- 775 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Eylül'de Değişim
Yaklaşan değişimin habercisi, eylül ayı adımlarını basar tam sıcak günlerin omurgasına. Yaz aylarının süresi üzerine basılmış olan bu ağır damga sıcaklığın ziyafeti için kötü bir işaret sayılır.
Eylülün ilk günleri cadıları yaz uykularından uyandırır. Yaz aylarının kavuran sıcaklığı durumu pek iyi göremezler eylülde. Yakıp yandıran ve işkence edici kırbaclarını o kadara da sertçe indiremezler yeni günlerin sırtına.
Penceremi açınca süpürge üstüne oturmuş cadı bir meletem fısıldayarak hemen içim süzüdü ve duygularıma okşadı. İçeriyi süpürmeye ve ıvır zıvırları dışarı atmaya başladı.
İçeri giren rüzgar, yerde uzanan gitar kutusuna doğru yurudu ve onun kapağını açtı. Serin ellerini gitarın yanaklarına sürdü. Gitar gözlerini yavaşça açtı ve derin bir nefes alıp esnedi. Sanki kış uykusundan uyanmış gibiydi. Öyle de sayılırdı zaten. Kutusunda kaç ay uykuya daldığından bile haberi yoktu.
Hemen kutudan dışarı çıktı. Bir fincan alıp kendisine çay koydu.
Fincanı kanapeye yakın masa üzerine bıraktı ve sonra güneşi eline alıp benim üzerimde her zaman ayakta duran nota sehpası üstüne koydu.
Yeni uyanan gitar kanapede oturdu ve beni bağrına bastı. Kucağına iyice yerleştikten sonra çalmaya başladı.
Müzik kitabı gök yüzünde parlıyordu ve ışıklarını pencereden içime saçıyordu. Pencereden içeri saçan ışıklar nota sehpası üzerinde açık duran güneşin sayfalarını sırayla çeviriyorlardı.
Uzun süre çalışmaması zavallı gitarın parmaklarını baya güçsüzleştirmişti. Perdelerden çıkan vızılıtı sesler parmaklarının ne kadar güçsüz kaldığını gösteriyorlardı.
Parçaya başlamdan önce egzersiz yapması gerektiğini anladı. Bu yüzden parmak alıştırmalarına başladı. Saatlerce sürdü bu iş ve sonunda kendisini Bah çalmaya hazır durumda hissetti.
Çay fincanı Bah Suit’ini dinledikçe soğuyordu ve kendisini gittikçe rahatlamış gibi hissediyordu.
Ama ara sıra duyulan vizilti sesler sinir ediyordu onu. Duydukça o sinir bozucu sesleri kulpunu buruşturup duruyordu.
Cadı meltem süpürge üstünde odada geziniyordu. Gitarın başı üzerinde dolaşıp onun güçsüz parmaklarından çıkan müzikle alay ediyordu.
“ Senin işin zor, birader! görünüşe göre kışta belki çalırsın Bah’ı sen.” diye gitarın kulaklarına fısıldıyordu.
Gitar, ne çay fıncanının kulp buruşturmasını ne de esen yelin alay edici fısıldamısını aldırdı. İşine devam etti.
Müzik kitabının ışıkları güneşin son sayfasını açtı. Parça Gige’e, Suit’in son bölümüne gelip çatmıştı.
Gitar, tellerimde Mi Majör akorunu seslendirdi. Paraçayı sona erdirip beni yere bıraktı.
Ilık çay bardağı kanape üstünde oturup gitarı kucağına aldı ve onu yudumlayarak son damlasına kadar içip bitirdi.
Ben gitar kutusuna doğru yurudum. Onun içine girip uyumaya çalıştım.
Yan komşudakiler yine kavga ediyorlardı. Kadının bağırış çağırış sesleri duvarı matkap gibi deliyordu.
Dışarıdaki akordiyoncu şarkı söylüyordu. Seneler boyu hep bu mevsimde bulunuyordu mahallemizde.
Evlerin önünde dolaşıp tek bildiği “Hatırla sevgilim “ şarkıyı çalırdı. Bazileri pencerelerinden bozuk para atırdı akordiyoncuya.
“Ona para vermeliyim” diye elimi cebime soktum. Kendimi buldum orada, tam cebimin dibinde. Dışarı çıkarttım ve pencereden aşağı atladım.
Muhammed Ahmedizade
Eylül'de Değişim Yazısına Yorum Yap
"Eylül'de Değişim" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Değerli hocam, parmaklar tembelleştiğine göre epeydir müzikten uzak durmuş olmalısınız, yaz sezonu boş mu geçti yoksa? Bu arada kemençe, kontrbas, keman derken klasik gitarda da virtüöz olduğunuzu öğrenmiş oldum. On parmakta on marifet, Allah nazarlardan esirgesin. YAZINIZDA BİR MÜZİSYENİN ÇOK GÜZEL BİR GÜNCESİNİ OKUDUM, ANLATIÖM İMGELİ AMA HARİKAYDI. Emeğinize sağlık. SAYGILAR
muhammed1347
@muhammed1347
Selamlar hocam. Yazmak bende kötü bir işarettir. Ne zaman yazmaya başlasam yani müzikten uzaktayım ve bunun da yalnız nedeni romatizma. uzun zamandır bilek ağrılarından çalamıyorum. Saygılar.