4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1485
Okunma
Mutlu günler diyeceğim de.... Az sonra biraz sakinleşeyim.
Bu ülkede ölüye saygı yok ki diriye olsun.
Sen alış onca yıl müstakil bahçeli evde oturmaya, sonra gına gelsin gurbette yaşamaya sonra tuttur bi Türkiye şarkısı dilinde sonra deniz gören balkonlu bi daire al gir içerisine...
Yine de buraya kadar güzel de;
şu yan komşunun hemen hemen her gün bıçak tıngırtısı, ayağında attığı adımları saydıracak terlikleri olmasa kulağımın dibinde.
Sabah uyandımı soluğu mutfakta alıyor adımlarını saymamak ne mümkün. Resmen bana doğru yatağıma yürüyor. İnsan uyandımı kahvaltı yapmaya yönelir, bu elinde bıçak kırt kırt lahana türü ne varsa onu doğramaya.
Çocukları olmuş olsa yine de diyeceğim ki kadın ne yapsın yemek hazırlığında iş toparlamaya çalışıyor. Bildiğim kadarıyla çalışmıyor vakti var, erken saatte koşuşturması gerekmiyor.
Bu sabah daha fazla dayanamadım uzun süredir sineye çekiyordum durumu. Kendime telkinde bulunuyordum hep, sabırlı olmam açısından.
Ama bu gün kadın tahammül sınırımı aştı duvara ikaz amaçlı vurdum.
Benden geri kalmamak adına bıçak vuruşlarını sesli bir şekilde devam ettirdi. Hem rahatsızlık ver her sabah bir şekilde uykudan uyanmama sebep ol sonrasında volümü düşüreceğine, hatalı davranış yapıyorum diye düşüneceğine benden altta kalmamaya devam. ( kendi Özbek mi yoksa kırgızistan uyruklu mu ne).
Herkes çöpünü kapısının dibine koyarken bu orta bi yerde daha doğrusu dış kapıyı açtığımda gözüme girecek kadar mesafeye taşıyıp bırakıyor. Bir değil iki değil güvenliğe de durumu aksettirmeme rağmen(bugün site yönetimine ulaşamadım) değişen pek bir şey olmadı.
Kendilerini daha evvel kibarca uyarmıştım, yani mutfak tezgahının yatak odasının duvarına dayalı olduğuna dair. Tıngırtılara uyanıyor olmamı söylememe rağmen...
Bu sefer otomatik bir refleksle kapısına kadar gittim kendimi orada buldum açıkcası. O kadar sinirlenmişim ki, bırakın kollarımın uyuşmasını geçtim ondan... Yabancı uyruklu ya kendisi bilinç altımın tetiklemesiyle bağırarak Almanca konuşmuşum. Sonrasında farkettiğimde durumu Türkçeye çeviri yaptım dediklerimi anlamıştır umarım. O pes etmeyip sabahın köründe beni uyandırmaya devam ederse, gocunmadan kapısına gidip istediği şekilde anladığı dilden konuşacağım ta ki anlayana dek... Ama öyle ama böyle. İnsanlar bilmeli ya da öğrenmeli böyle binalarda site diye tabir edilen yerlerde davranış şekillerinin nasıl olmalarını. Bazı zamanlarda birbirimize özverili davranmalıyız alt tarafı insanız biz. Hoşgörü şart evet... Evet de, inatla sabırlar asla sınanmamalı.
Ayrıca bu binalar yapılırken bizim mütaahhit bu proje üzerinde hangi beyinsizi çalıştırdıysa hangi akla hizmetle... Onlarla da işim ayrı.
Nerde görülmüş mutfak tezgahını gel başka yer kalmamış gibi yatak odasının duvarına daya...
Unutmamak lazım nasıl yaşamak, varlığımızı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmemiz için yemek, içmek, solumak anamızın ak sütü gibi helalse nasıl hayati değer taşıyorsa
uykunun da önemi tartışılmaz.
Sevgiyle kalın
İyi günler yine de, azcık da olsa sinirim geçti şu an.