Aşk cennetin dilinden bize kalan yegane hatıradır. -- bulor
İlhan Kemal
İlhan Kemal
@ilhankemal

Bir Zamanlar Torino

17 Ağustos 2016 Çarşamba
Yorum

Bir Zamanlar Torino

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1121

Okunma

Bir Zamanlar Torino

Lukaku topu ceza sahasına ortalıyor. Savunmadaki Besler topu uzaklaştıramayınca yuvarlak meşin De Bruyne’ün önüne düşüyor. O da bekletmeden yerden bir şut çıkarıyor. Gooool! Gol anasını satayım. Budur! Böyle filelere takılır. Ayaktayım, içim içime sığmıyor. Belçika ne kadar da güzel çaktı ama!

İster istemez sessizlik dikkatimi çekiyor. Koca İrlanda barında bir tek ben tezahürat yapıyorum. Bakışlar ekranlardan bana çevriliyor. Tek bir gülümseyen yüz göremiyorum. Belçika İrlanda’yla ikinci tur maçı oynamıyor ki; bu gerginlik neden? Golü yiyen Amerika. O zaman... Belki de İrlanda barının Amerika’nın göbeğinin ortasında, barda da benden başka herkesin Amerikalı olmasının bu sessizlikte etkisi vardır. Yanımda oturan Gordon “Otur istersen; öyle daha rahat seyredersin” diye fısıldıyor. Çaresiz oturuyorum.

On iki dakika sonra Belçika bir gol daha atıyor. Bu sefer ses çıkarmıyorum. Hatta heyecanımı bastırsın diye önümdeki çerezlerden ağzıma bir halepeno biberi atıyorum. Acı! Acı anasını satayım. Yine ayağa fırlıyorum. Bu sefer kollarımı havaya kaldırmadan ama acele ile tuvaletin yolunu tutuyorum. Tüm ağzımı yıkama çabam sonuç vermiyor; tuvalet çıkışında biber gözlerimden yaş getirmeye devam ediyor. Ben tuvaletteyken Amerika bir şeref golü atmış ama umurumda değil. Ağzım yanıyor Belçika’nın galibiyeti yüzünden. Biz bardan çıkarken Amerika da Dünya Kupasına veda ediyor.

...

Brüksel’deki ev sahibimiz Vincent ve eşi Veronique yerlerine oturma fırsatı bulamadan sürekli servis yapıyorlar. Bir yandan acelelerini hak veriyorum: Yemek faslını final maçından önce tamamlamaya çalışıyorlar. Yedi sekiz kişilik bir grubuz. Yerken sohbet ediyoruz, klasik sorular soruluyor: Final maçında kimi tutuyorsun? diye. Maç Fransa ile Portekiz arasında. Ben Fransa diyorum. Zaten üzerimde mavi, beyaz, kırmızı renkler var. Benim dışımda bir tek Geraldine adında bir kadın giydiği renklere dikkat etmiş.

Yemeğin bitimi maçın başlamasıyla kesişiyor. Salonda, duvara yansıtılan dev ekranda maç başlıyor. Tek başıma bir koltuğa ilişiyorum. Yanımdaki kanepede Geraldine var ama ben önümde oturan Jean-François ile sohbet ediyorum. Civardakiler Jean-François ile dalga geçiyorlar, Portekiz’i tuttuğu için.

“Portekizli kız arkadaşın mı var?” diye soruyorum.

“Yok, sırf millete zıtlık olsun diye”.

Geraldine ilginç bir kadın: Maça herkesten çok yoğunlaşıyor. Şarabını bir kenara bırakıyor, oyunculara saydırıyor. Fransız oyunların ne fahişeliği kalıyor, ne de eşcinselliği. Rakip takıma ya da hakeme ilişmiyor. Derdi kendi takımıyla.

Maçı seyrettikçe gönlüm Portekiz’e doğru kaymaya başlıyor. İkinci yarı başladığında artık tamamen Portekiz’i tutuyorum. Ataklarında heyecanlanıp yerimden kalkıyor, şut kaçırdıklarında “Hay seni...” diyorum.

Maç uzuyor, golsüzlük sürüyor, çimler büyüyor. Neden sonra Eder pası alıyor ve yirmi üç metreden topu filelere yolluyor: Gol! Gol anasını satayım. Budur! Böyle filelere takılır. Ayaktayım, içim içime sığmıyor. Portekiz ne kadar da güzel çaktı ama!

Salonda çıt çıkmıyor. İnsanlar golün tekrarını seyretmek yerine bana bakıyorlar. Ne oldu ki? Hepiniz Belçikalı değil misiniz? Gözüm Geraldine’in mavi, beyaz ve kırmızı kıyafetine kayıyor.

“Geraldine Fransız mıydı?” diye fısıldıyorum Jean- François’ya.

“Anlamamış mıydın aksanından?”

“Yoo. Peki başka Fransız var mı salonda?”

Jean-François ev sahibimizi işaret ediyor. Sonra ismini hatırlamadığım bir kadını. En sonunda da kendini gösteriyor. Bu kadar Fransızın Belçika’da işi ne diyeceğim ama susuyorum.

Şampiyon Portekiz oluyor. Kimseyle göz göze gelmemeye çalışıyorum.

...


Geraldine ilginç bir kadın: Herkesin bira içtiği bu yaz sıcağında o şarabında ısrar ediyor. Sohbet ediyoruz. Ona önümüzdeki ay Amerikan vatandaşı olacağımı anlatıyorum. Vatandaş olunca adımı değiştireceğimden bahsediyorum.

“Adın ne olacak?”

“Gaston... Gaston Laporte!”

“Niye bir Fransız ismi seçtin ki kendine?”

“İsmim kendi kulağıma yabancı geldikten sonra Amerikalı ya da Fransız olması farketmiyor. Ben de ilginçlik olsun diye Fransız’da karar kıldım.”

Düşünceli bir şekilde şarabından yudum alıyor.

“Sende alışkanlık olmuş sanırım: Düzenli olarak yanlış yerde yanlış ata oynuyorsun.”

...

Gecenin devamında Jean-François’yla uzun uzun sohbet ediyorum. Eğer dediğini doğru anladıysam Fransızca’da Gaston bizdeki Şaban’ın karşılığına denk geliyor. Taşlar yerine oturuyor.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir zamanlar torino Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir zamanlar torino yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir Zamanlar Torino yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
18.10.2016 19:18:29
Futbol sevmesem de Fenerbahçe maçlarını izlerim...Yazınızı yine ilgiyle okudum. Tebrikler.
Sevgilerimle...
Kemnur
Kemnur, @kemnur
19.8.2016 15:25:30
İki gündür ha bugün, ha yarın okurum diye bekletmiştim yazınızı, şimdi fırsat bulup okudum. Güzel anlatıydı. Ben de bir Portekiz sempatizanı olarak seyrettim ve benzer heyecanlar yaşadım. Yazının finali süperdi. Aman Gaston adını almasın kahramanımız, hayatının sonuna kadar acısını çeker sonra. Tebriklerimle. Saygıyla....
levent taner
levent taner, @leventtaner
18.8.2016 09:47:37
Evet Hocam

Onca Fransızın arasında Fransız kalmakta var serde

Tabi latife yapıyorum da

Fransa yarı finalde Almanya'yı eleyince tamam dedim, Fransa ev sahibi kontenjanından şampiyon

Çünkü 84 ve 98 örneği var

Yalnız bir hususu göz ardı etmemek gerek

84'de Platini'nin liderliğinde hak edilmiş bir şampiyonluktu, 98'de ise Brezilya bir ölçüde Nike-Adidas savaşına kurban gitmiş gözüksede, Fransa Zidan'ın öncülüğünde zengin bir kadro idi, oysa bu Fransa Payet'in mükemmeliyeti dışında bana o denli tat vermedi, kim bilir ev sahibi kontenjanından şampiyon yapılabilecek gibi görünmedi belki de, hani çok göze batardı misali sistem namusa boğuldu biraz da,

Bunun dışında Portekiz'in hak ettiği düşüncesindeyim

Açıkçası 2004'den de bir alacakları vardı, işin esprisi gerçi de


Nihayet Hocam

Kemal derecesinde bir kalem lokum döktürmüş yine

Yüreğe, emeğe, kaleme, kelama selam ve saygılarımla...
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU, @aysegul-akdag-barutcu
17.8.2016 17:58:27
Futbol sever birisi değilim hiç anlamam :)
buna rağmen film seyreder gibi okudum ve keyif aldım
kaleminizi kutluyorum ve günümün yazısı ilan ediyorum
olricx
olricx, @olricx
17.8.2016 16:50:11
10 puan verdi
hastanede çalıştığım dönemde yanlış ata oynamanın acı örneklerine şahit olmuştum. yanlış tribünde bulunup orasını burasını kestirenler mi istersiniz... neyse, bu güzel yazının altında kötülüklerden bahsetmek istemiyorum.

futbol ve diğer oyunlar taraf tutmadan da çok güzeldir. en azından benim için.
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
17.8.2016 00:41:06
Oldukça uzun bir aradan sonra sizi tekrar böyle eğlenceli bir yazı ile tekrar aramızda görmek ne güzel.

Oldum olası futbolla çok ilgili değilimdir. İnanın bana şu bahsettiğiniz final maçını bile seyretmedim de face bookta bizim Kemnur Kemal '' Helal Portekiz'' Yazınca maçı Portekiz'in aldığını öğrenmiş oldum.

Benim nazarımda olayda Türkiye yoksa ben de yokum. Türkiye varsa isterse bir mahalle takımımızın yabancı bir ülkenin mahalle takımıyla yaptığı maç olsun seyrederim.

Bizim evde kangallar seyreder maçı. Büyük kangal aynen sizin gibi ayağa kalkar gol olunca.

yahu daldım kendimi anlatıyorum))))))

Zevkle okudum değerli arkadaşım. Çok çok hoş bir yazıydı.

Selam ve sevgilerimle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.