Doğum yeri:SEYYAR
Sana bir itirafta bulunacağım,kimliği belirsiz kadın.
Bir akşam üstüydü,gün batımı hiçte natüralist tablolardaki gibi alçaldıkça tılsımlı koyuluğa bürünmüyordu.Sarhoş bir ressamın fırça darbeleriyle devasa raslantılar olşmuştu sanki.
B iz bir gurup arkadaşdık.Bulunduğumuz binanın avlusunda ahşap banklara kurulmuş,21’inci yy’lın özelliklerini konuşuyorduk.Tartışmamız,çoklu bir monolog gibiydi.Fikirlerimiz aynıydı,yada aynılaştırılmiştı.
(evrensel) insan hakları,gezegenimizin küresel sorunları,ulus-devlet,toplumlar arası ademi merkeziyetçilik,AB,vb.konuları yanı sıra;kimisi J.J.Rousseau ile Fransız Devrimini,kimisi marksist tesbitlerin 21.yy "açmazları"na değiyordu.Ve,nasyonal sosyalistlerin insanlık suçu ise yeni kırıntı bilgilerle her kesin ortak vurgusuydu.
Hepimiz bu baloda kelebek maskelerimizle kendimizden memnunduk.hayatın bize sunduğu zemin kendimizi kandırmaya müsaitti.
Onca keşiflerimizin üstüne akşam yemeği iyi giderdi,acıkmıştık.
Derken,gök yüzünün hafif bulutlu olduğu doğu tarafından bir yel usul usul esti.Bulutlar çok alçaktaydı.Altlarından tutuşmuş gibi,koyu eflatun kızıl’la tonlanmıştı.Havada yoğun bir elektirik vardı,yağış olsaydı ne akımlar boşalırdı toprağa.Esintiden oluşan bir hortum üstümüze geldi.Her yanımızı toz bastı.Çeketlerimizi başımıza çekip hortumun geçmesini bekledik.Akım dindiğinde,bulunduğumuz yere rüzgarın attığı bir kağıt dikkatimi çekmişti.A/4’ün bir tarafına basılmış hüviyet bilgileriydi.
Sağ üst tarafta bir profil vardı.Profil,taşıyıcısının 60 yaşlarında çekilmişti.Yüzünün çizgilerine işlenmiş zorluklar insanı içine haps eden lirik bir destan gibiydi.
O yüzde anlamlar ve izle iç içe sinmilşti.
Ve,ben o yüzde kayıp olacak gibiydim.
Yüzündeki derinliğin gizemlerinden ürperiyordum.
Pek kentlilere benzemiyodun,belkide uzunca bir aradan sonra ilk kez bir şehir ile işin olmuştu.Kent,kentlilik neyi ifade ediyordu,senin için.Bu "medeniyet" kalbi yaşamına ne kanlar taşıyordu ki..
Evet, o göçmen bir kadın idi,bir dağ kadınıydı.Karalandığı kağıt parçası ise bir sağlık kurulu raporuydu.
Yaşama hakkı gerçekten kutsalmıydı?..
Yaşama hakkı gerçekten çokmu önemliydi?..
Rapor,imzalar ve uzm.heyet kaşeleriyle kirlenmişti adeta.Bu ihtiyar kadın ne anlam ifade edebilmişti bütün formalitelerin arasında..
Gözlerim gayrı iradi ruhumu yaralayan cansız profil taşıyıcısının kimlik bilgilerine kaydı:
Adı:....
Soy adı:....
Doğum tarihi:01/01/1931
Doğum YERİ:SEYYAR.
Ve,işte beşeri şuurumu kaybettiğim O AN:Doğum yeri:SEYYAR.
Ama,biraz önce tartıştığımız onca şey neydi?..
Biz insanlığın kozmopolitik rüyalarının yalancısımıydık..
yoksa profilin pembe gözlüklerimizi düşürmeyemi atılmıştı.
Utandım,o siyah-beyaz fotografa bakamadım.Kağıdı tersine çevirdim,boş saydım,katlayıp cebime koydum.
Ne zaman yolum dağlara düşerse müsveddenin birazını dağlara asarım.
Ne zaman yolum özgür,kendi başına akan nehirlere düşerse birazını sulara bırakırım.
zana..24/08/’08
(değerli arkadaşlar,bu yazıda sizinle paylaştığım olayda ne ufak mübalağa yoktur,ne yazık ki kurgusu gerçektir)
YORUMLAR
Kutlarım değerli dost, yazınızı yüreğim burkularak ve gözlerim buğulanarak okudum desem yalan olmaz, çünki o kimlik bilgileri beni çok duygulandırdı ve insanlığımdan utandım, bu güzel hayat hikayesini bizlerle paylaştığınız için çok teşekkürler dost saygılar efendim..
UMUT ve DOSTCA
Evet doğum yeri seyyar olanlar var bu ülkede.Hâlâ yerleşik düzene geçememiş yürükler ve romanlar gibi.Çok değil 60 sene evvelinde Antalya Toroslar'da da yaşıyan göçerlerin de sabit köyleri yoktu, yazın yaylaya , kışın sahile inerlerdi sürüleriyle.Kara kıl çadırlarda yaşarlardı. Devlet vergi tahsilatı yapamadığı için yerleşmelerini belirlemek üzere köyler kurdu, iskan etti yürükleri.Fakat Romanlar minibüsler içinde bütün yıl boyunca turalayıp duruyorlar.Geçtikleri tenha bölgelerden de ormanlık arazilerin sınırlarını koruyan tel örgüleri kesip hurda haline getirerek satmak işlerine dahil.kalaycılık, bohçacılık yapanlar da var...Söğütleri bol olan dere kenarlarında sele-sepet örerek , geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar.
Modern insanın açmazları onlardan daha fazla emin olun buna.Bir fıkra;
Amerikalı bir araştırmacı ülkemize gelir,söğütlerin altında yatan bir Roman görür.
yaklaşır ve sorar;
-Neden yatıyorsun tembel tembel?
-Ne yapmalıyım sizce ben?
-Çalış!
-Çalışsam ne olacak?
- Çok paran olur?
-Çok param olsa ne olur?
-İşçilerin olur, fabrikalar yaparsın?
-Sonra ne olur?
- Ne olacak çalışmana gerek kalmaz, yan gelir yatarsın!
-Ya ben şimdi ne yapıyorum?Çalışmaya ne gerek var?
Evet her şeyin bir sınırı olmalı ki , insan insanlıktan çıkmasın.
YAZINIZI ZEVKLE OKUDUM.TEBRİK EDERİM.TANIŞTIĞIMIZA MEMNUN OLDUM.SAYGIMLA.
Utandım,o siyah-beyaz fotografa bakamadım.Kağıdı tersine çevirdim,boş saydım,katlayıp cebime koydum.
Bende yazdığından çok etkilendim. Ama işte o kadar.
Fakat o kadın o kağıt eline verildiğinde sevinmiştir!!! kim bilir! Belkide hiç sevinmediği kadar. Gör anlayamadığımız acıları daha ne kadar.
Çok güzeldi duyarlı yüreğini tebrik eder, selamlar, saygılar sunarım.
Sevgili fesih yazınızı iyi okuyan bir kişi bunun mübalağa olmadığını anlar sanırım , neden mi ? çünkü benim de aklım bulduğunuz şu kadıncağızın kimliğindeki doğum tarihine takıldı , 0101... , gerisi hiç önemli değil çünkü bu tarih çok önemli kadının neden SEYYAR doğumlu olduğuna dair .. Doğu'da ve Güneydoğu'da daha önceleri ( ki hala var ) nüfus kayıtlarının olmadığı bölgelerimizdi ve Cumhuriyet döneminden sonra ( sanırım 60'lı yıllardan sonra olsa gerek ) burda oturan vatandaşlarımızı ( ki bunlar genelde Kürt uyruklu vatandaşlarımız ) nüfusa kayıt ederken devlet yetkilileri '' hepsinede ilk ayın ilk günü yazın gitsin '' demesinden sonra bu vatandaşlarımızın hepsinin doğumu 0101'le başlar ki ilginç olan bir yön daha var o da bu günün Noel'e denk gelişi .. Hele bir de bu vatandaşlarımıza Soy adaları verilirkenki traji komedi durum da içler acısı bir şey ...Artık neden SEYYAR olduğunun da ben yorumunu yapmıyayım ....
Çok üzücü gerçekten de ..
Tartıştığınız konulara gelince çok güzeldi, gerçek bilimin doğrultusunda tartışmak, konuşmak her zaman iyidir diye düşünürüm...
Yazın çok güzeldi fesih, gecenin ilerleyen saatinde bu kadar yazabildim:) Sevgilerimle, kutluyorum ........