- 1002 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FETÖ Tarihi
Yıllardır ABD ile müttefik olup, ömrü katletmek ve ırkçılık ile geçmiş AB kapısında bekliyoruz. Halk ABD’yi sevmiyor, AB’yi istemiyor. Halk Turan’ı, Türk-İslam Birliği’ni istiyor. Rusya, Çin, Hindistan’la değil Azerbaycan, Türkmenistan, Pakistan ile bir birlik çatısında birleşelim istiyor. Biz ırkımızdan ve dinimizden olan devletlerle birleşince güçlü olamaz mıyız? Bu gücü ve imanı veren; devletlerin silahı ya da parası mı ki!? İmanımızdan mı şüphemiz var da süper güç denilen Siyonizm maşası, Tapınak Şövalyelerinin kalıntısı hükümetlerle yönetilen devletlerin peşinde geziyoruz! Biz, Elhamdülillah milletçe süper gücüz! PKK, DAEŞ, FETÖ’yü ve benzerlerini ancak birlik devletleri arasına sıkıştırarak yok edebiliriz. Onların dışarıyla olan kan bağını keserek bitirebiliriz. Pazarlıkla, antlaşma ile ancak onların kan toplaması için zaman vermiş oluruz oysa onların bitmesi için kan damarlarına inhibisyon yapılmalı, o damarlar tıkanmalı, kesilmelidir.
AB artık BM gibi, NATO gibi var ve yoğun arasına sıkışmış bir birliktir. İngiltere, AB’den ayrılarak yeni planını devreye koyma kararı almıştır. Bu plan Five Stars’ı kurmaktır. Five Stars; İngiltere, ABD, Rusya, Çin ve Hindistan’ın bir araya gelerek oluşturduğu yeni birliktir. Bu birliğin asli amacı dünyayı beş bölgeye bölüp yönetmek ve sadece kendi içlerinde ticaret yapmaktır. Eğer Five Stars’ın karşısına yeni ve geniş coğrafyaya sahip bir birlik ile çıkılmazsa Five Stars’ın yönettiği devletlerden bir tanesi olmak kaçınılmaz olabilir. Öyle ki Five Stars’ın yönetimine girip de kendimizi özgür sanmamız bile mümkündür. Çünkü beyinleri sadece fitne üzerine çalışan İngilizler bize kendi dinimizi, milli değerlerimizi satacak ve parasını kendisine götürecektir. Biz ise dinimizi ve milli değerlerimizi özgürce yaşadığımızı zannedeceğiz. Oysa her geçen gün daha fakir, daha kültürsüz ama daha çok şükür etmeyi öğrenmiş bir millet haline getirileceğiz. Şükürden kastım dinimizin bize emrettiği şükür değil, aksine toplum olarak verdiğimiz emeklerin karşılığını alamamamıza rağmen aldıklarımızla yetinmemizin istenmesidir.
Sömürgecilik orta çağda kalmadı. Günümüzde bu sömürü hala devam etmekte ve en fazla maneviyat üzerinden yapılmaktadır. Zihin kontrolü ve hormon kontrolü ile yapılmakta; kültürel bir değer yeni nesle "eski, bayat", dini bir değer ise "gereksiz, cahilce" olarak kabul ettirilmektedir.
15 Temmuz 2016 tarihinde ülkemize ve milletimize karşı yapılan terör saldırısının arkasında sadece FETÖ’nün olduğuna inanmıyorum. Bu darbe girişiminin ve terör saldırısının nasıl yapılacağını ve ne şekilde gerçekleştirileceğini planlayanların Tapınak Şövalyelerinin kalıntısı olan CIA’ın yaptığından, bu terör saldırısını finanse edenlerin de İngilizler olduğundan yana şüphe duymuyorum. FETÖ’nün kukla olarak göründüğü fakat arkasında CIA ve İngilizlerin olduğu bu terör faaliyetinin başarısız olmasından sonra tekrar piyasaya çıkan PKK ve DAEŞ kaos ortamı yaratma planlarına hala devam etmektedirler. Milletimizin yüksek onuru ve imanını kırabileceklerine inanmıyorum. PKK ve DAEŞ’de bu imanı kıramayacaklarının elbette farkındalar fakat yaptıkları bu terör saldırıları gelecekte yapmayı planladıkları FETÖ’nün darbe girişiminde olduğu gibi daha büyük terör saldırıları için güç toplamak ve toplumuzun algısını değiştirmeye çalışmak içindir. Demem o ki, PKK ve DAEŞ yaptıkları terör saldırılarıyla gelecekte yapmaya kalkışacakları daha büyük saldırılar için zaman kazanıyor, güç topluyor, finans kaynakları bulmaya çalışıyorlar. Bu durum karşısında ülkemizi iç ve dış mihraklara karşı savunma görevini üslenen asker, polis ve istihbaratımızın yüksek teyakkuzda olması gerekmektedir.
40 YILLIK FETÖ YAPILANMASI
FETÖ’nün birkaç yıllık bir yapılanma olmadığını hepimiz biliyoruz. Yaklaşık 40 yıldır bu ülke üzerinde emelleri olanlar ve Çanakkale’yi kaybedenlerin finanse edip planladığı bu örgüt geçmiş günlerin intikamını alabilmek amacıyla kuruldu. Bu gün yaşananları net görebilmek için tarihimizin önemli olaylarına, önemli dönemlerine ve o önemli olaylarda rol alan kişilere iyi bakmalı, iyi analiz etmeliyiz.
Çanakkale’de silahı olmayan ama yüreğinde kocaman imanı olan daha 15’lik yiğitlerle zafer kazandığımızı gören özellikle İngilizler, Türk milletinin imana ve İslam’a ne kadar bağlı olduğunu gördüler ve bunu milletimizin bir hassasiyet noktası olarak kabul ederek ülkemiz üzerindeki yeni emellerini gerçekleştirmede bu hassasiyeti kullandılar. FETÖ denen yapılanma da işte bu mantıkla yaklaşık 40 yıl önce ortaya çıktı. Bu yapılanmanın tek olduğuna inanmıyorum. FETÖ gibi birçok yapılanma yine bizim hassasiyetlerimiz kullanılarak oluşturulmuştur. Milletçe kendi hassasiyet noktalarımızı bilirsek, bu gibi yapılanmaların da masum gibi görünen oyunlarına kanmaz ve yüksek bir irade göstererek yapılanmaya başlamadan ortadan kaldırabiliriz.
TAPINAK ŞÖVALYELERİ VE AMAÇLARI
Birinci Haçlı Seferi’yle ortaya çıkan ve toplamda 9 kişiden oluşan bu şövalyelerin asıl amaçlarının dışına çıkmaları büyüyle uğraşmaya başlamalarıyla olmuştur. Büyü ve karanlık güçlerle uğraşmaya başlamalarıyla kendi dinlerinde de lanetlenen bu şövalyeler gün geçtikçe sayılarını arttırdılar ve ilk yüz yılda yaklaşık 20.000 üyeye sahip oldular. Defalarca Hristiyan mahkemelerinde yargılandılar, idam edildiler, hapse atıldılar. Kudüs’ü koruma görevini üstlenmiş olan ilk ekipleri de Selahaddin Eyyubi tarafından öldürülmüş ve Kudüs, İslam egemenliğine girmiştir.
Bugün “Dünya Savaş Haritası”na bakarsanız Avrupa’da savaş yaşanmamış cephe kalmamıştır. Bu savaşların sebepleri Tapınak Şövalyeleri ile Avrupa Devletleri arasındaki yüzyıllar öncesine dayanan davaların intikamıdır. Avrupa’dan yeterince intikam almış olan Tapınak Şövalyeleri son yüz yıldır İslam beldelerine gözünü dikmiş ve Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü Fethi sırasında yaptıklarının intikamını almaya çalışıyorlar. Bu durumun fehametinin de farkında olmalıyız. Tapınak Şövalyeleri bugün Avrupa’daki birçok devletin yönetim kadrosunda yer alırken, en güçlü şirketlerin de patronluklarını yapmaktadırlar. Ayrıca CIA adı altında fiziki varlıklarına da devam etmektedirler. Dini ve kültürel hiçbir inanç ve hassasiyetleri olmayan bu şövalyelerin bugünkü sayısı milyonlara ulaşmıştır. Üstelik bünyesine sıradan vatandaş olarak adlandırabileceğimiz kimseyi barındırmamaktadır.
TAPINAK ŞÖVALYELERİNİN ÜLKEMİZDEKİ OYUNLARI
En görünür olanının FETÖ olduğu şövalye oyunlarını coğrafyamızın tarihine bakarak daha net görebiliyoruz. Tarihte yaşadıklarımızı dikkatli analiz ederek gelecekte yaşayabileceklerimizi de görebiliriz. Hayal gücümüzü geniş kullanmak ve aklımıza gelen her şeyi hatta imkânsız gibi görünenleri de imkân dâhilinde kabul etmeliyiz. Çünkü bu şövalyelerin en büyük özelliği yapacaklarını kamuoyuna imkânsız gibi göstermek ve değersizleştirmektir. Bunun en belirginini “Artık darbe mi kaldı?” denmesine rağmen bir darbe girişiminde bulunulmasıdır.
Ülkemiz ve ümmetimiz üzerinde oyunları ve emelleri olanların bu oyun ve emellere bir şekilde devam edeceğinden şüphemiz yoktur. Mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in emirlerine uymadığımız zamanda da bu oyunlara düşeceğimizden hiç şüphem yoktur. Yazımın en başında da dediğim gibi bizim artık AB’ye girme amacından vazgeçerek Türk-İslam Birliğini kurma amacında olmalıyız. Velev ki Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Kerim de bize Maide Suresi 51. Ayette şöyle emrediyor: "Ey inananlar! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez." Biz bu emre uyarak kendi milletimiz ve ümmetimiz içinde birleşmeli, ticari faaliyetlerimizi de kendi içimizde yapmalıyız. Aksi halde onların gölge oyunlarına bir şekilde kurban olacağımıza inanıyorum. Ne kadar güçlü bir devlete ve millete sahip olsak da Kur’an-ı Kerim’in emrinden çıkmamız bize refah değil, felaket getirecek; FETÖ gibi örgütlerin içimizde olması devam edecektir.
21.08.2016
Engin DİNÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.