Ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk arttıkça herkes para kazanabilmek için bir yol tutuyor. Bunların içinde adam gibi kendi işini yapanlar olduğu gibi dolandırıcılığı, simsarlığı, tokatçılığı, sahte doktorluğu, falcılığı büyücülüğü, üfürükçülüğü, hırsızlığı, pezevenkliği kendine meslek edinenlerin de sayısı hiç de az değil ülkemizde. Keza toplumun alt yapısı ve eğitim düzeyi buna çok elverişli.

Geçenlerde, sağ omuzumdaki eklemsel ağrı ve sinir uçlarında oluşan lezyon nedeniyle Antalya Atatürk Devlet Hastanesi Fizik Tedavi polikliniğine gittim. 2014 yılı başlarında aynı hastanede sol omuzumdaki benzer şikayetten ve sırtımdaki kireçlenmelerden dolayı fizik tedavi almıştım (Dr. Neriman Torgay) muayene ve tetkik sonrası tedavi sonucu iyileşmiştim.

Bu kez poliklinik kapısında beklerken Elli yaşlarında birisi yanıma geldi ve ‘’ Sizin ne şikayetiniz var?’’ diye sordu. Omuzum ağrıyor deyince, adam sorgusuz sualsiz dirseğime yapıştı ve dirsek kemiğimin ucuna parmaklarıyla dokunup, ‘’ Daha buraya inmemiş, kireçlenme var!’’ teşhisini koydu(!)

Oysa ben bir hafta önce MR çektirmiş ve sonucunu doktoruma gösterecektim, doktorun bile tetkik yapmadan teşhis koyamadığı duruma anında nasıl oluyor da bu adam teşhis koyuyordu?! Hayret doğrusu?! Oysa benim daha kim olduğumu, başımdan neler gelip geçtiğini, neleri bilip, neleri bilmediğimi, hayat tecrübemi, eğitim düzeyimi, hiçbir şeyimi bilmiyordu bu adam; fakat öyle tahmin ediyorum ki bu adam fizik tedavi polikliniği kapısına gelen hastalara sokulup kafalayabildiklerine, bir takım bilgi ve becerilerinden söz ederek, bir takım tedavi yöntemleri önerecekti.

Bu adamın, bana dediklerinden sonra ben de ona ; ‘’ Bu kireçlenme değil, ben burada daha önce sol omuzumdan tedavi oldum, bu Bursit denilen bir rahatsızlık, sinir uçlarında iltihaplanma!’’ deyince adam afalladı çünkü ‘’Bursit’’ sözcüğünü ilk kez duyduğu kesindi. Aklınca kireçlenme ile ilgili bir takım doğal bitkiler v.s. bana tavsiye edecek, falan filan derken, bir yolunu bulup benden para kazanmanın yolunu çıkaracaktı .

O ara hasta muayene sırası bana geldi ve MR CD sini ve raporunu verdim içeri girdim , doktorum reçetemi yazdı gerekli açıklamaları yaptı ve çıktım, iyi olacağını biliyordum çünkü aynı doktor beni önceki muayenesinde iyileştirmeyi başarmıştı. o adam zerre kadar umurumda değildi. Evin yolunu tuttum.

Sakın ola böyle tiplere aldanmayın, böyle tipler hayatta her zaman karşınıza, her defasında çeşitli kılıklarda çıkabilirler. Bunlar dolandırıcılardır; çok şey bildiklerini iddia eden kara cahillerden korkmak gerekir. Kimisi fıtık tedavi eder, kimisi kırık çıkıkçıdır, kimisi bağışıklık uzmanıdır, kimisi Quantum uzmanı vesselam. İnsanların bir süre paralarını alırlar bazıları şifa beklerken, tatlı dille ölüme doğru sürüklendiğinin farkına bile varmaz. Çok kötü sonuçlar ile karşılaşabilirler.

Ne demişler hani; ‘’Yarım hoca dinden imandan, yarım hekim candan eder! Aman dikkatli olun,’’ derman arar iken dert’’ gelmesin başınıza sonra!

Bilimin yolundan şaşmayınız; bilim her olaya şüphe ile yaklaşır inceler araştırır en doğu yöntem ile sorunların çözümüne en gerçekçi yaklaşımı sunar. Oysa bağnazlar, cahiller hayatın her alanında olduğu gibi ihtiras ve açgözlülüklerine başkalarını da acımaksızın kurban seçerler.

Lütfen duyarlı olunuz, sağlık sizin kendi sağlığınız, fakat yobazlar sizin hep paranızın peşindedirler. Büyük önderimiz Atatürk’ün dediğini unutmayalım.
‘’ BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ!’’

Sağlıcakla mutlu kalınız...


ŞABAN AKTAŞ·1 EYLÜL 2016 PERŞEMBE