- 569 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURDULAR
Maalesef FETÖ "bir taşla, iki kuş birden vuruyor." Hem ülkemize kastederken aynı zamanda ülkesine ve milletine sadık dini kurumlarımızın itibarınıda sarsıyor. Ha bu FETÖ benzeri kurumlar hiç yok anlamına gelmesin. Şu son zamanlarda meşreplerimize, mezheplerimize, hatta ve hatta hadis ve ayetlere kadar dil uzatan şarlatanlar ziyadesiyle çoğaldı ve 15 Temmuz itibari ile de zirve yaptılar. Güya bunu din adına yapıyorlar. FETÖ’de bunlardan birisi ve en irisi idi. Bu hainin maskesi ne 17-25 Aralık ne de 15 Temmuz gecesi düştü. Bu lainin maskesi; papa’nın emrinde olduğunu söyleyince düştü, diyalog saçmalığı ile düştü, şarkı-türkü ile dinden bi haberleri avutmasıyla düştü... hülasa ta 90’larda düştü. Uyuyanları yazmayacağım, ehlince malum. Temennimiz şudur ki bundan sonra uyumasınlar, yılan yavrularını küçümsemesinler, başını küçükken ezsinler! İlk çıktığında pkk için "üç-beş çapulcu" dendi, FETÖ’nün "orduya, emniyete ... girin" dediği kahvehane geyiklerine bile konu olurken, devlet erkânı duymadı!/mı? Duydu elbette, ama “aynı kıbleye döndüğümüz insanlardan zarar gelmez” dediler. Dileğimiz odur ki; bu bir milat olsun.
Meseleye İslami açıdan bakacak olursak; İslam’da yegane ölçü tek kelimeyle şeriattır. Allahü Teâ’la’nın emrine uymayan, yasaklarından sakınmayan hiç bir yol dinen meşru görülemez. FETÖ’ye birde bu açıdan bakıldığında; nice sapkın görüşleri, nice şeriata muhalif eylem ve davranışları mevcuttur ve birçok cemaat ve tarikat ile kıyaslanmayacak derecede sapık bir yapıdır. Bir Müslüman tasavvufta yükselmek istiyorsa, önce şeriata uymakla mükelleftir. Gittiği yolun da şeriata uyup uymadığı, hakikate ulaşması için şaşmaz bir ölçüdür. Aynı şekilde bir cemaat liderini kendine kılavuz edinecekse, yine ölçüsü şeriat olmalıdır. Önemli olan bu ölçüyü bilebilmektir. Bu ölçünün; tuzaklara düşmemesi için her Müslümana öğretilmesi zaruridir. Maalesef bunu devlet eliyle bugüne değin yapamadığımız gibi, sapkın görüşleri de engellemedik veya engelleyemedik. Düşünün ki bir iblis çıkıyor ve şöye diyor; ‘tevhid inancı ile teslis inancını bir araya getireceğiz’, hadi dinden bihaber avam yedi bu herzeyi, çözemedi sapıklığı, peki ya bizim DİYANET diye bir kurumumuz var demi, peki o nasıl karşı durmaz, nasıl demez ki ‘orda dur arkadaş, meydan boş değil, Hristiyanlıkta üç tanrı inancı vardır, bizim inancımıza göreyse Allah birdir, benim vatandaşımı böyle projelere alet edmezsin’ diye nasıl diklenmez veya diklenemez!? Sonuç itibari ile birçok insanımızın; dini duyguları sömürüldü, imanına kastedildi, hain emellere alet edildi, Anadolu’nun garip çocuklarının beyinleri ve inanç dünyaları bu iblislerin eliyle şekillendirildi, mankurtlaştırıldı ... İşin muhasebesini yaptığımızda ortaya bir dünya kul hakları çıkar ki, bu çok elem verici.
Meselenin bir de milli bir boyutu var ki; bu alanıda ziyadesiyle istismar etti bu alçaklar! Türkçe olimpiyatları adı altında milletimizin milli duyguları da sömürüden nasibini aldı. İstisnalar hariç kimse demedi ki ‘bir hocanın söz konusu Türkçe olsa dahi şarkı türkü ile ne işi olabilir?’ diye sorgulamadı. Türk okulları diye diye ABD kolejleri açıldı; ülkemizde ve dünya genelinde. İşin bir acı tarafıda; ülkemizde eğitim alanında gördükleri açığı kendileri açısından fırsata çevirerek, zengin kesimin hem kesesini hem de duygularını, gariban kesimin çocuğunu ise şartlı okutarak, alçak emelleri icabı gerektiğinde milletine kurşun sıkacak bir mankurt olarak yetiştirdiler. Oysa ki “altın nesil yetiştireceğiz” ninnileri ile devşirilen bu çocuklar; ülkemizin bugünü ve yarınında etkin rol alacak insanlar olmalıydı. Ama maalesef bir milli servet, beyin gücü göz göre göre FETÖ denen Vatikan patentli, İslam ambalajlı bir çöp tenekesine atıldı. Yazık, çok yazık.
Son söz; dileyelim ki bu herzeyi bir daha yemeyiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.