- 1188 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ELESTÜ Bİ RABBİKÜM
Sevgili kardeşlerim bugünkü sohbet konumuz "Elestü bi Rabbiküm" yani Kâlû Belâ da Allâh’ın biz kullarına ettiği hitap hakkında konuşacağız inşallah. Bilindiği üzere Kâlû belâ Allâh’ın huzuru ve Allâh ile konuşulan yerdir. Ama şu var ki bz kullar Kâlû Belâ’yı ve oradaki konuşmaları duyduk mu,biliyormuyuz,hatırlıyormuyuz? İşte mesele de bu. Çünkü Kâlû Belâ daYaradan Rabb’imizi görüp konuşmak var,orası Allâh’ı görmek ve konuşmak yeridir. Bizler Kâlû Belâ deyince ne anlıyoruz,ne anlamalıyız?
Kâlû Belâ Tevhitte ilk üç mertebeyi simgeler,biz böyle anlayacağız.Demek ki Tevhitte Kâlû Belâ deyince Fena mertebeleri gelecek aklımıza. Çünkü bu üç mertebede Allâh ile görüşmek ve konuşmak var. All3ahü Teâlâ bizlere bu üç yer de vahyetti,yani bizlerle konuştu. Sevgili canlar Allâh’ı kabûl etmek de bu üç mertebededir. Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahû Aleyhi ve Alihi ve Sellem Efendimizin büründüğü örtüdür bu fena mertebeleri. Tevhit ilmine dahil olanlara bu üç fena mertebelerinde vahyeder (konuşur) Allâhü Teâlâ. Fena mertebelerini okuyanların halleri aynı Hazreti Resûlullah Efendimizin o ilk, oku emrinin geldiği halini yaşatır ihvanlara. Nasıl ki Cebrâil Aleyhisselâm. Resûlullah Efendimize oku dedi ve ardından üç defa sıktı ya! İşte biz dervişlerin Cebrâil’i olan Efendi Babamız da bize oku emrinin ardından bizleri üç dfa sıktı.
Sevgili derviş kardeşlerim,değerli canlar,şimdi bu nasıl oldu diyebilirsiniz. Hatırlayalım! Efendi babamız bizleri ilk defa Teveccühe aldığı vakit bizlere ne demişti ilk zikri verdiğinde?! "Oku" emrini almıştık. Zikir de kelam olmadığı için,neyi okuyacağımızı bilmediğimizden,hal diliyle ne demiştik efendimize?! Aynı Hazreti Resûlullah Efendimizin dediği gibi,"Ben okuma bilmem." Sonra da üç defa sıkılmıştı Cebrâil Aleyhisselâm tarafından. İşte değerli can kardeşlerim,biz dervişler de aynı olayı Efendi Babamızın huzurunda yaşamadık mı? Tabîki yaşadık. Efendi Babamız da bizleri üç defa sıkmadı mı? Sıktı. Birinci sıkma da bizlere Tevhid-i Ef’âli, ikinci sıkmada Tevhid-i Sıfâtı,üçüncü sıkmada da Tevhid-i Zât’ı verdi. Yani bu üç mertebede Vahiy indi ve Rabb’imiz Allâh ile görüştük,konuştuk ve hala daha görüşüp konuşmuyormuyuz ne dersiniz? Tabîki görüşüp konuşmaya devam ediyoruz.
1.ci Sıkma: Ef’âl.
2.ci Sıkma: Sıfât.
3.cü Sıkma: Zât.
Birinci sıkılışta Rabb’imizin,enfüsümüzde ve afakımızda cümle yarattıklarında fail,yani işleyen yüzü tecelli etti. Allâhü Teâlâ Ef’âl de,tek işleyen var o’da benim dedi ve benden başka hiç kimse işleyemez dedi burada bize. Biz ne dedik Rabb’imize Ef’âl de? Evet Rabb’im bizden ve herkesten tk fail olan, yani işleyen sensin itirafını yapmadık mı canlar? Aynı şekil de, ikinci sıkılmada ne dedi Rabb’imiz bize? Sizde ve yarattığım cümle varlıklarda tek mevsuf, yani sıfat sahibi benim, benden başka Hayat,ilim,irade,gören,duyan,konuşan,güç ve yaratma sahibi yok,bunların tümü bana ait,sizden ve herkesten nefes alıp veren tek hayat sahibi benim,benden başka hiç kimse nefes alıp veremez. Âlîm,yani ilim sahibi olamaz,irade sahibi olamaz,göremez,duyamaz,konuşamaz,güç sahibi olamaz,yaradan da olamaz dedi bura da bize. Biz ne dedik burada Rabb’imize? Evet Rabb’im senden başka sıfatlanan yok demedik mi? Kezâ üçüncü sıkılışta da Rabb’imizin Zâtı tecelli etmedi mi? Burada Allâhü Teâlâ bizlere kimsenin vücûdu yok, sizin zannettiğiniz bu vücûdlar da bana ait.Szin vücûdlarınız aslında benim vücûdumun gölgelerinden ibâret. Yarattığım cümle mahlûkatın vücudlarının tümü benim vücudumun yansımasıdır demedi mi bizlere burada? Tabîki dedi ve bizler de Rabb’imizle bu üç mertebede görüşüp konuşmuş olduk.
Evet sevgili can kardeşlerim,değerli sultanlarım. Resûlullah Efendimiz; Sallallahü Aleyhi ve Alihi ve Sellem Hazretleri’nin de Allâhü Teâlâ ile görüşmesi ve konuşması bu üç fena mertebelerinde olmuştur. Yoksa,ehl-i zâhir’in zannettiği gibi,kendisinin dışında ve başka bir yerde, olmayan bir Tanrı ile başka bir yer ve zaman da konuşmuş değildir. Vahiy de bu üç mertebede inmiştir. Hayali bir dağ da değil.
Peyganber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Alihi ve Sellem Efendimiz bu üç mertebede Allâh ile konuştu ve vücûd dağında ilk vahiy indi kendisine. Allâhü Teâlâ;Hazreti Resûlullah’a ilk olarak Ef’âl de, ben senin Fail olan Rabb’inim, Sıfât da Mevsuf olan Rabb’inim, Zât da mevcûd olan Rabb’inim nidasını ederek, Hazreti Resûlullah ile bu üç mertebede konuştu. Ef’âl, Sıfât ve Zât’da Allâh ile konuşmak var. Bu üç yerde ki konuşma, Cebrail adında bir Efendi aracılığı ile oldu.
Sevgili derviş kardeşlerim, demek ki biz dervişler; "Elestü bi Rabbiküm" deyince bu üç mertebeyi anlayacağız. Elestü bi Rabbiküm hitabı nerede olmuştu? Tabîki Kâlû Belâ’da, peki Kâlû Belâ neresi? Tabîki Allâh’ın yaşadığı yer, Allâh’ın huzuru, yani bedenlerimizdir Kâlû belâ. Neden böyle diyorum? Çünkü, Allâh yaratmış olduğu bedenlerin dışında değildir de ondan. Bizim zannettiğimiz vücûdumuz aslında Allâh’ın Zâtının zuhuratından başka birşey değildir. Bu tıpkı bizim vücûdumuzdan yansıyan ve önümüzden,arkamızdan,sağımızdan,solumuzdan bizi takip eden gölgelermiz gibidir. Bizim vücûdlarımız da böyledir işte. Allâh’ın vücûdunun yansımasından başka birşey değildir.
Sevgili canlar,cümle vücûdların sahibi Allâh olduğu için Kâlû Belâ vücudlarımızdır. Allâh bizlere bir Efendinin dilinden ben sizin Rabb’inizin dedi. Yoksa dediğimiz gibi, nsânın dışında hayali bir zaman da ve hayali bir mekân da, hayalî bir Allâh bizleri toplayıp, ben sizin Rabb’inizim demedi. Allâh’ın sevdiği veli kullarından bir kul olan Allâh dostu Hasan Fehmi Tezdoğan Efendi Baba Hazretleri, bir beyitinde şöyle buyuruyor.
Ervâhî âlem de saflar kuruldu,
"Elestü"hitabı nidâ olundu.
Onda ikrâr eden bunda bilindi,
Allâh Allâh daim Hu diyelim biz,
Allâh Allâh daim Hak diyelim biz.
Değerli can kardeşlerim,Hasan Fehmi Efendi Babamız, ilâhisinde dediği gibi "Ervâhî âlem" yani, Ruhlar âlemi denilen yer de, ins’an’ın dışında bir yer değildir. Ervâhî âlem esâsen, Efendi Babamızın huzurudur ve orada Allâh, Efendi babamızın dilinden bizlere kendini aşikâr etti ve bizimle konuştu. Sevgili derviş kardeşlerm,değerli canlar, sohbetimizi burada noktalarken cümlenize sağlık, afiyet ve esenlikler diliyor, cümlenizi Allâh’a emanet ediyorum. Bir sonraki sohbetimizde görüşmek dileğimle.Huu...
Fakirullahmelâmî.
İstanbul.
18/03/2011/Cuma.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.