- 563 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SUSKUNLUĞUMUN SONSUZLUĞA ULAŞAN ÇIĞLIĞI
İçimde volkanlar art arda patlarken.Kızgın lavlar yüreğimi kavururken hiç fasıla vermeden. Sesimin kesilmemesi nasıl mümkün olabilirdi.
Nasıl ki böylesine zifiri karanlıklara gömülmüş bir ülkenin aydınlıklara kavuşacağını uman şiirsel söylemlerin geçerli olacağının mümkün olmaması gibi.
Oysa;
keşke bir yumak yün olsam...
parmaklarının her yerini sarsam...
keşke bir kazak örse,giydirse,
bu yaz gününde bile...
orada öylece oturacaksan, üzüntü içinde..
Aşk geliverir,girer sessizce içine.
İnsan arzularını sınırlayamaz...
Gömülsek de bulutların içine,
isteriz halen gökyüzüne değmeye
İsteriz istemesine de; ancak hayat bir şiir değildir kaleme dolanan hece hece yalnızca…
Gaziantep’te yaşanan korkunç patlamadaki içler acısı görüntüler gözlerden silinebilir mi. Bedenlerinin bir kısmı kopmuş ama hayata tutunmuş küçücük bedenler. Hepsini düğün heyecanı sarmış gencecik delikanlılar genç kızlar. Yitip giden aileler.
7 Temmuz 2016 dan Ağustos ayına kadar verilen şehit sayısı 556.
Ne için? Kimlerin çıkarları için? Hangi geçerli gerçek ve önemli nedenler için?
Cevap hazır: Aldatılmışız ey halkım! Allah ve sizler bizleri af edin!
Milletin çoğunu: Estağfurullah ey kurtarıcımız! Sen ki Allah’ ın bir lutfusun bizlere. Biz sana ancak biat edebiliriz!
İnsanlığın adaletin özgürlüğün en büyük düşmanı, halinden memnun olan kölelerdir oysa.
Genç kız sevdiği erkeğin gözlerinin içine bakar ve: Ben senin sesinim sen de kelimelerim.
Erkek sımsıkı sarılır gen ç kıza ve:
Sen kalbisin ben senin kalp atışın.
Bu da bu ülkede yaşanmış kan donduran bir genç kız dramı:
Her meslekten, her yaştan, az önce hepsi başı bağlı, şişman bir kadına bir miktar para ödediler ve kadın onlara tembih etti:
– Kız 13 yaşında, bekaretini henüz kaybetmedi, kaybetmesi bizim başımızı belaya sokar, ona göre muamele edin.
Her meslekten, her yaştan erkek kalabalığı bu sözler üstüne basını sallıyor.
Onlar ne yapacaklarını bilirler. Onlar erkek!
Teker teker, birbirlerinin sırasını gözeterek odaya giriyorlar.
Ve odaya giren erkekler tekek teker küçük kız çocuğuna, bekareti zarar görmesin diye !
Bu korku filminin, çok gerçek erkek elemanları kimlerdir, ne iş yaparlar, kızın hikayesini çok sonraları öğrenen bir yazar, merak ediyor: İşte yazarın elindeki vicdansızların, ırz düşmanlarının listesi: :
Recep Sakız (Kızıltepe Kaymakamlık Yazı işleri Müdürü),
Ersun Erdemir (ordudan irtica nedeniyle ihraç edilen yüzbaşı),
Selman Aydın (devlet memuru),
Enver Adanc (zabıta memuru),
Şeyhdavut Dora (zabıta memuru),
Şeyhdavut Oruç (belediye memuru),
Cuma Uras (Mardin Vakıflar Şube Müdürü),
Mahmut Temelli (Ziraat Odası Başkanı),
Azat Aydın (astsubay),
Ümit Ergin (ilköğretim okulu UTANMAZ müdür yardımcısı),
Mehmet Seyitoğlu (veznedar),
Teyyar Salman (Orman İşletme Müdürlüğü şefi),
Hamit Aydın (veznedar),
Hamit Abdülşametoğlu (işyeri sahibi),
Ali Aksoy (serbest meslek),
Ahmet Günay (TEDAŞ işçisi),
Osman Çakır (üniversite öğrencisi),
Harun Uras (muhtar),
Selahattin Kuray (serbest meslek)
ve meslek belirtmeyen Şemsettin Aslan, Burhan Ertaş, Şeyhmus Cansın, Şeydavut Anuk, Nizam Denli, Sabri Ajak, Rıdvan Bayraktar, Rıdvan Abdülsemetoğlu, Süleyman Göka
Doktorlar daha sonraları küçük kız oturabilsin diye tam dört ameliyat yapmak zorunda kalıyorlar.
Mardinli küçük kızın hikayesini daha sonraları öğrenen yazar, en çok bir ifadede dönüp kalıyor:
Yukarıdaki adları ve meslekleri belli erkeklerden biri, bir işyeri sahibi, işini bitirdikten sonra kıza şöyle sesleniyor:
– Kızım, kusura bakma şeytana uydum; benim de senin kadar bir kızım var. Ramazanda bana gel de karnını doyurayım.
Bu çok erkek beyefendiler, işin kolayını da bulmuşlar, işte asıl korku filmi burada başlıyor:
Ramazanda bir kap yemek, cuma namazında bir rekat namaz ve işi şeytana havale ederek, pür-pak evlerine, işyerlerine ve kahvelerine dönecekler!
Öyle ki memurların haklarında işlem yapılmayacak, şube müdürleri, oda başkanları, zabıta memurları Mardin’in sokaklarında başları dik dolaşacaklar!
Çünkü bu ülke fazlasıyla erkek.
Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 13 yaşında 26 erkeğe satılan küçük kızın, bu kişilerle kendi rızasıyla birlikte olduğu yorumu, anlı şanlı Yargıtay’ın 14. Ceza Dairesi’nde onay gördü. (Kararı veren Yargıtay 14.Ceza Dairesi’nin 11 üyesinden 8’ini AKP dönemindeki yeni HSYK atamıştı.)
Ey ağır ceza mahkemesi hakimleri, Yargıtay üyeleri, bu verdiğiniz kararla siz de bu korku filminin ana kahramanlarının yanında yer aldınız.
Kanunlar böyle diye kestirip atmayın, küçücük bir kız çocuğunu savunamayan hukuk ve sizlerin bunun arkasına sığınmanız, bu korku filminin en utanç verici bölümü.
KENDİ KIZINIZ, KARDEŞİNİZ, YEĞENİNİZ VAR MI? VAR İSE ONUN BAŞINA BÖYLE BİR ŞEY GELSE NE YAPARSINIZ?
Hukuk, yazılı kanunların, insan haklarına uygun uygulanmasından başka nedir ki? Hukuk fakültelerinin birinci dersinde bu öğretilir. ………
NOT:
BU İLETİNİN İBRETİ ALEM İÇİN BÜTÜN TÜRKİYE’DE DOLAŞMASI GEREKİR. TOPLUMUN VİCDANINI SIZLATAN BU OLAYA SAHİP ÇIKMAK NAMUSLU VE DÜRÜST İNSANLARIN GÖREVİDİR…
Avukat Ömer K A V İ L İ
İstanbul Barosu – 15638
Kaynak: Tekmillet.tv
YORUMLAR
DEVRİM DENİZERİ 03 Eylül 2016 Cumartesi 18:40:53
Canım benim. Haklısın haklıyız. Ancak halinden memnun vurdumduymaz çoğunluğun içinde bizlerin sesi ne kadar duyulur dersin. Defterde bile senin gibi samimi ve cesur biri çıkmadı henüz. Oysa herhangi bir çalışmaya yöneltilen bir eleştiriye bırakın yazı sahibini üyelerden öylesine çirkin ve inanılmaz ifadelerle sahip çıkanlar oluyor ki edebiyat adına utanmamak elde değil.
Sevgilerimle.
Yaptıklsrından utansınlar deyip konuyu kapatamayız. Doğru işleyen Hukuk adil dağıtılan adalet! İsrtiyoruz.
Bu şarlatanların hepsi de asılsın! Öncede çivi çakılsın biryerlerinden.. Dişediş!!
Ne yapabilirim ki; bu saatten tebrik ederim. Gündeme getirdiğin için!!
Sevgilerimle.. Paylaşıyorum…
DEVRİM DENİZERİ
Sevgilerimle.