- 494 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
BAYANLAR MUTLAKA OKUSUN... KOZMİK VAHŞET
"Helâl olan şeyler bellidir, haram olanlar da bellidir. Fakat helâl ile haram arasında birtakım şüpheli şeyler vardır. Kim kendisince günah olduğunu zannettiği şeyi terkederse, haramlığı açık olan şeyi çoktan bırakmış demektir. Kim ki, günah olması muhtemel olan şeyi işlemeye cüret ederse, bu da haramlığı açık muharremâta dalmaya yaklaşmıştır. Haramlar Allah’ın korusudur. Kim davarlarını koru etrafında otlatırsa, çok sürmeden koruya dalabilir" (1)
Yetmiş yaşın üzerinde ninelerimiz vardır. On sekiz yaşında yüzü boyalı genç kızlardan güzel olan. Güzelliklerinin sırrı yüzlerine hiçbir şey sürmemek ve iman nuru. İman güzellikleri “Biz, Allah’ın boyasıyla boyanmışız. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz O’na ibadet edenleriz.” (2) idrakiyle yansır yüzlerine. Sade olmak, var olanı kabullenmek, kendinle barışık olmaktır hayatın güzelliği.
Şimdi size kozmetik ürünler ile ilgili çok mühim meseleleri paylaşacağız. Emin olun bu yazıyı hazırlarken konuları midem kaldırmadı. Başlayalım;
Helena Rubinstein, Polonyalı-Yahudi asıllı ABD’li iş kadını. Rubinstein, zengin bir tüccar ailesinde doğdu. Zürih’te tıp eğitimine başladı fakat yarım bıraktı. Bunun ardından Avustralya’ya yerleşerek çiftliklerde çalışmaya başladı.(3)
Kozmetik sanayinin imparatoriçesi Yahudi asıllı Helena Rubinstein bir röportajında kadınları süslemek, güzelleştirmek için yetmiş yıldır yüzlerce kozmetik üretiyorsunuz, dünya güzellik piyasası sizin elinizde. Bunca krem, allık, pudra, losyon, parfüm gibi kozmetiklerin sahibisiniz. Doğru söyler misiniz? Bu yaşınıza kadar hangisini kullandınız?
Cevaba dikkat ediniz:
- Hiçbirini
Gazeteci şaşkınlık içindedir…
- Anlamadım efendim! “Hiçbirini” mi dediniz
- Evet, hiçbirini.
- Niye ama?
- Çünkü kozmetiğin faydasına inanman. (4)
Neden kullanmadığına gelelim şimdi de;
Piyasada rağbet gören kozmetik ürünlerinin çoğu boykot edilmesi gereken Siyonist şirketlerin malları. Nitekim Helena Rubinstein de kendisinin kullanmaya tenezzül etmediği, bilakis kaçındığı ama kozmetik dünyasında marka olan ürünleriyle yetmiş yıllık ticari hayatını Siyonizm’e adıyor. (5) Çoğu ürünlerinin arkasında siyonizmin ideolojisi illumination yazısı da vardır.
Başta Fransa’da kullanılmak üzere birçok 3. dünya ülkesinden getirilen kürtajla alınmış bebeklerin kozmetik firmalarına satıldığı bildiriliyor. Bunun delili olarak da ABD ve Avrupa’da kamyonlar dolusu ceninin ele geçirilmesi gösteriliyor. Kozmetik sanayinin imparatoriçesi Yahudi asıllı Helena Rubinstein’in ürünlerinin reklamlarında “cildin gen ve yaşayan hücrelerle” güzelleştiği belirtiliyor. Gelin görün ki, bu ürünlerin yapımında kullanılan COLLOGEN adlı maddenin ceninden elde edildiği ya bilinmiyor ya da bilinmezlikten geliniyor ve zavallı güzellik düşkünü insanlarda ciltlerinin güzelliği için kullandıkları kozmetik ürünlerinin mayasında, katledilen bir hayatın var olduğunun farkında bile değiller. Yoksa aksi olarak “Vahşetle güzellik olmaz” düsturundan çok mu uzaklar? (6)
The Wasington Post gazetesi de üçüncü Dünya ülkelerinden Kolombiya’nın kürtaj sonucu düşürülen bebeklerin satışından yılda “bir milyon dolar” gelir elde ettiğini yazdı Gazete, bu gelirin ölü doğan, az gelişmiş olarak doğduktan sonra ölen ve kürtajla bebeklerin bazı organlarının ya da tümünün yabancı firmalara satılmasından elde edildiğini de okuyucularına aktarmıştı Gazete ayrıca bu rakamların tespit edilen kısmını oluşturduğuna da dikkat çekmiş, yasadışı yolardan Avrupa ülkelerine kaçırılan ceninlerden elde edilenden çok daha fazla olduğunu vurgulamıştı
All About Issue adlı Amerikan magazin dergisi de 1992 yılında kürtajlarla alınan bebeklerin kozmetik ürünlerinden kullanıldığını duyurduğunda büyük yankı uyandırmış ve buna sebep olan kanuni boşlukların doldurulması istenmiştir Bir başka ABD dergisi olan Newsday, Ohio Tıp Araştırmaları Şirketi’nin kürtaj sonucu düşürülen 1000 adet ceninin, beyin, kalp ve diğer organlarını haşere öldürücü ilaçların araştırılmalarında kullanıldığını duyurdu.(7)
Dünya bu vahşette yüzerken Türkiye geri kalır mı? Araştırmalar, Türkiye’nin gizli cenin cenneti olduğunu ortaya koymuştur. Nitekim Türkiye’nin en büyük doğum hastanesi olan ismi bizde saklı kadın hastanesinde çalışan üst düzey bir yetkili kürtajla alınan ceninlerin kozmetik firmalarına satıldığını söylüyor. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, kozmetik firmalarının kürtaj yapılan bütün hastanelere eleman gönderdiğine dikkat çekerek bu elemanların ceninleri satın alma işlemini son derece gizli yürüttüklerini ve bu ticaretten hastanelerden hayli yüklü gelir de elde ettiğini kaydediyor! (8)
Netice olarak aklımıza gelen ilk çözüm düşünceleri şunlar oldu. Bir; ülkemizde kesinlikle kürtaj yasaklanmalı. İki; ülkemize kesinlikle yabancı bilhassa Amerikan menşeli kozmetik ürünler sokulmamalı. Ne yazık ki bayanlar arasında Amerikan menşeli kozmetik ürünlerin satışı çok yaygın. Üç; eğer illa ki kozmetik ürünler olacaksa da sağlık bakanlığı denetiminde Türk firmalarımız bu ürünleri üretmeli. Aklımıza gelen çözüm önerileri bunlar. Sağlıcakla…
KAYNAK:
1. Buhârî, İman 39, Büyu’
2. Bakara, 138
3. Vikipedi
4. www.radyovakit.com/10793_Filistin-ve-Helena-Rubinstein.html
5. gencdergisi.com/113-ne-kadar-tabiiysen-o-kadar-guzelsin.html
6. www.bayanlarbilir.com/kologen-iceren-makyaj-urunu-krem-almayin-niye-mi-buyurun-okuyun-3257
7. giritturk.org/topic/3824-makyaj-vahseti/
8. arastiralim.net/com/vahsetle-guzellik-olmaz.html
YORUMLAR
Rubinstein'ın hiç makyaj malzemesi kullanmamasına kaynak olarak gösterilen yazıda şöyle bir ifade var: "Sonunda geberdi gitti". Bu ilk elde bize "kaynağı" yazanların tutumu hakkında fikir veriyor.
Peki Rubinstein hiç kozmetik kullandı mı? Lütfen Elenn Rubinstein'ı google'layın ve resimlerine bakın. Beni üzen bu uyduruk habere inanılması değil ama yukarıdaki metnin yazarı dahil, hiç kimsenin bu kadar basit bir kontrol mekanizmasını kullanmamış olması.
Collagen'e girmek istemiyorum. Deniz ürünlerinden ve büyükbaş hayvanlardan bolca elde edilen bu madde deride, kemikleride ve kıkırdaklarda da fazlasıyla bulunmakta (Erişkin insan vücut ağırlığının %7 si collagen) Sığır plasentasında bol bol bulunurken insan fetüslerin bunun için toparlanması hem verimsiz, hem pahalı, hem de belli ki epey gerçek dışı. Saygılarımla.
İlhan Kemal tarafından 9/28/2016 5:16:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yasalar üretim ve tüketim açısından sakıncalı bulunan her türlü kimyasal ve kozmetik ürünlere gereken kotayı koyduğunu düşünüyorum en azından öyle olmasını diliyorum Eğer dediğiniz şekilde olsa 'Cenin ; emin olun bizim halkımız asla böyle bir kullanıma izin veremeyeceğini düşünüyorum . Evet Yurt dışından ithal edilen güzellik ürünleri yasaklasın Tıpkı Kürtajın yasak olması gerektiği gibi.
selamlar..
Sn. Yazarım, Dünyada herkes insan. Böyle bir vahşeti kimsenin yapacağına kesinlikle inanmıyorum. Kusura bakmayın size de bunu söyleyen mutlaka biri veya birileri olmuştur.
Kozmetik de kimya sektörünün içine girer. Kimyada, en küçük temizlik deterjanları bile eğer alerji yapıyorsa üretimden kaldırılırken; ceninden kozmetik yapılacak!... Yapmayın efendim, buna çocuklar bile inanmaz.
Yahu şu makyajsız doğal kadın güzellemesi üç kağıdı ne zaman son bulacak? Bitmedi mi bu demagoji? Kadın ruj sürmeyince çok mu ahlak sahibi oluyor, nur mu iniyor hemen? Altı üstü pigment yahu, pigment... O kadar. Sana derinin rengini veren malzeme işte o. Allah değil pigment. Pigment olmadığı zaman da albino oluyorsun. Yani hasta oluyorsun. Afrika'da senin kafanın başka versiyonları Albino'lu zencileri (ki onlar siyah değiller) öldürüp yiyor ya da vücut parçalarını büyü yapmakta kullanıyor çünkü uğur getireceğine inanıyorlar. Hani siz de makyajsız kadının cennete gideceğini sanıyorsunuz ya! Onun için söyledim.
Kolajene sahip olmak için cenin kullanıldığı iddiası asılsız ve ancak beyni olmayanların inanacağı bir iddia. Doğal kolajen üretimini birçok lifli sebzeden sağlayabilirsiniz, cenine ihtiyacınız yok. Yazar burada aklı sıra hem kürtajın hem de makyajın kötülüğüne dikkat çekerek gerici kafasıyla bir taşla iki kuş vurma niyetinde. Ayrıca orada kaynak diye gösterdiğiniz dezenformasyon sitelerinden birinin zikrettiği alman politikacının ismi tamamen uydurulmuş. Öyle bir politikacı yok.
Amaca giden her yol mübah değil mi? Hastalıklı gericiliğinizi bilimsel bir temele oturtabilmek için ne uyduracağınızı, toplumu nasıl teyakkuza geçireceğinizi, nasıl ajite edeceğinizi şaşırdınız. Çaresizlikten bilim uyduruyorsunuz ama bilimden bihaber olunca haliyle uydurulan bilim de sırıtıyor.
Helena Rubinstein'ın başarılı bir işkadını olması elbette bu zihniyetin üzerinde bir kompleks yaratacaktır ama anlaşılan o ki esas sorun onun hem bir Yahudi hem de kadın olması. Ayrıca yazarın bu ülkeye giren herhangi bir cilt bakım malzemesinin kaç kez denetlendiğinden haberi var mı? Bu denetimin hem Avrupa'da hem Türkiye'de, hem ithalatçıda hem ihracatçıda ayrı ayrı yapıldığından haberi var mı? Varsa da söylemez çünkü işine gelmez. Ben söyleyeyim yurt dışından gelen kozmetik malzemeleri en az on tane onaydan geçiyor. İşimin bir ayağı kozmetik olduğu için söylüyorum yukarıda yazan yazı yalan ve yanlışlarla dolu. Sayfayı açtığımda kozmetik firmaların hayvan deneylerinden dem vurulacağını sanmıştım ama aksine hayvan deneyleri yapan kafadan bile geride bir zihnin kolaj çalışmasıyla karşılaştım.
Yazının sonunda, "Korkunç!... İlk defa şimdi öğrndim bunları..." gibilerden kadın yorumlarını beklemenin beyhude olduğunu düşündüm...
Evet, 'yabancılaşma'nın bir yüzü daha somutlanmış biçimde duruyor karşımızda; sen ne dersen de, duyarsızlığı ile 'karanlık yağlar' o ekmeklere çalınmaya devam edecek yani...
Doğayla ilgili bilgi ve inancımızın güdüklüğü de denebilir...
Kadınlara tanınan 'pozitif ayrımcılık'ın bir sorunsalı bu durum...
Tebrikler....
Saygılarımla.