AŞK DENİZİN DE YÜZMEYİ BİLMEK.
Hiç beni yürekten ısıtacak güneşim olmadı, gözlerimi kamaştıracak bir aydınlık hiç olmadı. Kaç yıl, kaç mevsimdi? Yaşadığımı bile hatırlamıyorum bir gün bile mutluluk tadından. Hep fırtınaları ve hep enkazları gördüm bedenimin en can alıcı yerlerinden. Yağmurları çok severdim bazen gözyaşlarıma benzettirdim ve sırılsıklam olurdum doyasıya.
Herkes gibi bir gün ben de aşık oldum… Ama çok kısa sürdü çünkü âşık olanlar önce aşk denizinden yüzmeyi bilmeliymiş! O aşk denizinden yüzebilmem için çok ama çok iyi yüzmem gerekiyormuş.
Ve bir aşk denizin kenarına indim uzaktan bakarken limanlara tozpembe görünüyordu orda dolaşan çifter insanlar. İçimde sonsuz bir sevinç dalgası sanki aşkın iksirinden içmiş gibi oldum. “Çok mu geç kaldım aşkın denizlerinden yüzmeye?” Kendi kendime sordum.
Acemi ördek gibi daldım aralarına o tozpembe dünyanın içine, kulaç açtım enginler de bir avuç mutluluk toplama umuduyla, dengi dengine buldum kendime bir kenar aşk denizinden bir kumru. İşte aşk bu, aklını baştan alır ve gözün hiçbir şey görmez olur seni ısıtacak bir güneş kadar yakıcı bir sevdayı. O an ne imkânsızlık tuzakları nede mayınlı yollar sana engel olur, her şey tozpembe hayaller ve hayalleri gerçeğe dönüştürme eylemleri baş gösterir kimi zaman sen kahramansın kimi zaman da ağlayan bir köle.
Şarkılar yalnız senin duyguları söyler gibi olur, kuşlar mektuplarına tatarlık yapar, güneş senin için doğar sanki her adım anlamlaşır ve ölçülü atılır ziyan olmasın diye, Aşk bu, “Rezil de eder vezir de”
...
Ama kimi sevenler vardır ki o mutluluk dolu anlara ihanet eder ve sözlerle öldürür bir zamanlar başını omzuna koyduğu “aşkım bu omuzda uyumak mutlulukların en güzeli “ dediği sevgiliye ölümler kusar!
Kimi sevenler ise cennet misali aşkını korur ve ölüme kadar o sevgi dolu gizemiyle ayakta kalır, sevgilinin adını kutsallaştırır bazen kendi ismiyle karıştırır çünkü kendini o sevda masalından sevgi, sevilme tanecikleriyle tanışmış ve ölümüne ant içmiştir o andı koruma pahasına canını bile vermeye hazırdır.
07-ARALIK-2006
YORUMLAR
"Kaç yıl, kaç mevsim di? Yaşadığımı bile hatırlamıyorum bir gün bile mutluluk tadından. Hep fırtınaları ve hep enkazları gördüm bedenimin en can alıcı yerlerinden. Yağmurları çok severdim bazen göz yaşlarıma benzertirdim, ve sırılsıklam olurdum doyasıya.."
Tebrikler...