!..MİSAFİR..!
Ekmeğini yediğim bakkal,suyunu içtiğim sucu.Her köşesinde faklı bir anım olan mahallem,ve benim ardımdan azda olsa üzüldüklerini düşündüğüm,zaman zaman garipsediğim arkadaşlarım...
Saatler kalmışı.Doğup büyüdüğüm,benim için herbir köşesinin farklı değeri olan semtten ayrılmama.Saatler kalmıştı yalnızlığımı ve mutsuzluğumu evimize yakın olan,sesi eksik olmayan trenden geçirdiğim umut yolcularından ayrılmama.Saatler kalmıştı benim için paha biçilemez değeri olan evimden ayrılmama.Son kez olsa sokağa gelmemi isteyen arkadaşlarımı geri çevirdim.Üzülmek isemiyordum.Onların oyununa son kez katılıp bu mutlu,birbirinden güzel kalpleri olan insanlardan ayrılma düşüncesini fikrime daha çok döşemek istemiyordum.Balkona çıktım.Dertlerimin babası olan tombul kumru yerinde yoktu.Ona veda etmek isterdim.Ne bir yaprak kımıldıyor ne de kuşalar her zamanki ahenkle uçuşuyordu.Sanki bana ceza veriyorlardı.Benim yaşama nedenimin bu doğa güzellikleri olduğunu bile bile hiçbir belirti göstermiyorlardı.Hiç geçmesini istemedğim dakikalar akrebin ve yelkovanın durmasını istediğim kutudaki saat bana inat yapar gibi akıtmıştı süreyi.İşte o gelmesini istemediğim anişte o duymak istemediğim ’’Hadi Gidiyoruz’’ sesi.Evden okula yada bakkala gider gibi yapmak isterdim lakin yapamadım.Gözümün alabildiği yere baktım.Bomboşken yapraksız bir ağaca benziyordu.Birazda büyük gözüktü gözüme.İlk defa anahtarı hiç tanımadığım birine verdim.Merdivenleri inerken ayaklarım geri geri ilerliyordu sanki.Küçükken düşüp dizimi kanattığım merdivenlerde yavaş yavaş ilerliyordum.Apartmandan çıktım.Kimseyle vedalaşmadan elimde kalınca bir kitap poşeti ve aklımda geride bıraktıklarım.Hergün bu insanları görmek için yürüyeceğim uzun bir yol.
365 gün sonra bugün.Ve ben her 364 gün gibi bugünde geride bıraktıklarımın yanındayım.Tek fark o gün bana ait olan bir mahallede terör estirirdim.Bugün ise burda sadece misafirim...