- 731 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sabır İle Hakikatin Hükümsüz Anı Yıkması
İnsanoğlu kendini hep her şeyi bilir sanırken, bir dakika sonrasını bilmekten acizken bakması gereken gözleriyle gözlere ve gönül gözüyle görmesi gerekirken, her zaman peşin hükümle kendi bildiğini sandığı egosuyla veya başka insanların görmeden bilmeden belki de kıskançlığı ile söylediği sözlere anında inanır ve yanılır. Karşısında suçladığı insanı veya sevdiğinin gözlerinde hakikat gün gibi aşikâr iken, gönlünde bu söylenilenlerden hiçbir zaman bir ize rastlayamamanın hakikatini defalarca bilmesine rağmen inanır! Karşısındakini binlerce sözle inandıramayınca, sukutun engin deryasında kelamlarını fazla zayi etmeden dolaşırken an o sukutu ile ona, insanın bazen böylesine anlaşılmaz olduğunu egosu ile çok yakından tanıdığı insana böylesine kendisine inanmayarak ağır suçlamalarla zan altında bırakmanın hakikati ile kendi gerçek sırrına gömülerek bu sırra vakıf olur.
Oysa daha düne kadar gönlü onu bir kuş gibi kanatlarına almış, aşkın deryalarında gezdirirken, aşkın güzel sözleri ve gönülden sevmenin hakikati ile gezdirirken, oysa şimdi kendisi özgür kalırken çok sevdiği insan insanlar veya sevdiği bir anlığına zanda bulunmanın etkisi ile kendi özgürlüğünü hiçe sayarak, bir sava inanmanın acı gerçeği ile bu yalanlara mahkûm etmiştir. Bu çok acıdır bunu görmek insanı derinden yaralar ama o an elden gelen bir şey yoktur, tek çare zamana yaymak şimdi bu anın etkisi ile gönülleri kırmadan beklemektir lakin bunu pek çok insanda yapamaz.
Emel sayının söylediği bu konuda çok güzel hepimizin bildiği bir eseri var hemen hemen hepimiz biliriz:
Gözler kalbin aynasıdır.
Yalan nedir bilmez onlar.
Siyah, mavi, yeşil olsun
Aşkı inkâr etmez onlar.
Yağmur gibi damla damla
Seven gözler konuşurlar.
Gözden kalbe bir yol gider,
Ayrılanlar kavuşurlar.
Bu sözler ne kadar hakikati anlatan sözlerdir, hepimiz dinlerken bunu tastık etmeyeniniz yok gibidir. Oysa seven gönlüne baksaydı gönlünde taştan eser olmadığını bu taş gibi ağır sözlere layık olmadığını anlardı. Gönlünde yıldızlardan daha çok yıldız olan, bu aşkı ile onun karanlıkta olduğu gecelerde binlerce yıldız olarak dünyasını aydınlatmış onu tatlı aşk dünyasında hayaller kurarak gülümsemesine sebebiyet vermişti. İnsanoğlu yaşa ki neler gele başa, peşinde koştuğun tatlı yorgunluğun kalır sana, bir anlık kendini bilememe nefsine egosuna yenik düşen insanın insanların, gönlünün dilinin, dilini nasıl esir aldığını anlamanın hakikati ile baş başa kalmanın sukutun engin denizinde tek başına yaşatmanın gerçeği ile insanı yalnız bırakır böylesine bazen.
Ah konuşurken gözlere bakması gerekirken, bu andan önce hep gözler bakarak gönlü okuyan o sevgili ya da arkadaş, şimdi hakikati haykıran gözlere bakmaz, sözlerine bakmaz dinlemez, hükümsüz kalır sözler gözler diller… Bir anlık yanlış yerde yanlış zamanda bir yerde geçmenin bu kadar insanı zan altında bırakması, insanın dünyalık kokan bir anlık egosu hazları insanı böylesine güç durumlarda bırakıyor. Zanla suçlanan sabırla söylediği son sözlerin dinlenmemesi ile sabrın engin güzelliğine bakarak sabırla bekler ve sukut ile anlatmanın bakışı güzelliği ile taştan katı insanların kendisini çok bilen hatta daha ilerisine giderek arif bilen o zavallı insanlar Ariflik zariflik şöyle uzak dursun sukutun binlerce hakikatle dolu sözlerini anlamaktan uzak hala kendi bildiğini söylemenin hakikat olmayan gerçeği ile kâmil insan olmaktan uzak fani olan sözlere dillere inanarak hakikate kör bakmanın gerçeği ile insanın bazen böylesine değersiz olabileceği gerçeği ile baş başa kalır.
Lisan çaresiz kalır o ana, sabır eder bekler hakikat er geç çıkar meydana, taştan katı gönüller o acı gerçekle hakikatin gün yüzüne çıkması ile parçalanacağı anı bekler, oysa Allah şahittir o suçsuzlukla dolu anına, bazen sabırla beklemek en güzelidir sevda dolu gönlün durağında… Ebedi ayrılık kokan bu anında istemez ebedi ayrılığı, anlaşılınca hakikat karşısında iki büklüm gönlü yüzü karalı insanların perişan halini görmenin ve hakikatin taş kalpli gönüllerini paramparça edeceği anı bekler sabırla ve sukutla.
Mehmet Aluç © Kul Mehmet
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.