- 761 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DİN ELDEN GİDİYOR ŞERİAT İSTERİZ -4-
12 Mart 1971 Muhtırası…
‘’ Din elden gidiyor. Şeriat İsteriz’’ ile ilişkilendirebileceğim hiçbir noktası olmadığı için o faslı atlıyorum. ( Ben göremedim)
********************************
12 Eylül 1980.
Yaşı elli ve yukarısı olanların çok iyi hatırladıkları, kırk beş- elli yaş arasının belki hatırlayabileceği ama daha alt yaş grubunun hatırlamasının mümkün olmadığı günler…
Pek çok kişinin çok iyi bildiği yıllar olduğu için bu kısmı fazla uzatmayacağım.
12 Mart 1971 Muhtırasından sonra ülkede özellikle üniversite gençliği arasında bir sağ-sol kavgası başlamış ve artık radyolardan, hayatımıza yeni yeni girmiş olan televizyonlarımızdan her gün hava tahmin raporu dinler gibi o gün hangi ilde kaç solcu gencin ya da kaç sağcı gencin öldürüldüğünün haberlerini dinler olmuştuk. Öyle ki solcu bir genç, babasının film seyrettiği sinemaya bomba atıyor ya da sağcı bir genç içinde solcu gençlerin oturduğu bir gecekonduya içi gaz dolu tenekeyi yakarak fırlattığını arkadaşlarına övünç içerisinde anlatıyordu. Aynı evde ikamet eden kardeşler bile birbirlerine düşman hale gelmişti.
Hiç kimse bu günlerde kıvırmasın. İstisnasız hepimiz bir sihirli değnek bekliyorduk bu katliamlara, bu kardeş kavgalarına son vermesi için. Tabii ki değnek denince de aklımıza ordudan başka bir kavram gelmiyordu. Çünkü siyasetçiler bu akan kanı durduracak iradeye sahip değillerdi.
Askerin yönetime el koyması işten bile değildi ve her an bekliyorduk.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ Hocam ! yazıp çiziyorsun ama 12 Eylül Askeri Darbesinin ‘’ Din elden gidiyor, Şeriat İsteriz’’ İle ne ilgisi var?
Yavaş yavaş oraya geliyorum.
Evet…Ordunun bir an önce yönetime el koyması bekleniyordu ancak…
1 Mayıs 1977 de Taksim’de yapılan mitingde tam bir katliam yaşadı, otuz dört kişi öldürüldü. Ordu yönetime el koymadı.
8 Ekim 1978 de Ankara- Bahçelievlerde bir katliam yaşandı, yedi kişi katledildi. Ordu yönetime el koymadı.
Yine 1978 yılında MHP İstanbul il başkanı Recep Haşatlıoğlu öldürüldü. Ordudan yine tık yok.
3 Eylül 1978 de Sivas’ta çıkan olaylarda 12 kişi hayatını kaybetti.( Remi rakamlara göre) Ordudan yine çıt yok.
19-26 Aralık 1978 de Kahramanmaraş’ta çıkan olaylarda 105 insan öldürüldü.( Resmi kayıtlara göre…Gayrı resmi kayıtlar ölü sayısının 500 ü geçtiğini söylüyordu.) Ama ordu yine kıpırdamadı. Devlet ise 26 Aralık 1978 saat 7.00’den itibaren İstanbul, Ankara, Kahramanmaraş, Adana, Elazığ, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Gaziantep, Kars, Malatya, Sivas ve Şanlıurfa olmak üzere, toplam 13 ilde sıkıyönetim ilan etti. ( Daha sonra bu illerin sayısı arttırılmıştır.)
Ancak sıkıyönetim de katliamlara çözüm olmadı.
1 Şubat 1979 da Milliyet Gazetesi yazarı Abdi İpekçi öldürüldü.
27 Mayıs 1980 de MHP Genel Başkan yardımcısı Gün Sazak öldürüldü.
1980 yılının Mayıs ve Temmuz ayları arasında Çorum’da yine bir katliam yaşandı ve resmi kayıtlara göre 57 insan hayatını kaybetti.
Ordu hâla beklemedeydi. Kenan Evren’in daha sonra da ifade ettiği gibi İhtilalin olgunlaşmasını bekliyordu ordu.
Ve nihayet 23 Temmuz 1980 Tarihine geldik.
Bu tarihte İsrail, Kudüs’ü ebedi başkenti ilan etti.
6 Eylül 1980 de Konya’da, İsrail’in Kudüs’ü ebedi başkent ilan etmesini protesto etmek amacıyla bir miting düzenlendi. Bu miting esnasında bir grup, İstiklal Marşı okunurken hem oturdu hem de ıslıklayarak yuh çekti. Dahası laiklik karşıtı sloganlar attı. Yani ‘’ Şeriat İsteriz’’ Diye bağırdılar.
İşte bu Kudüs Mitinginden sonra ordu nihayet gözlerini açtı(!) ‘’ Ulan ülke elden gidiyor’’ Dedi (!) ve altı gün sonra yönetime el koydu. Böyle bir miting yapılmamış olsaydı büyük ihtimalle Sivas, Kahramanmaraş, Çorum olaylarında olduğu gibi bekleyecekti.
Yüzlerce, binlerce, on binlerce devrimcinin ya da ülkücünün yapamadığını üç beş tane şeriatçı yapmış ve ‘’ Şeriat isteriz’’ Diyerek ordunun ihtilal yapmasını sağlamışlardı.
13 Eylül günü memlekette bir tane illegal örgüt kalmadı. Hepsi bir anda yok oldu. Buharlaştı adeta..Pardon sadece bir tanesine dokunulmadı: pkk. Onca çok daha büyük örgütün hakkından gelmiş olan ordu henüz minicik bir yılan olan pkk nın başını ezmedi her nedense.
***************************************************************************
Noktalayalım mı?
Demek ki neymiş efendim?
Öyle ‘’Dört tank, dört helikopterle darbe mi olurmuş?’’ Diye bir şey yok. Bazen bir kaç çapulcu, bazen bir kaç yobaz, bazen de tek bir kişi çıkar koskoca bir darbe yapar ya da koskoca bir darbenin yapılmasına sebep olur.
Bitti.
YORUMLAR
Sami Bey merhaba...
Biz de bayağı "tarih" olmuşuz.Kullandığın resimleri çok iyi yaşadım ve biliyorum o yılları.Mesela 1 Şubat 79 günü İstanbuldaydım.
Sanki havada da kabus vardı...
Hey gidi günler demeyeyim yıllar.Çabucak geçti.Kahretmek değil muradım o yıllardan ders almak ve bir arada yaşamayı becermek gerek.
Bu kadar "darbe",bu kadar "acı" bir topluma fazlasıyla yeter! Yetmeli...Demokrasi için "Türk toplumu" bedel ödemedi denmekte genelde.Yahu daha ne olsun! Asılan başbakan bedel değil de nedir?