- 677 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BULUŞMA
Barışın ve özgürlüğün mavi sularında çoğalmak istiyorum !.
Çocuklar ölmesin, diyorum !..Aşkı, sevgiyi yaşamın şarkılı çiçekli dallarında güzelleştirelim diyorum !,,
Kan ve barut !..
Savaş ve gözyaşı !..
Lanet olsun ’..
Bir öykü yazıyorum, insanlık için !..
Uyandırmasın kimse uyuyan bu çocuğu.
Bir zamanlar karnımda böyle derin uyurdu.
.............................
Her yanı duru sevgi derin uyku her yanı
Bırakın da kullansın bu güzel armağanı.
Gabriela Mıstral’ın dizeleri akşamın karanlığında doldurdu odamın içini. Bir genç kadın çocukluk düşlerini hatırladı o anda. Soğuk kış gecelerini düşündü, sevdanın kaçışını durdurmaya çalıştı...
Yağmur yağıyordu...O ise yapayalnızdı...
Her şey ölümdür, karada ve denizde; fakat çok daha acımasızdır insanın yazgısı; ve o bunu bilmek zorundadır, henüz doğduğunda; hakkında verilmiş olan ölüm kararını...
Acaba o genç kadın hayatın bu hızlı akışını kavrayabilmiş mıydı?
Hayır hiç düşünmemişti bile bunları...
Berthold Brecht’i tanırmıydı?
Zannetmiyorum....
Ritsos’un adını duymamıştı. Berthold Brecht’in barış ve savaş şiirlerini okumamıştı hiç...
Genç kadın ’ boş ver ’ dedi sıkıntıyla...
Adam uzun uzun baktı kadına...
Bir sevdalı bulut mavilerini giymişti o uzak ülkede...
Yeşil vadinin üstünde, gün batımında akan nehirlerin çağlayan sularında sevişme çanları çalardı...
En güzel aşk öyküleri o uzak ülkenin kadınları üzerinde kurulurdu...
Düşler gerçeğe dönüşür müydü o uzak ülkede? Bir genç kız şiirler okur muydu sevgilisine? Maviler çoğalır mıydı hüznün üzerine çöken grilerde? Nazım ya da Louis Aragon bir şeyler fısıldar mıydı kulaklarına?
Bir erkek sımsıkı tutsun bir kadının ellerini istiyordun çiğ düşen sabahlarda; bir kadın gülümsesin...
Her şey yitip gitti aşklarımız gibi...
Uzun uzun geçmişi düşündü, hüznünü, yalnızlığını hatırladı yıllar
sonra...
Yağmur camlara vuruyordu...
Kalktı yerinden salona geçti...
Acaba her şey ölüm müydü?
Dostoyevski’nin sözleri geldi aklına:
’ Ne yɑpɑrsɑn yɑp, dɑimɑ pişmɑn öleceksin. Belki yɑptıklɑrındɑn belki de yɑpmɑdıklɑrındɑn. ’
Bir sigara yaktı, demlikteki çaydan doldurdu bardağına....
Yeni bir gün başlayacaktı...
Yumdu gözlerini öylece kaldı uzun zaman...
Belki o saatlerde o uzak ülkede, mızıka çalıyordu erkekler...
Bir çocuk gibi ağlıyordu kadınlar geçmişin özlemiyle...
Büyüklerin yüreklerinde hep büyümemiş çocuklar vardır...
Aysız gecelerde yalnızlar o çocuksu düşlerle birleşir; aşkın kaçışı işte o saatlerde çoğalır...
Doğanın şarkısını söylermiş eskiden aşklar; ırmak, dağ, çiçek , ay ve rüzgar; sevdanın ateşiyle yanarmış aşıklar kendi bedenlerini çoğaltarak...
Düşlerimde gördüğüm, uyanıp kaybettiğim sen. Sen şimdi o uzak ülkenin akşamlarında yağmurlu, soğuk ve fırtınalı yaşamın içindesin. Umutlarının yok olup gitmesinden korkuyorsun...
Aslında yalnızlıktan korkuyorsun. Simonov’dan Maria Rilke’ye uzanan umutsuz bir sevdanın yalnızlığı...
Bu yalnızlığın üzerine gitmelisin korkmadan. Acıların içinde o mutluluğu bulmalısın...
Artık bırak geçmişi ve geleceğe bak...
İstediğin bir avuç mutluluk değil mi senin?
Düşlerinden sil o geçmişi, eski anılarını unut, düşünceleri at kafandan...
Geceleri insanlar kendileriyle hesaplaşır bilir misin?
Ben öyle yapıyorum, istersen sende öyle yap !..
Gündüz ağır ağır geceye dönünce, tüm gece boyu koyu yalnızlıkları kendi içime saklıyorum. Sonra sevdaları saklandıkları yerden bulup bir bir çıkarıyorum...
Bak sormayı unuttum sana ! Sen Cengiz Aytmatov’u okudun mu hiç? Paul Eluard’ı tanır mısın?..
Eluard, şöyle seslenir, uzaklardan bizlere;
Kapılar tutulmuş neylersin
Neylersin içerde kalmışız
Yollar kesilmiş
Şehir yenilmiş neylersin
Açlıktır başlamış
Elde silah kalmamış neylersin
Neylesin karanlık bastırmış
Sevişmezsin de neylersin
Fal açan kadınlar vardır akşam saatlerinde avare düşler kuran, saçında çiçeği kendi kendine hayal aleminde gezinen. Ve sevgililer vardır hani el ele ortalıkta dolaşan.Sevdayı bir gül yaprağının arkasında saklayan...
Sen bırak boş ver falcı kadına fal açtırmayı !
Havalar soğur, bir bakarsın kar yağar, sen üşürsün...
Üşüdüğünde sevdanın yüreğinde ısıt kendini..
Sen beni dinle, hüzünlü ve yalnız kadın !..
Sıkıca sarıl yaşama...Ve hiçbir zaman aşktan kaçma...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.