
Görmezden gelmek
Susmak
Sineye çekmek
Tüm bunlar neden niçin ve nereye kadar...
Biliyorum cahil insana söz anlatmanın zorluklarını
her şeyin başı eğitim
eğitimi bilgi donanımı olan insan zaten haddini bilir nerde nasıl davranacağını da ama bizdeki zihniyet kendini aşmak söyle dursun
çok bencilce davranış sergiliyor...
Teşekkürler yoruma
Beğdi
Sese karşı ses çıkarmak eniyi ses kesici imiş; denemedim.
Kırkına kadar ehillenmeyeni eğitmeyi düşünmeyin.
Belki de bu yaptıkları, o'nların köyünde kibarlık sayılıyor!. Kimin mağaradan, kimin nezâket merkezi evlerde büyütüldüğünü bilemiyoruz.
Kimi, balta kalınlığında kimi mikron kalınlığında merhamed taşıyor.
Nezaket sınırını aşıp kendinize haksızlık etmeyin.
Başımın üstünde böyle bir mağara adamı var, doğum yeri bir dağ adı olan köy!.
Güzel şarkılar dinlemelisiniz; "Ne yeşilin ne siyahın gözümde hep gözleri var- Yalan Yıllar"
İyi ki, yazdınız...
Son söz: Allah kurtarsın.
Sinir sağlığı dileğimle.
kadiryeter 2016 TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=157770
sultan-ı yegâh
sultan-ı yegâh
Söylediklerinizde haklısınız hep sineye çekme durumları, ama susmak görmezden gelmek tepki vermemek nereye kadar..?
Olmuyor işte bir yere kadar sabrın da sınırı var.
Evet müzik ruhun ihtiyacı sakinleştim, sağolun tekrar.
Selamlar