- 674 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Mutlu yarınlar reçetesi
Tozlu raflardan dökülen birkaç satır aklıma düşenler; yıllar geçtikçe sıradanlaşan, ucuz hayat hikayelerinden bir paragraf tadında. Kokuşmuş düşüncelerin esiri olmaktan öteye geçememiş, ne olduğu belirsiz güruh içerisinde nefes almaya çalışıyorum bugünlerde. Dünden farkı yok yaşananların, sadece değişeceğini ümit ederek, her gün yeni adımlar atıyorum hayat doğrusu üzerinde. Bilinmeze gidişin en hüzünlü tarafı bu belki de, kurumaya yüz tutmuş ümit filizleri beslemek.
Soluk yüzlerin arkasına gizlenmiş, düşsel tiyatronun figüranları arasından sıyrılma çabasındayım; kimin doğru kimin yanlış olduğunun ayırdına varamıyorum, insanlar gün geçtikçe farklılaşıyor. İşi düşünce yüzünüze sıcak bir gülümseme ısmarlayan bedenlerin, işleri bittikten sonra sessizce s*ktirip gitmelerine ne demeli?
“Zifiri karanlık beyinleri içinde, kendince doğrular belirlemiş insan artıkları” sınıfında değerlendirmek gerekiyor bu karaktersizleri.
Öte yanda fayda sağlamak gayesiyle koşturan, bir takım yanlışları değiştirmek adına emek sarf eden, çıkar gözetmeksizin yanınızda olan, sizi “siz” olduğunuz için seven; “gönül dostları” dalında Oscar ‘a aday gösterebileceğiniz, yüreği elmalı tart tadında insanlar.
Mutlu yarınlar için reçete hazırlayacak olursak;
- İnsan artıklarından uzak durun, samimiyetine inandığınız insanlar ile ikili ilişkiler kurun,
- Gerçek dostlarınızı ihmal etmeyin, akıllı telefonlar yerine yüz yüze görüşün,
- Sevin & sevilin, değer verin, saygı gösterin,
- Ruhunuzu felsefe, sosyoloji, edebiyat ile tatlandırın,
- Ve en önemlisi: Gülümseyin… Gülümseyin… Gülümseyin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.