- 582 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çiçekler Nerede?
Bir tarafı karanlıksa eğer, her an o karanlıktan bir parça fırlamaya hazır, pusuda bekliyorsa çiçekleri görebilir miyim yine? Yani öylesine bir bakıp geçme şeklinde değil; derinlerine dalıp çıkarak, dolanarak ara sokaklarında, rüzgârını yüzüne yüzüne yiyerek ona batıp çıkmak baştan ayağa, ona bakan olmaktan çıkıp o olmak şeklinde bir bakıştan söz ediyorum ben.
İşte öyle bir bakışla görülen bir çiçek asla olmayacak benim dünyamda, eğer o karanlık varsa bir yerlerde. Öylesine dümdüz uzanan bir yolda yürürken o yoldan çıkarıp beni, kendi rengârenk dünyasına sokamayacak; bu dünyaya ait olamayacak şeylere has o sihirli, şiir gibi görüntüsüyle. Çünkü ben hep o pusuda bekleyen karanlığı gözlüyor olacağım. "Her an bir şey çıkabilir karşıma, tüm renkleri yok edecek kadar koyu bir siyaha hapsedebilir" diyerek görmezden geleceğim çiçekleri. Sadece onları da değil, onlarla aynı hamurdan yoğrulmuş, bu dünyayı varlıklarıyla renklendiren; grilerden arındırıp duvarları aştıran, ruhuma gökyüzünden nefesler taşıyan her şeyi...
Ben de başkaları gibi görmezden gelemez miyim bazı şeyleri? Derenin şırıltısına kulak veremez miyim var gücümle, karanlığın o çirkin kahkahalarını onunla yıkayıp duyulmaz edene dek? O kızı çıkaramaz mıyım bu pırıl pırıl, iğde kokulu yaz sabahından? Onu yok sayıp yeniden birleştiremez miyim parçaları; ta ki onun olmadığı, kirlerinden arınmış, yepyeni bir bütün yaratana dek? Birden çıktı önüme kahkahalarını da getirerek karanlığın. Yanındaki adama abanmış bedeni, o kadar uzaktan bile batıp çıkarmaya yetmişti beni alkollü bir kafanın yoğun sislerine. Daha öğlen bile olmamıştı, neydi onu sabah sabah efkârlandırıp bulutlarla örtmeye zorlayan herşeyi? Ya da başka bir şey miydi yalpalayıp durmasına neden olan? Öylesine içmiş miydi yoksa sadece?
İlle de belli bir nedeni olması gerekmiyor çünkü çirkin şeylerin. Öylesine bir akışa bırakıverir gibi kendini, büyük bir doğallıkla dalıveriyor bazıları karanlığa. Işıklar kararıveriyor bir anda, sadece onları gösteren bir ışık huzmesi vuruyor üzerlerine, bakakalıyorsun o çirkefe. "Çiçekler nerede?!" diyorsun. "Renkler nereye kayboldu?"
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.