- 572 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Titreşim
Titreşim
Kısaca titreşim, denge konumuna bağlı salınım.
Denge halinde titreşim olmaz, salınım halinde ise maddenin yapısına ve etki durumuna göre değişen bir frekans (Birim zamandaki salınım sayısı; periyot ise bu salınımların seri şekilde dönem tekrarlanmasına dair.) söz konusu!
Titreşim, 3. Boyut madde alanının algılanması veya işlemesini ifade eder! Bir şeyin titreşip madde alanında algılanır olması için hiçlikte potansiyel olarak bulunması gerekir! Ya da şöyle söylemeli; titreşen her şey, hiçlikten 1. Boyuta tercih olarak; 2. Boyuta tasarım olarak; 3. Boyuta madde olarak çekilir! Boyutlar konusunu önceki yazılarımda sık işledim çünkü tüm işleyişi boyutları anlayarak değerlendirmek daha kolay. Hiçliği, boyutsuz ve her şeyin ana kaynağı ( Sınırsız potansiyel) olarak düşünelim. 1. Boyut, ana kaynaktan çekilen tercih alanını ifade eder; “Ben” boyutu; tercih olmadan çekim olmaz, tercih ise tercih eden “Ben” ile olur! 2. Boyutu, yazılım olarak düşünelim. Tercih ile çekilen datanın projelendirilmesi! Ruh boyutu! Ruhsal bir yapı tasarımı işaret ediyor! Bu tasarım sadece canlılarla sınırlı değil, teknik olarak tüm makine ve eşyaların tasarımında da bu boyuta dair alt yapı mevcut! 3. Boyutu, titreşen madde alanı olarak düşünelim. Hiçlikten boyutlara çekilen her şey, 3. Boyut alanında titreşir! Hiçlikte potansiyel konumda, tercih boyutunda yani 1. Boyutta ve tasarım olan 2. Boyutta titreşim söz konusu değil. Titreşim tüm bu sürecin algılanma aşaması gibidir! “Süreç” denir ama sadece 3. Boyutta zaman ve mekan söz konusu! Bazıları zaman-mekanı ayrı bir boyut olarak düşünür ama aslen zaman-mekan, 3. Boyutun titreşiminden doğar! 3. Boyutun kapsam alanındadır! 4. Boyuttan söz etmek gerekir ise bu 3. Boyutta titreşimle açığa çıkan tesirin işlevine dair olacaktır! Yani tüm bu titreyişlerin neticesine dair olacaktır! 4. Boyutu tarif etmek yine bildik 3. Boyutun verileri ile olamaz olur ise 3. Boyuttaki ayrıntılar, 4 ve daha fazla boyut ile adlandırılarak bir nevi izah etmiş olmak gibi bir tatmin sağlar! Hiçlikten yapılan 1. Boyuttaki tercih nasıl “Ben” kapsamında özel ise 3. Boyuttaki titreşimlerin 4. Boyuttaki yansımaları da özel olacaktır! Tercih alanında 1. Boyutta “Ben” özel alanı vardır bu alanda başkasını tarif etmek “Şirk” kapsamına girer hatta kişi kendini bile bu alanda sınırlamamalı! 4. Boyutta harikalara ulaşmak mümkün! Bunun ayrıntısı kişisel gelişim ve dinsel akıbet alanlarında devamlı işlenir! Ben ipucu verdim.
Titreşimi hiçlikten boyutlara çekilen bir etki olarak düşünelim! Etkinin etkisini de 4. Boyut olarak düşünelim!
3. Boyuttaki titreşimi irdeleyelim. Tüm madde alanı, titreşen tercih ve datadan mürekkep; oluşur! Yani algılanan aslında tercih ve datadır! 3. Boyutta titreşimle algılanır! Sözü şuraya getireceğim! “4. Boyut nasıl oluşur” a getireceğim! Tüm bu titreşimlerin tekrar algılanması 4. Boyuta ahire dair veri tabanı oluşturur! Ayrıntıyı irdeleyelim. 3. Boyutta titreşen bir madde, kendi frekans aralığında bir etki oluşturur! Yani var olur! Var olmak, 3. Boyutta titreşmektir! Kuantum alanda zerre, titreştiğinde madde olarak algılanır! Aslında zerre, tüm data alanını kapsar! Hiçlikte, 1. Boyutta ve 2. Boyutta, “Zaman-mekan; büyük-küçük; az-çok; iyi-kötü; önce-sonra; uzak-yakın ” izafiyeti (göreceli) olamadığından zerre, evrenin her noktasını kapsar! Bu konu “Kuantum çifte yarık deneyi” ile anlaşılmaya çalışılmış. “Zerre, her yerde; zerre, hiçbir yerde; ya da sen nerede gözlersen zerre, orada gibi”
Tüm titreşimler, gözleme açıktır! Ses ve görüntü gibi tüm duyu algılaması 3. Boyuttaki titreşimlerin 2. Boyutta dataya çevrilmesiyle olur! Buraya dikkat! Algılanan her şey tekrar dataya çevriliyor! Bu tekrar dataya çevrilmenin bir sonraki aşamasına dikkat! Zaman ve mekan konusunda takılmayalım. Sadece 3. Boyut için geçerli izafiyet! Ama anlamak ve izah etmek için işimize yarayacak çünkü algılamayı 3. Boyutta yapıyoruz! Göz, titreşen bir maddeyi optik olarak algılar ama beyinde karanlık bölgede data olarak kaydedilir! Kulak sesi mekanik olarak “Örs-çekiç” algılar ama beyinde data olarak kaydedilir! Dokunma duyusuyla elde edilen veriler de data olarak kaydedilir! Hatta 2. Boyuttaki duygular, fizik ötesi telepatik ortamda titreştiğinde, buna etkileşim demeli onlar da (Düşünce) data olarak algılanabilir, iletilebilir ve kaydedilir! Titreşim frekansları konusuna girmeye gerek yok; insan gözü kulağı ve beyni, kendi kabiliyeti, ilgisi aralığında bu titreşimlere muhatap olur! Metafizik denen alanın titreşimi veya duyulmayan sesler aralığı veya görülmeyen ışıklar alığı malum! Tüm bu data kayıtların işlevine dair klasik söylem ile ahire dair 4. Boyuttan söz etmek yukarıda bahsettiğim gibi her “Ben” in doğal hakkıdır ve özeldir!
Son tahlilde; “Sicim teorisi” konusuna girmeden “Zerre” konusunu anlamaya çalışalım. Datanın titreşim ile 3. Boyutta göründüğü ya da algılandığını biliyoruz! Bu algılamanın tekrar data olarak kaydedildiğini de biliyoruz! Bu kayıtların boşa kaydedilmediğini, 4. Boyutta değerlendirilmesinin özel bir durum ya da hak olduğunu da ben söyleyebilirim! Zerre konusu çok kapsamlı; evren ile zerre, yukarıda bahsettiği “Zaman-mekan; büyük-küçük; az-çok; iyi-kötü; önce-sonra; uzak-yakın” izafiyet kaldırıldığında aynı özellikleri, kapsamı barındırıyor! O halde potansiyel boyutsuz ana kaynak açısından; kimse, kimseden büyük ya da küçük değil. İyi ya da kötü değil! Önce veya sonra değil! Az veya çok değil! Kaynağa uzak veya yakın değil! Her “Ben” 1. Boyutta tüm varlık alemine aynı mesafede! 2. Boyutta, yazılım olarak potansiyelin yazılıma geçirildiği kadarıyla cinsiyle aynı! 3. Boyutta ise tüm izafiyetler nedeniyle farklılaşan bir titreşim ve algı söz konusu! Ayrıntıyla akıllarımız başa çıkabilir. Zaten çıkamıyor ise orası dağınık kalsın.
En son söz; 4. Boyut olarak düşündüğüm, tüm boyutlarda işleyen datanın tekrar kaydedildiği alanı önemsiyorum. Buna “Ahir” de denilebilir! Bu kayıtların tutulduğu alanın herkese kendince “Güzel” neticelere kaynak olması idealdir; kişiye özel bir karşılık. “Güzel-çirkin” izafiyetini de akıldan çıkarmayalım; arıya, çiçek güzel iken bok böceğine gübre güzeldir! Arının, bok böceğini eleştirme, engelleme hakkı olmadığı gibi bok böceğinin, arıyı eleştirme, engelleme hakkı olamaz! Tüm titreşimlerin neticesi olan 4. Boyutunuz kendinizce güzel olsun, benimki de bana göre güzel olsun. Kişiye özel olduğunda güzel oluyor!
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.