- 378 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sizin de Rezidansınız Var mı
Kim bilirdi acaba bu rezidans kelimesini bir iki senedir bu reklamlar hayatımıza girmeden önce. Birçok kimsenin de tam manası ile bildiğini zannetmiyorum. Ukalalık edip büyük sitelerde lüks daireye rezidans derler diye bir cevap da verip sizi sallayabilir, geçiştirebilirlerde. Sözlük açıklaması da aynen şöyle rezidansın onu da paylaşalım. ’’Rezidans; içinde yaşayanlara hizmet veren, sosyal donatılara sahip, güvenlik imkânları olan, teknoloji açısından üst düzeyde olan ve yüksek kaliteli yapı olarak tanımlanabilir.’’ ayrıca şu tanıma da bakmalı. ’’Rezidans sözlükte, "oturma, konut, ev, ikametgah, mesken, ikamet, konak" gibi anlamlara karşılık gelmektedir.’’
Dilimiz, güzel Türkçe’miz bu rezidans kelimesini çok çabuk kabul etti gibi görünüyor. Bakıyorum televizyonlarda ki lüks konut reklamlarını hiç kimse ’’kaliteli yapı’’ kelimesini ya da ’’ikametgâh’’ kelimesini kullanmıyor. Sanki rezidans kelimesini kullanınca daha mı çok ev satıyorsunuz?
Artık bu lüks konutlar, diğer bir deyişle rezidanslar sosyete arasında birbirine hava atmak içinde kullanılıyor zaman zaman. Benim rezidansım senin rezidansından daha kaliteli ya da benim rezidansım senin rezidansına elli basar gibi uçuk cümleler. Bizim havuzumuz hem kapalı hem açık. Olsun bizim havuzumuzda olimpik havuz boyutlarında. Başka bir karşılaştırma, bizim saunamız var. Sizin varsa bizim de var saunamız hem de iki tane. İyi tamam saunanız var da ev sahiplerinin hepsi neden yine kilolu. Bizim yürüme bandımız var spor salonunda. Bizim de koşu bandımız var ne yapalım. ’’Oğlum koşu bandı ile yürüme bandı aynı şey hızlandırırsan olur sana koşu bandı.
En çok da bu rezidans meselesinde İstanbul başı çekiyor. İstanbul’da adım başı bir rezidans, mantar gibi her yerde bitiyor. Şehirlerin silueti bozuluyor, özelliği kayboluyor. Rezidansların biraz ilerisinde, insanlar gecekondularda asgari ücret ile yaşamaya çalışıyor bir iki sloganları ise hiç değişmiyor ’’Yıkılmadık ayaktayız.’’ veya ’’Bu günü de atlattık yarına Allah kerim.’’
Zenginler ve garibanlar, fakirler arasında ki büyük uçurum, büyük fark kapanmadıkça sosyal çalkantılar ve huzursuzluklarda zaman zaman olacaktır. Bizim atalarımızın güzel bir lafı vardır ’’Dünya da mekân ahrette iman.’’ derler. Birileri trilyonluk evlerde sefa sürerken, birileri de iki göz oda da beş altı kişi kalıp yaşamaya çalışıyorsa toplumda adil bir gelir dağılımı oluşturulamamış demektir. Tabi rezidans diye tabir edilen evlerde hayatını sürenlere kem gözle bakıp eleştiremeyiz lakin gelir düzeyi düşük insanlarında başlarını sokacak evleri olmalı mutlaka, devlet eğer sosyal devlet olmak ile övünüyorsa bunu becermelidir. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
YORUMLAR
Sevgili Ahmet hocam. Bu rezidansların yapıcıları ve alıcıları kimlerdir, konusuna fazlaca girenlere "vatan haini" diyorlar. Mübalağa etmiyorum, bizzat yaşadığım şey... Alanın da satanın da Allah müşterisini bol etsin, 2-3 milyon dolar verip kim alabiliyorsa ömrü içinde tükensin...Selam, saygıyla
Ahmet Zeytinci
Ahmet bey,
benim residansim yok :-)
Buna ragmen iddia ettiginiz gibi milyarlik resizandslarda... pardon evlerde sefa surulebilecegini zannetmiyorum... O tas yigini, ici esya dolu devasa evler insani manen, ruhen sadece bogar diye dusunuyorum.
bur ara boylesi guzel bir yazi icin tesekkurler
hotamisli tarafından 9/8/2016 5:24:55 PM zamanında düzenlenmiştir.