- 657 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YOBAZLIK BİR HASTALIKTIR
YOBAZLIK BİR HASTALIKTIR
Dr. Sadık Özen
Yobazlık nedir? Kime yobaz denir? Sözlüklerde, bu konuda çeşitli tanımlamalar yer alıyor. Yobazlık tarifine uyan; farklı konumda, farklı kişilikte ve farklı inançta insanlar vardır. Aslında yobazlık iki türü olan önemli bir ruhsal hastalıktır. Kökeni kişilik yapılarındaki bozukluktur.
Bunlardan ilki ve en yaygın olanı; din kisvesi altında gelişmiş, dinsel sapıklık olarak kabul edilmesi gerekenlerdir. En çok karşılaşılan yobaz tipi budur. İnsanların inançlarını yargılayan, beyinlerindeki saplantıları başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışan, kendileri gibi düşünmeyenleri dinsizlikle itham eden ve kendilerini tanrı yerine koyabilenler bu grupta yer alırlar. Bunların, kendilerinden daha kıdemli olanlar tarafından beyinleri yıkanmıştır. Eylemleri; siyasi, parasal ve mevki hırsına dayalı her türlü çıkar duygusuna dayalıdır.
İnançları ve ilkeleri gelişmemiştir. Görselliği ön planda tutan bu insanlar, acayip kılık kıyafetleri ile cahil insanların dikkatlerini üzerlerinde toplamaya çalışırlar. Bir taraftan İslamiyet dininde fotoğraf çektirmenin yasak ve günah olduğunu söylerken, diğer taraftan başlarındaki sarıkları, sırtlarındaki lata veya pardesüler ve upuzun sakalları ile cami önlerinde veya seccade üzerinde çekilmiş fotoğraflarının medyada yer alması için çaba gösterirler. Amaçları, yarattıkları kendilerine özgü giyim ve yaşam tarzları ile saf insanları Allah ile aldatmak esasına dayanır.
Onlar için namus ve ahlak kavramları fazla önem taşımaz. İslamiyet dininin temelinde yer alan; temizlik, dürüstlük, komşu hakkı, tüyü bitmemiş yetim hakkı, sevgi, dostluk, hoşgörü, vefa gibi insani duygu ve değerlerden uzaktırlar. Yüzlerinde nur yoktur. Yarattıkları, ırz ve namus kavramlarındaki yozlaşma sonucu; sabi denilen yaştaki kız ve erkek çocukların ırzlarına bile geçebiliyorlar. Ne yazık ki; bu yobazların yaptıkları İslamiyet’le bağdaşmayan ahlak dışı eylemlerle yüce dinimizin manevi değerlerine büyük zarar veriliyor. Bu yazdıklarımın, içleri tertemiz insani duygularla dolu, nurani yüzlü, etrafına adeta ışık saçan gerçek Müslüman, dindar ve İslamiyeti içine sindirmiş değerli din adamlarıyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Yobaz sözcüğü bu insanlar için asla kullanılamaz. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir yanlış anlaşılmaya meydan verilmemelidir.
Kendilerini, meczup birinin hasta kişiliğine biat mertebesinde görenlerin, ülkemizde son yarattıkları din, ahlak ve insanlık dışı “Kalkışma Olayı” burada dile getirilenlerin en tipik ve iğrenç bir örneği olmuştur. Devletimizi yıkmak, değerli komutan ve askerlerimizi yok etmek ve ülke yönetimine el koymak girişimleri vatanımıza ihanet ve son derecede iğrenç ve aşağılık bir hareket olmuştur.
Bu çeşit yobazları sözlükler şu sözlerle tarif ediyor: “Dini inanışlarına aşırı derecede bağlanıp, körü körüne inanan, kendi gibi yaşamayanları da kafir ilan eden tip.” Bir başka sözlükte ise “Yobaz ne demek” sorusu; “Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen kimse” olarak yanıtlanıyor. Bazı sözlükler de ise; yobazlık “Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı, kaba saba ve inceliksiz kimse” olarak tanımlanıyor.
İkinci grupta yer alan yobazlıklara gelince: Mevki-makam sahibi, maddi zenginliği olan, üst düzeyde yer alan, sivil veya asker, yüksek öğrenim görmüş, hatta akademisyenlik unvanı kazanmış ya da hiç öğrenim görmemiş zır cahil olunması fark etmiyor. Bunlar; genelde, olmak istediği yere ve mesleğe ulaşamamış olanlar arasından çıkarlar. İncelikten yoksun, kaba saba insanlardır. Tutum ve davranışlarıyla hemen kendilerini belli ederler. Halk arasında “Tahsil cehaleti alır, eşeklik ise baki kalır” sözü işte böyleleri için söylenmiştir.
Tüm doğruların sadece kendi düşündükleri gibi olduğunu sanırlar. Düşüncelerini etrafına kabul ettirmeye çalışır, kendisini aydınlar sınıfında görür, her şeyin en iyisini bildiği kanısındadırlar. Aslında en çok aldanan onlardır. İnsanlara tepeden bakan, aşağılık duygusuna sahip tiplerdir. İlk buldukları fırsatta başkalarına ahkam keser, onların üzüleceklerini ve kırılacaklarını dikkate almazlar. Hoyrat ve bencil, insani duygulardan, sevgi, saygı, anlayış ve hoşgörüden uzaktırlar. Kafalarındaki bazı saplantıların esiri olmuşlardır. Fazla düşünmeye gerek görmeden adeta bir robot gibi hareket ederler. Yüz hatları gergin, yüzleri kırmızı, hırçın ve kavgacı bir görünüme sahiptirler. Sevimsiz ve renksiz bir kişilikleri vardır. Sözleri batıcıdır. Kimliklerini nefret bürümüştür sanki. Bunlar için toplumda “Allah insanların kalbine bakar, yüzüne takarmış” yargısına varılmıştır.
Bunlar, insani değerler arasında önemli yer tutan: büyüklere saygı, küçüklere sevgi, hoşgörü, bağışlama gibi asil duygulardan uzaktırlar. Çevrelerindekilere saygılı olmayı ve nezaketle davranmayı bilmezler. Katı kuralcıdırlar. Eğer birilerine bir uyarıda bulunma gereği duyarlarsa, bunu büyük bir kabalıkla yaparlar. Örneğin aynı sırada oldukları insanlar arasında özel bir mazereti , özel bir durumu veya rahatsızlığı olanları hiç dikkate bile almazlar. Onlar için söz konusu sıraya girilmesidir. Oysa; çok düzenli sıralar oluşturan koyun ve kaz sürülerinden insanların farkları vardır. Toplumlar ve yasalar; insanların durumlarına göre, gebe veya çocuklu kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve hastalara “Pozitif ayrımcılık hakkı” tanımaktadır. Ne yazık ki sözü edilen bu yobazların kişilikleri ve kafa yapıları, bunları kavrayabilecek niteliğe sahip değildir.
23.Ağustos.2016
YORUMLAR
İnsanın kendisini islah etmesi erdemle, başkalarını islah etmesi bilgi ile olur.__ Konfüçyus
Yazınıza tümüyle katılıyorum Sadık bey...
Sevgi ve hoşgörü yoksunu insanların kişilik ve yer edinme çabalarıyla egolarını besledikleri bir yapılanmadır YOBAZ tabiri.. Biraz aile ,biraz çevre, birazda dar bir bakış açısıyla alakalı sanırım bu obsesif bozukluk....
Teşekkür ediyorum YOBAZ kelimesine getirdiğiniz açıklık için.... Selam ve sevgilerimle
sadikozen
Sayın Hocam siz bir hekim olarak bu gibi şizofrenik yapılı güneş görmeyen beyinlere gerekli teşhisi koymuşsunuz,ne yazıki birinin çirkinliği ortaya çıkmışken diğeri boşalan mevziiyi kapmaya çalışıyor
Ne acıdır ki devlet politikası şu an bunlara çanak tutuyor,kualisyon yapıyor siyasi erk ayaktaa tutunmaya çalışıyor
Olan özge vatanımıza oluyor,olan gariban helak olan yağız varoş çocuklarına oluyor
Gidişat hiçte iyi değil,bendenizde gerek şiirlerimde gerek yazılarımda Tıpkı sizler gibi Vatanını,bayrağını milletini seven bir birey olarak dilim döndüğünce mücadelemi sürdürüyorum her ne kadar 14 yıldır adliye koridorlarını arşınlasam da
Yazınız çok manidar
Saygılarımla
* * * * * * * * * *