- 580 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Yokluğun Yeni Yaşında
-Yokluğun yeni yaşına girdi sevgilim… hasret,özlem, mutluluğa dair acı veren ne kadar duygu varsa yüreğimde büyüdü. Şimdilerde bazen düşünüyorum da seni bana uzak düşüren ne varsa ah mı etmeliyim? Yeterince ayrılık yükünün altında ezildim zaten daha fazlası olabilir mi sence? Seni ulaşılmaz sonsuzluklarda sevmenin bedeli, her yüzde seni aramak mı olmalı… “bir yüreğe yakışan en güzel hediye sevgiliyken; aynı yüreğe verilen tek ceza sevgiliden ayrı gidilen ömür yolculuğu değil midir?”
(anlamıyorsun beni, her gece gökyüzüne baktığımda yıldızlar kayıyor-nedense-)
…her yeni arayışımda hayallerimle süslü bir yolda ilerliyorum, yokluğunla. Hiç alışamadım bu durma. Sanma ki, hayallerimi böyle anlar için saklıyorum. Anlasana yar, artık beklenmedik zamanlarda çoğalıyorum. Biraz idam fermanımı imzalıyorum. Anlamıyorum, hiçbir insanı çepe-çevre sarmayan bu ayrılık oyunu bedenimde yer ediyor ya, ağlıyorum/ ilk defa gözyaşlarımı bu kadar yakından görüyorum… daha da çok ağlıyorum, bu yüzden…
(birazdan bir damla daha düşecek yüzümden sana… sadece sana!)
“hangi günahın bedelini çekiyoruz… ölüyorum, bu sefer biraz değil.”
…bana varlığını sunsan ne olur(du), sanki ellerinden tutup uçurumlara mı emanet edeceğim, yanılma! Sakın doğru yanıtları seni “sen” kadar sevmeyen(ler)de arama, bunu yapma! Benim seni bekleyişlerim, aşka olan inancımdandır… şimdi söyle:”cennet bana gülümserde, ben nasıl yüzümü çevirmem aşka…” seni yüreğime konan yokluğunun her saniyesinde daha da çok özlüyorum.
( yokluğunun ilk gününden beri adını aşkla andım/ çok sevdim, çok…)
Kimseler bilmedi neler çektiğimi(zi). Sormadılar, soramadılar; çünkü hiç kimse sevgili için ömrünü feda etmedi… Bilmediler, bilemediler; aşkın içinde barındırdığı güzellikleri; bedeli bazen yokluğunun, varlığına inat açtığı yaraları gözyaşlarıyla doldurduğunu. Ne sordular, ne de bildiler. İnanmadılar, inanamadılar; aşk bir ömre yakışan en güzel (çok) şeydi,anlatılamayan…
(söyle şimdi: ben bu gizli kalan aşkı nasıl yazabilirim…)
…güzel günler kovaladık değil mi, aşkla kavrulduk. Künyemizde sadece isimlerimiz yazardı da, herkes bilirdi yüreğimizde sadece “biz’in” yaşadığını… Güzel değil, çok güzel günler yaşadık; sayfalarca hatıralar nasıl sığar ki-bu aşkı anlatmaya/inan öldürür bu savda!
-sende ne kadar varolduğumu bilmiyorum. Ama sen benim yaşadığıma dair tek kanıtsın. Bu süreçte hiç yanılmadım ey sevgilim! Yokluğunda bahçeme ektiğim günlerin kokusu yeterdi zaten… Bana biraz inan ve yüreğime, ellerini emanet ederek “sadece gel!” Bundan sonraki arayışlarımın tek gayesi, yine sensin… Sevdiğimsin ötesi yok! Kadınımsın/unutma!..
can/ım/sın…
emre onbey
YORUMLAR
sende ne kadar varolduğumu bilmiyorum. Ama sen benim yaşadığıma dair tek kanıtsın. Bu süreçte hiç yanılmadım ey sevgilim! Yokluğunda bahçeme ektiğim günlerin kokusu yeterdi zaten… Bana biraz inan ve yüreğime, ellerini emanet ederek “sadece gel!” Bundan sonraki arayışlarımın tek gayesi, yine sensin… Sevdiğimsin ötesi yok! Kadınımsın/unutma!..
....................
Bir molada yüreğinden dökülenler gibi, içtimaya geç kalma korkusu yüreğinde. Sevdanın mıntıkalarında gezerken ne de güzel dökülmüş dilinden sözcükler...
Kutlarım dost. Yüreğini ve ardından kalemini...