- 982 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA BAŞLARKEN MİLLİ EĞİTİM MESELEMİZ
Okullar açılıyor, yeni eğitim-öğretim yılı başlıyor. Bir milletin geleceğinde söz sahibi olan eğitimin ehemmiyetini ne kadar anlatsak azdır. Milletlerin kimlikleri ve kültürlerini değiştirmenin hesap ve planlarının yapıldığı günümüzde bizler devlet, millet olarak neler yapmalıyız? Nasıl bir eğitim politikasıyla geleceğimizi kurtarabiliriz? Eğitimin yerli ve milli, olmasından neler anlıyoruz? Ülkemizin başta eğitim, sosyal, kültürel, siyasi meseleleriyle ilgilenmek, çözüm aramak zarureti vardır. Problemlerinin temel sebeplerini doğru teşhis ve çözüm konusunda görevli olduğumuz bilinmelidir. O halde eğitimde hedeflerimiz ne olmalıdır?
Evrende toplumu değiştiren, çağlar açıp kapayan, asırları değiştiren, toplumları yücelten ve alçaltan baş unsur insandır. O halde önce insanın yetişmesi, eğitilmesi şuurlu; devlet, millet ve fert anlayışına sahip olması gerekir. Toplumu yücelmek, insanlara barış ve huzuru getirmek adaleti, hakkı, hukuku her şeyden üstün tutan devlet adamlarını yetiştirmek, insan olmanın onurunu yaşamak ve yaşatmak hedefinde olan köklü bir eğitim modeli ortaya konmalıdır. Sonuçta başarısızlıklar, üzüntü ve gözyaşları hep bir yerleri adres gösterir. Bu adres devlettir, yönetenlerdir…
Tarih dinamik ve objektif bir tahlile tabi tutulduğunda milletlerin varlıklarının devamında, eğitimin büyük bir rol oynadığı açıkça görülür. Eğitim seviyesi arttıkça medeniyet seviyesi de artar. İlmin, irfanın, faziletin, medeniyetin gelişmesinde eğitimin önemi kaçınılmazdır. Bunu tarihi öreklerle anlatacak olursak, Anadolu kapılarını Müslüman Türk’e açan, Büyük Selçuklu devletinin kuvvetli günleri eğitimin en sağlam temellere dayandığı günlerdi. Osmanlının beylikten imparatorluğa, çağ açıp çağ kapatan devirden 1683 II. Viyana bozgununa kadar olan devirlerde maddi ve manevi eğitimin zirveye ulaştığı günlerdi... Türkiye’nin manevi zeminine, kültürel muhtevasına, milletin değerler dünyasına hitap etmeyen, dayanmayan hiçbir eğitimin kalıcı, etkili ve başarılı olması mümkün değildir. “Yani bizim önümüzde bir milli kültür davamız var. … Çocuklara bilgisayar öğretmek, her okula bilgisayar göndermek eğitim değildir. Eğitim o çocuğa milli ve manevi terbiyesini vermek demektir.”
Cumhuriyetten günümüze kadar geçen sürede eğitim alanında yeni, kalıcı ve doğru metodun bulunmaması düşündürücüdür. Ne söylenirse söylensin eğitimde başarılı değiliz. Eğitimde halen emekleme safhasında olmamız bir kayıp değil midir? Bizim görevimiz şov yapmak, laf üretmek, okulların fizik şartlarını düzeltmek, sadece problemleri dile getirmek değil; ülkemizin, medeniyetimizin yeniden dirilişini sağlamak bunun için fetih toplumu özelliğinde ve ruhunda nesilleri geleceğe hazırlamak olmalıdır. Biz okullarımızda evde çevrede nezaketi, sevgiyi, saygıyı veremiyorsak ya da ahlaklı, dürüst olmayı öğretemiyorsak sonuçta karşımıza bizim olmayan kimliksiz, kişiliksiz ve renksiz bir tablo ortaya çıkar...
Türkiyeyi birlikte inşa etmenin şartları bellidir. Türk kültür ve medeniyetinin dayandığı temellerin yeniden ihyası için çalışmak… Bugün geçmişi tekrar etmek mümkün değildir. Geçmiş ile avunmak ta bizi başarıya götürmeyecektir. Kendimizi yenileyerek, çağın gelişimlerini takip ederek, yeniden tarih ve kültürümüzden ilham alarak bir medeniyetin uyanış hamlesinin temellerini atmak, sorumluluklar üslenmek, bir fetih toplumu olmak zorundayız. Tekrar hayatımızın her anında, her sahasında insanlık adına ne kadar güzel hasletler varsa onları en güzel şekilde yaşamak zorundayız… Devlet adamları, bilim adamları, vatandaş olarak bu devleti, milleti ve onun değerlerini nasıl yüceltebileceğimizin hesabını zaman geçirmeden yapmalıyız. Eğitimin kırk yamalı bohçaya çevrildiği, millilikten uzaklaştığı, yabancı aklıyla yönlendirildiği durum karşısında devlet, millet olarak kendimizi tekrar sorgulayıp yerli bir model oluşturmalıyız…
Sağlam nesiller yetiştirmek istiyorsak, yıllarımızı heba etmeden doğru teşhisle, plan program yaparak işe başlamalıyız. Birkaç yılda bir eğitim sistemini değiştirmek, yıllardır yapboz tahtasına çevirmek ülkeye ve nesillerimize zarar veriyor. Kurtuluşu değişimde aramak yerine şekilciliği ve taklitçiliği bir tarafa bırakarak kendi özbeöz yerli kültürümüzle çağın gelişimlerini sentezleyen bir sistem ortaya koymalıyız. Kısa ve uzun vadeli programlar yaparak geleceğin muhteşem Türkiye’sini, aydınlık medeniyet öncüsü Türkiye’sini oluşturmalıyız.
Bir ülkeyi, bir devleti, bir toplumu batırmak isteyenler, onun tümüyle uğraşmasınlar, sadece eğitimini bozsunlar, değerlerinden uzaklaştırsınlar o ülkenin, o toplumun sonu hazırlanmış demektir. O halde Eğitim milli kimlikte verilmelidir, değerlerinden kopuk olmamalıdır. Eğitimin ilkesi “yaşayarak öğretme” olmalıdır… Türkiye eğitim sahasında yeni atılımlar yapmak için başta eğitim uzmanları, akademisyenler ve her ilden temsilcilerden oluşan eğitim şuraları oluşturulmalı, eğitimi geliştirme dairesi yabancılardan değil kendi insanımızdan meydana getirilmelidir.
Çağın gidişatına ayak uyduramayanlar, dünyanın yeni ilmi ve teknolojik gidişatına göre kafalarını ve hayatlarını yeniden düzenleyemeyen toplumlar diğer milletlerin sömürü sistemlerine mahkûm hale gelirler. O halde bugünden başlayarak gerçekleri gören, çağı sentezleyebilen insanları, olayları sorgulayabilen sentez ve analiz yapan bir eğitim modeline ihtiyaç vardır.
Bizler Türk kültür ve medeniyetini atinin medeniyet ufkunda yeniden büyütmek istiyorsak; ilme, ahlaka, fazilete önem veren yerli ve milli bir eğitim sistemi ortaya koymalıyız!. Bu sistem ki barışa, dayanışmaya, hakka, hukuka, adalete değer veren bu hasletlerin hayatımızın tüm alanlarına yerleştirilmesini sağlayan bir modelle cehalet ve gerilikten bir medeniyetin uyanış ve ihyasına destek olmuş olsun. Öyle bir modelimiz olmalıdır ki, bu model Türk milletinin kimliğini, dilini, dinini, tarih ve kültür bilincini, binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyen, geliştiren bir yapıya sahip çıksın.
Temelsiz bina olamayacağı gibi öğrencileri yerli, milli ve manevi bilgilerle yetiştirmezseniz bu toplumun geleceği tehlikededir! Zamanında hedef belirlemez rota çizemezsen nesil menzile ulaşamaz. Sonunda hayat geçer, ömür biter, bugün gider, yarın gider, vatan gider, namus gider, din gider…
Eğitimi ileriye taşıyacak, görev şuuru içersinde idealli, çalışkan, dürüst, erdemli, örnek öğretmenlerimiz, yöneticilerimiz, akademisyenlerimiz vardır, olacaktır onları saygıyla selamlıyorum, çalışmalarında başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Yeni eğitim-öğretim yılının öğrenciler, öğretmenler, veliler ve tüm ülkemiz için hayırlı olmasını, mutluluklar ve başarılar getirmesini diliyorum…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.