- 716 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Alan Etkisi Ve İnsan 2
Yine başlangıç koşulu gereği alan etkisi ayrı ayrı olan süreçlerle ve kendisi ayrı ayrı süreçlerin bir araya gelmesiyle her bir entegrasyonlar bir öncekinin ve bir sonrasının aynısı değildiler. Bunu bilim sel adı; yadsınmanın yadsınması ya da olumsuzlaşmanın; olumlanışıyla; yeniden ve başka bir düzeyin düzlemi içinde, başka şekilde olumsuzlaşmasıydı. Yani diyalektikti. Yani doğanın diliydi.
Süreç yapıların temeli başlangıç koşullarına en asgariden bağlı olmaktır. "Köleci tabanlı" ağ, kapitalist ilişki ağına sahipti. Bundandır ki köleci sistemler de başlangıç koşulunu sağlama girişmesi yaparlar. Bu demek değildir ki kapitalist sistem sömürüden vaz geçti.
Köleci sistemler de sömürülen ilişkisi olmakla kapitalizmle sürmekte olup bugün ulus devlettiler. Özel mülk sahipliği ulusçu devlet içinde korunmakla adaleti, mülkün temeli yapan bir sistemdi!
Ne var ki köleci başlangıçtan bu yana kölelerin yarın yeniden çalışabilmeleri için ya da kölelerin yarın yeniden iş başı yapabilmeleri için yeme, içme, barınma gibi temel ihtiyaçlarının asgariden giderilmesi gerekiyordu. Bu, sosyo-toplumsa inşadaki “başlangıç koşullarına” bağlılıktı.
İkinci oluşla ulus devletler içinde sömürülen kesim, sömürüde kurtulmamıştı. Ama köleci düzene göre de kölelerin iş ve çalışma hayatında, kendi yaşam şartlarında vs. bir birine görece de olsa durumların da birçok iyileşmeleri; zar zor, kıt kanaat ve nispi hak edişler olmasıyla birlikte, köprünün altında bir hayli sular da akmıştı.
Mamon; totem ve ilahi dönemlere ait olur sıfatlar ve sözlü yasalar içindeki mülk ortaklığını (ön ittifakı) reddediyordu. Hiçbir süreç kendisine özgü parçalı bölüklü özel bağıntılı süreç olmadı mı akmıyordu.
Bir sürecin kendisine özgü parçalı bölüklü süreçleri de kendi içinde değişen dönüşen koşulları içinde başlangıca referansla sosyal alan, toplumsal alan gibi iki temel entegrasyonlarını (birleşme ve tevhidi) olmalarını ortaya koyar. Değişme ve dönüşmeyle olgunlaşan entegrasyonlar daha üst seviyenin düzey düzlem ilişkili bağıntıları olurlar.
Değişme dönüşme içindeki entegrasyonların daha üst seviye ilişkileri bile, başlangıç değerlerini sağlar olmaktan kurtulamazlar. Gelişme, değişme, dönüşme içindeki üst düzey entegrasyonlar; yeme, içme, barınma, güvende olma gibi temel başlangıç koşullarını oluşan gereksinimleri karşılamak zorundalar.
Bu başlangıç koşullarına (bencilliğe, temel korunum yasasına) bağlılıktı. Başlangıç koşullarına bağlılık dediğimiz referans ya da geri beslenin yasası yoksa süreç biter. Her yeni entegrasyon içinde aynı ruhu taşımakla birlikte süreç yeni bir özne ruhla akış olup; sürecin bu üst seviyede yeniden paraca kılınması ile kesikli sürekli olması; sürecin başlangıç koşullu küllerinde zümrüdü Anka kuşu gibi doğar olmasıydı.
İşte Mamon da köleci bir entegrasyon sonunda ortaya çıkan ayrı bir düzey düzlemdeki ilişki biçiminin mana anlamasıydı. Mamon ön ittifaklı entegrasyondan (sentezden) parçalı kesikli sürekli olmanın yeni bir aşaması içinde olup bitene göre sürece farklı ilişki ağı içinde olmanın kırınımını veren bir mana anlayışıydı. Ön ittifakın parçalanan entegrasyonları üzerinde, yeniden bambaşka bağıntıların işlev sel durumlarıyla süreç köleci düzene doğru evirilmenin birçok kişi (efendi) Mamon’larına dönüşmüştü.
Her bir mamon; kolektifin bilgi, deneyim ve servet gücünden koparılan parçalardı. Her bir mamon ön ittifakın genel yararı olan ortaklığına karşı (kolektif olmasına karşı), ortaklığın parçalanmasıyla kişisel mal mülk sahipliği olmanın Mamon’u olurla özel yarar hesabına meşrulaşmaydı. Bu türden parçalı oluşlar Mamon entegrasyonu içindeki Mamon’lar; Marduk, Aton, Attis, Yehova üzerinde gelişen girişen süreçteki kaçınılmazlarıyla, çoklukta tekliğin mana anlayışını zorunlu kılacaktılar.
Parçalar entegrasyon olmaktan; entegrasyonlarda her bir parçalı sürekli durumla bulunmanın “anıl yazısı” olmaktan kurtulamıyordular. Ön ittifakın kolektif entegrasyonu olan mal, mülk ve servet gücü ortaklığı parçalanmakla; kişisel hırs ve tamahın güç yeterliği kadarla parçalı durumlarına dönüşmeye başlamıştı.
Bu parçalı durumlar özel mal mülk ve rızk sahipliğinin mamon iradeli meşrulaşmalarına, dönüyordu. Köleci sürecin başlangıcındaki Mamonlar her ortamdaki kendi kişilerine mal mülk verirken İbrahim’in, İbrahim’in babası Tarah’ın ya da İbrahim’in dayısı olan Laban’ın “terafim’i” veya Nemrudun, firavunun ayrı ayrı koruyucu ve mülk dağıtıcısı olmakla veli nimetleri ortamın; politeisttik mamonuydular.
Mamon “rakip", "muktedirlik", "güç yeterlik"; "gücü paylaşamamak" gibi kendi sorunsal mücadelesi içinde olmalarını, ele almakla; "mülk benim” diyordu. Ben mülkümden dilediğime dilediğim kadarla verdim. Dilemediğim kulumu da maldan, mülkten yoksun kıldım" demesiyle, böylesine yüksek sesle konuştuğu ve kiminle, kimlerle didiştiği belli olmayan Mamon; yaptığı işin önünü ve sonunu hiç hesaplamamıştı.
Evren sel alanın etkisi, enerji dönüşümleri dediğimiz akışları yapmanın süreç çevrimleriyle başlamıştı. Canlıların üzerindeki alan etkisi tarihini; canlının ilk var olma dönemiyle değil de, insandaki gibi daha özel durumlar içinde olmakla insanların sürü dönemlerini oluşan tarihten bu zamana kadar olan süreler içinde olmakla, enerji akışlı konuyu ele alalım.
Şu da bir gerçek ki her bir çevre değişmesi, o alan içindeki her bir olay konu için artan azalan çevrenin alan etkisi de, olabilecektir. Avlanma, yiyecek alanlarını bulma, güvende olma, dayanışma gibi çevreye özgü az ya da çok bulunurluğun çevre sel alan etkisi; büyük osilasyon salınımlarıyla ortamı salınımlı kılıyordu.
Çevrenin artan azalan alan etkisi şu gibi bir yığın süreçleriyle olasıdır. İnsanın savana gibi açık alanda olması. Sarp alanda olması. Ormanlık alanda olması. Yerkabuğunu çatlama, kabarma çökme gibi fay hareketi içinde olması değişen dönüşen akış içinin çeşitlilik türünden ortamların alanı içinde giriştiği bağıntılarla çevrenin alan etkisi artar ya da azalır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.