- 449 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖZER
Elimde gözer kolumun tüm gücüyle sallıyordum.Salladığım kuru eriklere yapışmış yapraklar,çör çöp ne varsa gözerin deliklerinden aşağı döküldükçe eriklerin temizlendiğini görüyordum.Daha önce kalbur,elek ve gözer arasındaki farkın bu denli ayrıtılı olduğunu kavrayamadığıma şaşıyor;Anadolu insanının derin düşüncesi ve ince zekasına karşı hayranlığım giderek artıyordu.Eleği düşündüm.Unu elerken ince deliklerinden aşağı süzülen un temizlenirken içindeki çör çöp eleğin yüzeyinde kalıyordu.Kalburde yaşanan tam tersi asıl kalburun yüzeyinde toz,toprak ve taşlar aşağıda.Gözer en ilginciydi belki de?..Elinizdeki ana maddeydi korunan.Çörü çöpü,taşı,sapı samanı aşağıya dökerken aslını yüzeyinde tutuyordu.
Komşudan aldığım gözeri verirken almak istedim.Pazarda dolaşırken kalbuları gördüm.Gözer var mı dedim.Artık gözer yapmadıklarını söyledi.Kabura rastlamak bile mucize diye düşünürken;hala bunları yapan eller var dert görmesin dedim.Keşke gözer de yapsalardı...
Gözer güçlü kollar arsında devinirken arınırdı buğday,arpa,vişne kurusu ve birçoğu..Düşüncelerim arasına koyduğum gözeri sallamaya başladım.Düşünce devinginliğim olmalı ve gözerimde sallamalıydım..İçimdeki tutculuktan kurtulan irademi,bağnazlığın taşlarından temizlemeli,alın terinin kıymetini bilmeli,yaşamayı hırstan arındırıp,güncel hayatın içinde olanlara sıkı sıkı tutunarak;yarını beklemeliydim..Cesur,iyimser olmayı koruyarak yaşamayı içimdeki gözerle güzel kılmayı öğrenmeli diyerek ’’GÖZER’’e hayran kalmıştım..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.