- 695 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
YORUMLAR
gitmek için biryere ihtiyaç yok
gitmek kendi içinde vazgeçmekte olabilir
yıllar önce olimpsta aslında Olimposun yan koyu Adrasanda bi abi tanımıştım berduş bir abi işi deliliğe vuran
yayınevini kapatan malı mülkü eski eşine hediye eden ve kaçan
gittin mi abi peki aradığın uzak burasımıydı dediğimde daha uzak elbet var demişti ölüm yaşamın dengi ve hatta bu denyo dünya ya katlanmanın mükafatı insan kendi içindeki ruhtan kaçamayacağına göre asıl uzak ruh ve bedenin ayrılmasıdır..
HakkınSesi
yaralarımız vardı, çaresi hep uzaklarda olan. uzaklara gittik, geçtiğimiz toprakları eştik eşeledik, yaralarımızı ektik, suladık. giderek büyüyordu yaralar, sebebini anlamıyorduk. çare yine hep uzaklardaydı... önceleri yara sadece yaraydı, sonraları acı da vermeye başladı, içinden sızan irinden kötülüklerimiz damlıyordu. neden diye soranlar oldu. "sebeplerimiz var" dedik. kendimizi hep soyutladığımız sebeplerimiz vardı.
lord byron don juan'ın 15. kantosunda, az sayıda kişinin iyi ve kötü üzerine düşüncelerini açığa vurmayı göze alabileceğini söyler, bi köşedeki ikiyüzlülüğümüzden bahseder. tamam, başkalarına söyleyeme de kendi kötü yanlarıyla yüzleşebilmeli, bu seviyede olmalı insan. belki de "uzaklar" dediğimiz budur.
HakkınSesi
biz, eski çağların savaşlarından muaf tutuyoruz kendimizi. artık olmaz diyoruz öyle şeyler ama tarih yanıltmaz. tarihin bu kadar inandırıcı olması yüzünden de tarihe tanrısal bir sezgiyle yaklaşanlar da az değildir.
fikir çağını seviyorum senin. bir başka galaksiden bu dünyaya ne zaman indirildiğini unutmuş bir benlik.