Batıl Saçmalıklar
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yaz bitti, eylül de geldi. . .
Adım adım yaklaşıyorlar yaramazlar okul sıralarındaki yerlerine. Bugün belki aralarında oflayıp, puflayanlar olacaktır hani, işte onlara benden tavsiye; o sıralarının kıymetini bilsinler.
Çünkü yarın, bu günleri çok özleyecekler. Tadını çıkarsınlar, kokusunu, arkadaşlığın, sevginin, öğretmene bir değil, iki defa sarılsınlar. Paylaşmayı bilen, diğerine öğretsin. Gülmesini bilen, diğerine öğretsin. Ağlamayan, ağlayana mendilini uzatsın. Kopya çekmesin tembel olan, ben tarih derslerinde hep kopya çektim. "Halbuki, bugünkü aklım olsaydı, en çok tarih dersine çalışırdım." Şimdi düşünüyorum tarih; bir insanın geçmişi demekmiş. Okuyun çocuklar. . . Yaramazlığa bir ömür var önünüzde.
Hepinize şimdiden başarılar diliyor ve konumuza geçiyorum.
* * *
Hiç unutmam, yıllar önce o sıralardayken Psikoloji hocam sınıfta yarı dönem ödevlerinden birini vermişti.
"Çocuklar yıl sonu notunuz bu ödevden alacağınız puana bağlı. En iyi puanı alan dört sınıfın öğrencilerinden birisinin ödevi okulun gazetesine asılacak ve okul birincisi olacak."
Bütün sınıf heyecanla, Bize verilecek ödev konusunu bekliyorduk.
"Size verdiğim konu şudur: İnandığınız batıl inançlar nelerdir?"
(-Hocaaamm.)
Diye bağırdığımı çok iyi hatırlıyorum. O sırada hocamız sınıfımızın en arkasındaydı, bana bir şey oldu sandı ve koşarak yanıma geldi.
-Sınıfta kaldım hocam.
-Neden, ne oldu ki?
-Ben batıl inanç nedir bilmem. (Eğildim, kulağına bir şey dedim ve popomu kaşıdım.) İnanın o da alışkanlık falan değil, sadece büyük annem üzülmesin diye.
-Tamam, işte kızım onunla başla sende. Belki farkında olmadan devamını getirirsin. Yani başka şeyler vardır demek istedim. Nasıl anlatsam, şimdi sen eve git bir düşün demek istedim.
Bir yandan ağlıyor, bir yandan çantamı topluyor arkadaşlarımla vedalaşıyordum.
Eve geldiğimde ilk işim ödevime başlamak olmuştu. Anneme sordum. "Benim hiç batıl inancım var mı sence anne?" Güldü, yok canım. Merdiven altından geçmeyen kim, deden mi?.
-Aa, ona batıl inanç mı diyorlar?
-Tabi kızım, baykuş üç kere ötünce kötü bir şey olacak diyen de sensin.
-Aa o da doğru ya. İyi de anne, baykuş durup dururken neden üç kere ötüyor ki?
-Bak güzel kızım, sen bir arkadaşınla buluşmak için nasıl yerini bildiriyorsan, tıpkı hayvanlarda böyle. Kurtlar ulur, baykuşlar da öter. Yani hiç biri uğursuz falan değildir. Hayvanlar yaşam peşindeler, ne bilirler ki uğuru, uğursuzluğu. Cahillik işte, eskilerin en beğenmediğim yanıydı bu, çocukların yanında saçma sapan şeyler konuşmaları. Sonra da o konuşulanların elden ele, akıldan akıla yol almasıydı.
Annemi dinledikçe kulaklarım dışarıda baykuş sesleri aradı. Söz vermiştim kendime, bu defa ilk öten baykuş sesini bir müzik resitali olduğunu düşünerek dinleyecektim.
-Hadi yaz, sen yaz. Ben söyleyeyim, sen yaz.
Biliyorsun, sol avucun kaşınıyorsa para gelir der sevinirsin. Sağ avucun kaşınıyorsa para gider dersin.
-Sahiden ya, bol para gelsin diye bir de saçıma sürerim.
(Birlikte gülüşmeler.)
-Ya sonra, başka ne vardı?
-O o o, kara kedi mesela; kimse ile arandan geçirmezsin. Kedi hızlı hareket eden bir hayvandır. Onun renginin kara olması kendi suçu mudur? Sonra tahtaya üç defa vurursun. Hele bir de tahta yoksa bulmak için yerinden kalktığın bile olur. Kimsenin elinden makas veya bıçak almazsın. Güya kavga çıkarmış, bak işte ona beni de alıştırdın. Şimdi kimsenin elinden makas ya da bıçak almaz oldum. “Neden?” Diyen olduğu zaman, söyleyecek bir şey bulamaz oluyorum. İnsanoğlu işte metale alerjim var diyorum da, birimizin eline batar diyemiyorum.
Sen bunları boş ver de, yaz bakalım. Kırık ya da çatlamış aynaya bakmayan kim?
-Beeen.
-Gördün mü bak. Eminim ki yazacağın daha çok şey vardır ama tatilin de uzun. Bırak tadını çıkar her ikisinin de.
-Bana moral oldun annem. Şimdi zevkle bir tatil yapacağım.
O tatilim mükemmeldi. Farkında olmadan yaptığım hareketlerimin içinde kullandığım batıl inançlı sözlerimi bile Rahmeti annem hatırlatmıştı bana.
Ve okullar açıldı.
Psikoloji hocamız ödevlerimizi tek tek topladı. Sıra benimkine geldiğinde, önce ödevi evirip çevirdi, sonra “Bu senin ödevin mi” Der gibilerden göz bebekleri büyüdü. Hayretle yüzüme baktı.
Aradan birkaç hafta geçti. Okulun girişinde bulunan "Okul Gazetesi" önünde Okul Müdürü, Müdür Muavini, öğretmenler ve öğrenciler kuyruk halindeydiler. Ödevin Konusu olan “Batıl İnançlarınız” altına hocamdan özür dileyerek isim değişikliği yapmıştım. . .
Şimdi bunu yazarken burnumun direği sızlıyor.
Bir insana en güzel doğruları gerçekten de annesi öğretiyormuş. Anı da olsa, bir kez daha hatırladım.
Batıl Saçmalıklar
-Baykuş bir kuştur. Bana çocukluğumda onun üç defa ötmesinin kötü bir şey olduğunu söylemiştiler. Oysaki "Baykuş, sanatın simgesi olarak bilinir. Ötüyorsa sevdiğine yerini bildirir. Çünkü kuşlar da tıpkı insanlar gibidir, yalnız yaşamayı sevmezler.
. . . . . . .
Yine aradan yıllar geçti. Ne zaman bir öğrenci okul birincisi olsa, yüzüm gülümser. Bir insanın saçmalıkları üzerinden atabilmesiyle de okul birincisi olabilmesi aklıma gelir. Aklıma annem gelir, hem gülümser, hem hüzünlenirim.
Davi
03. 09 2016
YORUMLAR
Sanırım, sevilen iki kişinin arasında dilek tutma bahsi de var
Aranızda dilek tutayım denir ya
Yine, biraz daha farklı bir husus ama
Dinsel alanda da bidat kavramı vardır
Dinin bizatihi kendisinden kaynaklanmayan fakat yapılagelen, gelenek oluşturan
Mesela bir yakınımız vefat ettiğinde yedisinde, kırkında, elli ikisinde mevlid-i şerif okutulması
Elbette peygamberimizin doğumunu konu edinen yapısıyla değerlidir Mevlid
Ancak islamın doğuşundan sekiz asır sonra Süleyman Çelebi Merhum tarafından kaleme alındığı düşünülürse İslamın temel dinsel metinlerinden biri olmadığı aşikârdır
Yine de müsbet bir bidat olarak örfi değerini korur kuşkusuz
Bende bugün hocaları da geçtim yahu!
Nihayet Hocam
Güne gelen yüreğinizi, emeğinizi, kaleminizi, kelamınızı kutlar saygılarımı sunarım...
Davidoff
Sn. Taner.
Demiştim ya sizden öğreneceğimiz çok şey var. Yazılarınızı ya Google Amcaya açın, ya da bir kitap çıkarın.
Teşekkür ederim.
Bir kez daha canımsın Can...Bu yaşımda nazardan korunmanın popoyu kaşımaktan geçtiğini öğrettin ya sen bana:) Tanrı seni kem gözlerden korusun.
Mucuklarrr...
.
Davidoff
:)
Çoğunlukla da etrafa bakarız gören var mı diye.
Yok yok bakmayın, çoğunlukla o saklandığınız kişilerde sizler gibidir meraklanmayın :)
Teşekkür ederim Can Dost.
Tebrikler yazarımız benim de birkaç ilginç batıl inancım var. Oysa bunların gerçeklikle hiç bir alakası olmamasına rağmen kulağımı çekip tahtaya vuruyorum.
Davidoff
Batıl inancım yok diyen birkaç kişi ile yaptığım küçük bir sohbet sonucunda, içimden eyvah demiş ve sohbeti bitirmiştim.
Önce biri sizin gibi, "çok şükür, benim öyle batıl inançlarım yok." Dedi ve kulağını çekti, tahtaya vurdu. :)
Teşekkürler Çiğdem Hanım.
Sevgi ve saygıyla efendim.
Ah o batıl inançlar insanı gülünç duruma düşürüyor bazen.
Güzel bir anı yazısıydı tebrik ederim Davi.
Sevgiler.
Davidoff
Hem de ne gülünç durumlara düşüyor insanlar.
Bir gün fırsat bulursam bu konuda tiyatro oyunu yazacağım.
Biz bunlara mı inanıyorduk diye hem gülelim hem üzülelim.
Teşekkür ederim Sevgili Emine Uysal.
Sevgili Davi, hiç batıl inancım yok diye böbürlenirken, senin yüzünden ben de bir takım batıl inanışlarım olduğunu fark ettim. Tahtayı tıklatmak, 13 rakamının sevimsizliği, yıldız kaymasında hep "yarabbim çocuklarımla birlikte tüm çocuklar mutlu, sağlıklı, başarılı yaşasınlar" demek, doğum günü partilmde bir tek mum dikmek, bundan 42 yıl önce evlendiğimizde eşimi evin içine kucağımda taşıyışım, parkta otururken kafama kuş pislediğinde hemen piyangocuya koşup bilet alışım,.... offff yav... saydıkça aklıma bisürü şey geliyor....
Okul hayatımda her yıl 30 gün devamsızlıktan sınıfta çakacak duruma gelir, rapor mapor zor yırtardım. Şimdi ki aklım olsaydı, değil okuldan kaçmak, vallahi fazla mesaiye kalırdım...
Tarih ve edebiyat benim en sevdiğim derslerdi. İkisinden hep 9-10 alırdım, ama ötekilerden zayıf-orta karışımı notlar... İyi ki tarih ve edebiyatı ötekilerden çok daha fazla sevmişim...hala o alt yapının kırıntılarını taşımaktayım hafızamda...
YAZINI İÇTENLİKLE TEBRİK EDİYORUM. SELAMLAR, SAYGILAR
Davidoff
Eyvah. . .
Desenize suçluyum. Fakat doğruya yalan denilmez ki Kemnur Ağabey.
Asıl suç, bizim beyinlerimize çocuk yaşlarda bunları sokanlarda.
İçten yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sağ olun, sağlıkla kalın.
Selamlarımla efendim.
Güzel bir yazıydı.
Bana da okul anılarımı düşündürdü.
Hiç batıl inancım olmadı ama
bahçemizin armut ağaçlarından birinde akşamları bir baykuş tünerdi.
Sanki görüyormuş gibi kımıldamadan bakardı. Baykuş da bir kuş sonuçta
onun yüzünden iyi bir şey ya da kötü bir şey olması saçmalık. İnanç işte.
tebrikler,
sevgilerimle..
Davidoff
Ben de sizin gibi sanıyordum glenay.
Kendinize zaman ayırın. Sadece bunu yazmak için.
Göreceksiniz hepimizin beynine o kadar çok işlenmiş batıl inanç var ki.
Teşekkür ederim yorumunuz için.
insanların ilginç inanışları var. üstelik bunlar çocukluktan beri kafalarına işlendiyse, sonradan yanlış olduklarını bilseler de kafalarından atmaları zor. bir gün, kara kedi gördükten sonra önce saçını çekip sonra kaldırımdaki ağaca vuran bir arkadaşa sormuştum; inanıyor musun cidden buna? "napayım" demişti, bi tarafım saçma olduğunu söylüyor ama, bu hareketleri yapmazsam başıma bir şey gelecekmiş gibi hissediyorum."
yazınız, okul yıllarımı da hatırlattı. güzel günlerdi, yazınız kadar.
olricx tarafından 9/4/2016 3:40:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Batıl inançların nesilden nesile uzamasının sebebi de yaşlılarımızın bunları çocukların yanlarında konuşmalarıdır.
Dikkat edilmeli.
Çocuklar, birer büyüteç gibidir.
İlgisini çeken küçük bir sözü duyar ve onu aklının bir tarafında kendisiyle beraber büyütür.
Teşekkür ederim olrirx
bu müstesna yazınla hepimiz kendimizi sorgulamaya başladık davi.....nereden bulursun bu güzellikleri usta saygılarımla
Davidoff
Bu yazılar eminim ki hepimize aittir Komutanım.
Belki içimizden birisinin aklına gelip kaleme almıştır hepsi o kadar.
Teşekkür ederim değerli yorumunuz için.
Davidoff
Evet, eğlenceli bir yazıydı Suat Bey.
Eğlenebileceğiniz ne mutlu. Teşekkür ederim.
hatıralar hüznün yoldaşı sanki...
hüzünle beraber gözlere buğu da düşürebiliyor çoğu zaman...
güzel ve derslik bir anı örneğiydi okuduklarım
ve girizgâh kısmındaki öğrencilere inci tavsiyeler de dikkat çekici
velakin her dönem bir sonraki dönem için keşkeler doğurur..
ne kadar söylese de büyükler algı farklı çalışıyor her dönemde aslında...
okulun kıymetini, gençliğin kıymetini, sağlığın kıymetini elimizden kaydıktan sonra anlıyoruz malesef :(
varsın öyle olsun...
yaşadığın an çok kıymetli; geçmişin ardı tecrübelere müjde nasıl olsa...
hayat bu; içinde tüm duygular var...
hayat çok anlamlı aslında, anlam katabilene tabii...
...
güzeldi her zamanki kalite ne de olsa...
teşekkürler davi...
selamlar...
================================== e d i b / a h m e t
Davidoff
Yorumunuz çok güzeldi Edip Ahmet. . .
Öğrencilik yılları da, bir yazının veya romanın giriş bölümü gibidir.
Giriş iyi başlarsa, gelişme ve sonuç mutlaka iyi gider.
Teşekkür ederim. A. Selam.