GEÇMİŞ VE GELECEK
Eskiden daha mı samimiydik? Daha mı neşeliydik eskiden? Zaman her geçen gün çürütebilir mi bir insan ruhunu? Aşklar daha mı masumdu yoksa gurur denen illet mi bozdü bu masumiyeti? Kıskançlıklarımız mı çaldı en güzel günlerimizi? Zaman mı öldürdü çocukluğumuzu nedir bu pervasızca bakışlar?...
Şimdilerde herkes birbirine kaç paralık olduğunu soruyor. Ne garip, parayı bulan insanoğlu kendi ticaretini yapar oldu. Değerlerimizi elimizdeki parayla ölçüyor, icat ettiklerimizin kölesi oluyoruz. Eskiden evlerde mum ışığında kitap okunur, sohbet edilirdi şimdi ise telefonlarımızla prizin yanında bağdaş kuruyoruz. Sosyalleştiğimizi zannederken nasıl asosyal tahtına oturduğumuzu görmüyoruz. Yolda selam vermediklerimize mesajda selam verir olduk.
Saygı denen kavram şimdilerde sadece satır aralarında yer alıyor. Ama korkmayın hala seviyoruz birbirimizi, unutmadık sevmeyi (!). Herkes herkesi seviyor, herkes birileri için ölüyor. Ne hoş değil mi, herkese açık kalbimiz(!)... Ne acı bir ironi ama. Bu kadar mı aç ruhumuz, bu kadar mı aç gözümüz.
Komşularımız vardı eskiden. Samimi ilişkilerimiz, sıkı dostluklarımız vardı. "Sen" ya da "Ben" olmazdı ilişkilerde. Irkı, dili, dini, cinsiyeti ne olursa olsun "Biz" olurdu o farklılıkların adı.
Bugünlerde alimlerimiz(!) çoğalmadı değil hani. Herkes o kadar zeki ki okumadan biliyoruz her şeyi. Geçmişimizi araştırmadan tarih adı altında hikaye yazar olduk. Hani diyemiyorum da "Çok cahilsin, keşke biraz okusan. " çünkü acı bir tarafımız var bizim: Günümüz alimleri(!) birer okumuş cahil. Gençler atıp tutmayı seviyor, yaşlılar oturup tespih çekmeyi... Eskiden bilgiye açtık, şimdilerde öğrenmekten aciz bir toplumuz.
Çağ atladıkça insan beyni daha mı bir tembelleşiyor yoksa bu sadece bizim toplumda geçerli bir yanlış mı?
İlerleme adı altında farkında olmadan teknolojiye bağımlı birer nesil yetiştiriyoruz ve yaptığımız bu kötülüğün mantıklı bir açıklaması olmuyor. Ama korkmayın, biz modern çağın çağdaş insanlarıyız(!).
03.03.2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.