dutlupınar
Sabahleyin kalktığım da ilk işim camdan dışarı bakmak oldu. Kar sabaha kadar yağmış tek katlı evler nerde ise görünmez hale gelmişti. Aklıma ilk gelen ya Gürün yolu kapanırsa ben ne yaparım. Gürüne gidemem dolayısıyla balıkları da satamam. Kahvaltı bile yapmadan hemen tandırlığa bıraktığım balık çantasını kaptığım gibi sokağa fırladım. Sokakta tek tük izler vardı. Bu izleri takip ederek yokuşun başına çıktım. Yol kar temizleme makinalarınca temizlenmişti. Otobüsler Karabayır rampasını yavaş yavaş çıkıyorlardı. Bizi okula götürecek arabadan eser yoktu. Üşümeye başlamıştım. Elimde balık çantası olduğu halde sürekli hareket ediyordum. Derken burunlu kamyondan bozma otobüs yarın başından gözüktü. Yol üstünde birkaç kez durarak öğrencileri toplayarak geliyordu. Otobüs yokuşun başına gelinceye kadar köyden birkaç öğrenci daha çıkmıştı. Hep beraber otobüse bindik. Otobüste kalorifer yoktu. Öğrencilerin nefesi ile ısınmıştı. Yerler kardan tamamen temizlenemediğinden güçlükle hareket etti. Hatçapınarını, Ucuzluk çemesini, Asma köprüyü geçtik. Gübünde yolda bekleyen birkaç kişiyi daha aldık, Bağırsak dereyi geçip Gürüne geldik. Ben aceleyle otobüsten inip Dutlupınar lokantasına yöneldim. Lokantaya herkesten önce varmalıydım. Eğer benden önce balık getiren olmuşsa lokanta sahibi balıkları almakta nazlanıyordu. Bazen de hiç almıyordu. Koşar adımlarla lokantanın kapısından içeri girdim. Çantayı çıkardım. Sık sık balık getirdiğimiz için beni tanıyorlardı. Balığı hemen tarttılar ve parasını kasadan al dediler. Boş balık çantasını alıp kasaya gittim paramı aldım, okulun yolunu tuttum.
Arkası yarın
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.