- 619 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İLK DEFA " BEY " OLDUM!
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmam. Karışırsam da başım belâya gider çünkü. Bazen öyle olurum ki ağzıma fermuar çeker emme basma tulumbası gibi kaş göz işaretleriyle karşısındakinin derdini dinlemeye çalışırım. Düşmanım olmamıştır. Düşmanı bile dost gördüğüm için kimse bana kin bilememiştir sanırım. İşte böyle aşırı uysallığımdan dolayı da karşımdakiler keriz yerine bile koysalar hiç umursamam, ben kendi dünyamda büyük hayallerimle teselli olur giderim. Kalantor giyinmekten hoşlanmadığım için sadeden de sade giysilerimle günü kurtarmaya çalışırım. Çoğunlukla da elbiseler, ikinci el satılanlardan olduğu için marka falan da seçmem. Hatta Ulustaki İtfaiye bölgesinden kelepir kunduralar baktığım bile olmuştur. Satıcı, bu ayakkabı daha iki günlük, dediğinde ne anlama geldiğini hemen anlarım. Bilirim ki sahibi iki gün önce nalları dikmiş. Kundurayı evirip çevirir giyerim. Olduysa pazarlık yapmak suretiyle parasını verir çeker giderim.
Neyse geçenlerde ilk defa bankada çalışan bir bayan memure, bana: Ayhan Bey, diye hitap etti ama ben hâlâ çözemedim "bey" miyim yoksa deli miyim. Pejmürde halimle arada bir mudisi olduğum bankaya gittiğim için pek adam yerine koymazlardı çalışanlar. Ya da ben öyle sanırdım. Haklılar da yani. Niye mi. Bu ayın elektrik faturasını, iki ay öncesinin ödediğim faturasını göstererek “ bir yanlışlık var hanımefendi, bu ayın faturasını ödedim, demez miyim. Memure, fatura tarihlerini inceledikten sonra lahavle çekmediği kaldı. İşte böyle kendi sakarlığıma kızarak günlerim geçerken bankaya dokuzyüz tl. yatırmak için gittim. Aynı bayan memure yüzüme soğuk soğuk baktı, yine ne var dercesine. Ben ezilerek büzülerek dokuzyüztl. yatıracağımı söyledim. Memure, işlemleri bitirdikten sonra vadesiz mevduat cüzdanımı bana uzattı ve ben de bankadan ayrıldım. Yolda aheste aheste yürürken cüzdana gayri ihtiyari gözlerim takılınca hayret içinde kaldım. Önceki bakiyem iki milyar olmasına rağmen toplam bakiyem onbir milyarı geçmişti. Yani dokuzyüz, milyar olarak yazılmıştı. Hemen bankaya koştum.
“ Ben size dokuzyüz vermiştim hanımefendi.”
“ Hayır, dokuzbin vermiştiniz.”
Hayır, evetlerle cebelleştikten sonra kadını ikna ettim. Şöyle düşündüm ki, bu salak yine kendini kaybetti, benimle dalga mı geçiyor acaba, diye aklından geçiriyor olabilirdi. Neyse makinelerde paralar, cırrrtttt diye sayıldı ve hata ortaya çıktı. Memure, sevinçten ne yapacağını bilemiyordu.
“ Teşekkür ederim Ayhan Bey,” dedi.
Ben ağadan, beyden hiç anlamam ki. Bey’in ne anlama geldiğini hiç bilmem ki.
Gerçek parama kavuştuğum için asıl mutlu olan ben olmuştum. Huzurlu bir şekilde yolda yürürken yeniden hayal alemine daldım.
Ya, ben kendimle baş başa olduğum zaman çok mutlu oluyorum valla.