Hakiki sevgi, herkesin bahsettiği, fakat pek az kimsenin gördüğü hayaletlere benzer. -- anatole franse
sami biberoğulları
sami biberoğulları

İTİRAZIM VAR.

Yorum

İTİRAZIM VAR.

8

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2220

Okunma

İTİRAZIM  VAR.

İTİRAZIM VAR.

Resimlere bakıp Ramazan değil, bayram değil Sami Hoca şimdi bu kadar çok mahya resmini niçin paylaştı diye düşünmüş olabilirsiniz.

Sami Hoca bir yanlışı düzeltmek için paylaştı bu resimleri

Nedir peki o yanlış?

O yanlış şudur:

Güya 1922 yılında yani işgal yıllarında İngilizler Ramazan ayında caminin minareleri arasına ‘’ GOD SAVE THE QUEEN’’ ( Tanrı Kraliçeyi korusun ) Yazan bir mahya asmışlar (!) ( 1. Resim )

İlginçtir ki aynı resim başka tarihler için de paylaşılmıştır internette. Neyse, o kısma geleceğim. Önce bu 1. Resmi irdeleyelim biraz.

İrdelerken de hemen 2. Resme bakalım. Ne görüyorsunuz? Arapça yazılı bir mahya.

Şimdi tekrar 1. Resme bakalım. Osmanlı Devleti yıkılışına kadar hangi alfabeyi kullandı? Arap alfabesini. Mahyalarını hangi alfabe ile çekti cami minareleri arasına? Arap harfleriyle?

Şimdi soru şu: Okuma yazma oranın ancak %3 olduğu bir Osmanlı toplumunda, üstelik okuma yazma Arap harfleriyle yapılıyorsa, Latin harflerini okuyabilen insan sayısı bir elin parmaklarından da azsa . İngilizceyi bilen ise çok daha azsa ( Çünkü o yıllarda okumuş yazmış insanlarımız da İngilizceye değil Fransızcaya meyillidir.) İngilizler de Müslüman Türkleri aşağılamak istiyorlarsa niçin neredeyse hiç kimsenin anlayamayacağı Latin harfleriyle ve kendi lisanları ile yazdırdılar o ‘’ God save the queen ‘’ Yani ‘’Tanrı Kraliçeyi korusun’’ Yazısını?

Ve çok daha ilginç bir durum: 1922 yılında İngiltere tahtında kral V. George var. Hal böyleyken İngilizler neden ’’ Tanrı Kralı korusun’’ değil de Tanrı Kraliçeyi korusun’’ Diye mahya asıyorlar? 1922 de bir kraliçe yok ki. ( Katkılarından dolayı İlhan Kemal dostuma çok teşekkürlerimle.)

Ayrıca: Bu resim ile ilgili paylaşımda yazanlar aynen şöyle:

Yazı: ‘’Tanrı Kraliçeyi korusun’’
Yer: İstanbul
Mekan: Camii
Yıl: 1922
Aylardan: Ramazan

Yazının ‘’Tanrı kraliçeyi korusun’’Anlamına geldiği doğru. Yer İstanbul? Haydi ona da doğru diyelim. İyi de İstanbul’un hangi semti? Mekan : Camii… Herşeyden önce ‘’Camii’’ değil ‘’Cami’’.. Cami olmasına cami de hangi cami? O da belli değil.

Şurada bencileyin bir gariban emekli Tarih öğretmeni düşünüyor İgilizlerin hesabına… ‘’Yahu böyle bir mahyadan hiç kimse bir şey anlamaz. Adamlar kendi lisanlarını okuyup yazamıyorlar, bizim lisanımızı nasıl okusunlar da anlasınlar ‘’ Diye; ille velakin dünyanın en kurnaz, en akıllı, en politika tilkisi İngilizler düşünemiyor bu kadar basit bir ayrıntıyı öyle mi? ‘’ Biz yazalım da Türkler anlamasa da olur ‘’ Diyorlar? Böyle bir salaklığa ihtimal verebiliyor musunuz?

Peki böyle bir mahya yok mu?

Olmaz olur mu? Böyle bir mahya olduğu gibi daha pek çok farklı mahyalar var.

Var olmasına var da gelin isterseniz öncelikle bu ‘’ GOD SAVE THE QUEEN’’ Yazılı mahya ile başlayalım.

Böyle bir mahya var.

Yılı: 1953.
Yer: Kıbrıs
Şehir : Lefkoşa
Mahyanın asıldığı caminin adı: Selimiye Camii.
Mahyanın asıldığı caminin daha önceki adı: St. Sophia Katedrali,

Evet 1571 Yılında Osmanlı Hakimiyetine giren Kıbrıs’ın Lefkoşa şehrindeki St. Sophia Katedrali ( Küçük Ayasofya da denir.) o tarihten sonra artık Padişah II. Selim’in adıyla anılır ve ‘’ Selimiye Camii ‘’ olur. Ancak 1953 de bu topraklar artık bir nevi İngiliz sömürgesi durumundadır ve İngilizler bir yerde ‘’ Hayır Selimiye değil. Burası yine St. Sophia Katedralidir’’ Demek istemişlerdir o mahyayı caminin minareleri arasına çekerek.

Yani 1. Resmin tarihi 1922 değil 1953 tür. Yer Türkiye’de bir cami değil Kıbrıs Lefkoşa’da Selimiye Camii dir.

Peki Türkiye’deki camilere hiç İngilizce mahya çekildi mi?

İşte zurnanın asıl zort dediği yer burası.

Maalesef evet.

Yıl 1946

Devlet artık Osmanlı Devleti değil, Türkiye Cumhuriyeti..

Öyle işgal mişgal de yok. Hatta II. Dünya savaşı sona ermiş durumda.

Devletin başında Milli Şef İsmet İnönü var…

Hikaye aslında oldukça uzundur ama mümkün mertebe kısaltacağım.

O yıllarda Türkiye’de İsmet Paşa’nın da deyimiyle ‘’Eksen kayması’’ Olmuş ve Rus yanlısı politikalardan – mecburen- vazgeçilerek ABD ye yanaşmıştır Türkiye… ABD de yeniden Boğazlar üzerinde hak iddia eden Rusya’ya bir göz dağı vermek istemektedir. Bunun en güzel yolu da en büyük savaş gemilerini Çanakkale Boğazından içeri sokmak ve İstanbul’a kadar getirmektir.İlle velakin bu öyle durduk yere olacak bir iş de değildir. Bir bahane lazım.

Bahane bulmakta zorlanılmaz. 1944 de ABD de vefat eden ama cenazesi ‘’Savaş koşulları ‘’ Gibi bir sebebe bağlı olarak –Türlü ısrarlara rağmen- Türkiye’ye gönderilmeyen büyük elçi Münir Ertegün’ün naaşını taşıyacaktır ABD nin en güçlü savaş gemisi Missouri. Ancak cenaze çok büyük bir insanın, koskoca Türkiye Cumhuriyetinin ABD Büyük elçisine ait olduğu için tek bir savaş gemisi ile göndermek ayıp olur diye iki savaş gemisi daha ilave edilir bu cenaze nakil işlemine : Providence ve Power.. Ancak Prowidence ve Power adlı gemiler Missouri gemisine refakat eden gemiler olduğu için bu iki savaş gemisinin adı neredeyse hiç zikredilmez ve sanki tek bir savaş gemisi gelmiş gibi anlatılır bu olay.

Münir Ertegün’ün naaşı daha Missouri zırhlısına yerleştirilmeden Türkiye’de karşılama faaliyetleri ve tabii ki trajikomik durumlar da başlar.

Dört günlük ( 5-9 Aralık 1946) Bir ziyaret için yapılan hazırlıkların sadece bir kısmı şunlardır:

Mesela: PTT, hatıra pulları bastırdı günün anısına.( Resim 3 )
Tekel 50 Kuruşluk Missouri sigarası üretti.
Ankara’nın en iyi lokantalarından birinin adı Washington Lokantası olarak değiştirildi.
‘’Rus salatası’’ Olarak bildiğimiz mezenin adı ‘’Amerikan salatası’’ Oldu.
Beyoğlu’nda faaliyet gösteren ‘’Rus Çorap evi’’ Tabelasındaki R harfini silerek ‘’U.S Çorap Evi’’ ne dönüştü. Sadece dört gün sürecek bu ziyaret sırasında ABD li askerlerin eğlenme ve cinsel ihtiyaçlarının karşılanması ve dahi ülkemizden memnun ve mutlu ayrılmaları için Beyoğlu ile Karaköy’de icra-i sanat eyleyen tüm fahişeler tek tek aşılandığı gibi tüm genelevler ile Beyoğlu ve Karaköydeki tüm binalar beyaz boya-badanadan geçirildi.( Resim 4 ve 5… ABD Askerlerine misafirperverliğimizi gösteriyoruz.)

Veeeee. Bakın adıyla sanıyla yazıyorum:

İstanbul- Dolmabahçe- Bezm-i Alem Valide Sultan Camiinin minareleri arasına ‘’ Welcome ( Hoş geldiniz ) Yazılı bir mahya asıldı. ( Bezm-i Alem Valide Sultan Camiini bilmeyen yoktur sanırım. Hani şu gezi eylemcilerinin içinde bira içmeyip bir taraftan yaralılarını tedavi ederken öte taraftan vakitlerini ibadet ve taatla geçirdikleri cami. O işte. ) ( resim 6)


ABD askeri o dört gün içinde sokakta -yanında nişanlısı ile gezen- genç kızlara bile sarkıntılık etti ama karakollar bu serseri ve sarhoş ABD itleri ile dolacağına onlara karşı koyan Türk gençleri ile doldu.

Bir trajikomiklikle daha bu kısmı noktalayayım.

1946 Yılında solcular Missouri Gemisinin gelişini böyle coşku ile karşılayıp Coni’yi rahatlatmak için kerhanelerin kapısına bile ‘’ Burada İngilizce konuşulur’’ yazıp, cami minarelerine ( hatta bir rivayete göre Kızkulesine de… Ben Resim 13 ün düzmece olduğu kanaatindeyim. ) ‘’ Wolcome’’ yazıları asarken sağcılar ( sol jargonda dinciler) buna şiddetle karşı çıkmış; buna karşılık 23 sene sonra ( 1969 da) durum tersine dönmüş, sağcılar her ne kadar kerhaneleri badana ettirmese de aynı Missuriye karşı namaz kılarken(!) ( Resim 7 ) solcular Missuri’ye ‘’ Go Home’’ ( Defol) Çekmişlerdi. ( Resim 8) ( mesela Deniz Gezmiş de bu ‘’ Go Home’’ culardan biriymiş.) [ Senelerdir sol taife hatta yakın zamanda Sinan Meydan gibi bir tarihçi bile şu Missouri’yi kıble yapıp namaz kılma meselesini sık sık gündeme taşıdılar. Resimdekilerin namaz kıldıkları hiç belli olmadığı gibi diyelim ki namaz kılıyorlar, kıble o yönde ise arkalarını mı dönmeleri gerekiyordu? ]

[Hemen bir not daha düşeyim: Ben Kız kulesine Welcome Missouri yazıldığına - Resim 13 e rağmen inanmıyorum ama Sinan Meydan inanıyor. İsterseniz linkini vereceğim şu yazısını okuyabilirsiniz : odatv.com/6.-filoyu-kible-bilip-neden-namaz-kildiniz-1512101200.html------ Bu yazıyı okurken bir şeye daha dikkatinizi çekerim: Diğer tüm resimler kocamandır ama şu Missouriye karşı namaz kılma resmi (!) küçücüktür nedense. O resimdekilerin ne yaptıkları belli bile değil. ]

Bunun dışında bizim cami minareleri zaman zaman farklı mahyalar da görmüştür.

Örneğin:

VAR OL İNÖNÜ ( Resim 9)
TÜRK YILMAZ ( Resim 10)
YERLİ MALI AL ( Resim 11)
FAİZ MALI ERİTİR( Resim 12 )

( Daha pek çok var..Mesela ‘’ İçki kötüdür, THY amblemi, Yeşilay amblemi vs. Ama bu kadar çok resmi buraya sığdırmak mümkün değil )


Evet…Türkiyedeki camilerin minareleri arasına mahya olarak pek çok değişik yazı asıldı ama hiç bir zaman şu üç mahya asılmadı:

1- ‘’ GOD SAVE THE QUEEN’’ ( Tanrı kraliçeyi korusun )
2- ON BİRA ---YIN SULTANI ( Resim 14 ) ( Bu resim bir mizah karikatürü güya ama beni hiç güldürmedi nedense. Hatta tiksinti duydum sanat adına yapılan bu çirkinlikten.)
3- İTİRAZIM VAR.( Resim 15 )

‘’İtirazım var’’ diye bir mahya asılmadı ama hani elimden gelse, imkanım olsa ben de öyle bir mahya asacağım : ‘’İTİRAZIM VAR ‘’




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İtirazım var. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İtirazım var. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İTİRAZIM VAR. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Filiz Şahin.
Filiz Şahin., @filizsahin-
26.8.2016 23:29:26
Sahi
bu dini bütün müslümanlar nedense camiyi boş bırakıp sokaklarda niye namaz kılıyor ki, su mu çıkmış
Ayhan Sarıkaya
Ayhan Sarıkaya, @ayhansarikaya1
26.8.2016 23:19:12
10 puan verdi
Hocam, Allah seni başımızdan eksik etmesin. Sayende çok şeyler öğreniyoz.
Teşekkürler.
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
26.8.2016 20:12:45
Gerçekler uzun süre saklı kalamaz, değil mi, değerli hocam...
Bir Sami Biberoğulları gelir, sigaya çeker adamı... :)))

Varolasınız...

Selam ve saygılarımla.
glenay
glenay, @glenay
26.8.2016 19:26:51
Anlamlı bir yazı.

tebrikler,

selamlar..
Sezai KAYA DeliGarip
Sezai KAYA DeliGarip, @sezai-kaya-deligarip
26.8.2016 09:51:09
Sinek küçüktür amma mide bulandırır!!!
Ağabey biliyoruz ki bu gibi hezeyanları yapan kesim bellidir.
Dine saldırma olsunda ne olursa olsun.
Yaşar Kemal'in romanındaki İnce Memed'i yönetime baş kaldıran bir kahraman sanan kişilikten ne çıkar? Adam '''Roman''' yazmış ama saftirikler sanıyorlar ki yaşamış bir kahraman!!!

Bilgileriniz için teşekkürler.
Selam ve saygılarımla.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
26.8.2016 09:44:17
Sosyal paylaşım siteleri peydah ilalı gözü kapalı her paylaşıma begeni, kinama, fikir birakır olduk. Üstelik arama motoru da elimizin altındayken.

Selamlar hocam.
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
26.8.2016 01:49:34
Yıl 1922, tahtta Beşinci George var. Adama "Tanrı Kraliçe'yi korusun da ortada kraliçe yok; kral var" derler.

1953 teki mahya ise büyük olasılıkla Haziran 2'de, kraliçenin taç giymesini kutlamak amacıyla asılmıştır (Tahmin ediyorum). Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.