- 641 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YGS’ye Hazırlanırken
YGS (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) üniversite sınavına hazırlanan bütün öğrencilerin girdiği bir sınavdır. Hangi lise türü ya da alanı olursa olsun adayların hepsi YGS’ye girmek zorundadır. Adayların bir kısmı YGS puan türüyle alan bölümlere gireceğinden dolayı sadece YGS’ye girer; MF, TM, DİL ve SÖZEL puan türlerinden alan bölümlere girecek öğrenciler de YGS’den yüksek puan alarak işi kolaylaştırmak ister. Çünkü YGS’nin LYS’ye etkisi YGS’den alınan puana bağlıdır; puan yükseldikçe etkisi de yükselmektedir. Ayrıca puanlar hesaplanırken LYS’nin yüzde 60, YGS’nin yüzde 40’lık dilimi oluşturduğu göz önüne alınırsa YGS, her durumda önem verilmesi gereken bir sınav olarak karşımıza çıkmaktadır.
Uzatmaya gerek yok; YGS iyi geçmelidir. Yukarıda söz edilen teknik bilgilerin yanında işin bir de moral ve motivasyon tarafı vardır ki bu da en az teknik kısım kadar önemlidir. YGS’si istediği gibi geçmiş, alın terinin karşılığını almış bir öğrencinin LYS’ye hazırlanma motivasyonu elbette yüksek olacaktır. YGS psikolojisini üzerinden hemen atacak, cebine koyduğu yüksek puan avantajıyla vakit kaybetmeden, istekle ve yüksek moralle LYS’ye hazırlanmaya koyulacaktır.
LYS daha çok; bilgiyi, ezber gücünü ve hatırlamayı ölçer ancak YGS, bilgiyle beraber dikkati, ilgiyi, kelime dağarcığını, okuduğunu anlamayı, yorumlama gücünü ölçer. Dolayısıyla YGS’ye hazırlanırken dikkati canlı tutma, bilgiyi yorumlama, basit işlem hataları yapmama, doğru okuma, kapsamlı düşünme gibi ayrıntılara önem verilmelidir. Kuru bilginin ve ezberin netleri artırmaya yetmeyeceği unutulmamalıdır. LYS ile YGS arasındaki bu temel fark göz ardı edilmemeli, iki sınava aynı yaklaşımla hazırlanılmamalıdır.
YGS’ye hazırlanan öğrenciler moral bakımından kendilerini iyi düzeyde tutmalıdır. Morali çabuk bozulan, vesveseye kapılan, karamsarlıkla yaşayan ve felaket senaryolarıyla içli dışlı olan adayların başarılı olması çok zordur. “Ümidini kaybedenin kaybedecek başka bir şeyi kalmamıştır.” sözü bu durumu güzel özetler. Başaracağına inanmak, ümidini yitirmemek, elden geleni yaptıktan sonra “hayırlısı” diyebilmek çok önemli bir motivasyon aracıdır. Kaygılarından arınmış, zamanın değerini fark ederek çalışmaya devam eden, öz güven sahibi öğrencilerin YGS yolculuğunda yarı yolda kalmadıkları görülmektedir.
YGS’nin okuduğunu anlama, doğru yorumlama, kapsamlı olanı tespit etme ve kavrama yönüyle öne çıkan bir sınav olduğu düşünülerek kitap okunmalıdır. Evet, kitap okuma; kapsamlı düşünme, metin okumaktan sıkılmama, genel bakış yakalama, ayrıntıyı gözden kaçırmama gibi durumlarda öğrenciye yardımcı olacaktır. Bu konuda edebiyat öğretmenlerinden ya da kitap dünyasıyla ilgili birinden yardım alınmalıdır çünkü seçilen kitabın türü, dili ve içeriği önemlidir.
Öğrencinin sınava hazırlandığı dönemde; çevresini, birlikte olduğu kişileri, gün içerisinde vakit geçirdiği arkadaşlarını, içli dışlı olduğu ortamları gözden geçirmesi gerekmektedir. Kendisini sınav motivasyonundan uzaklaştıran, karamsarlığa iten, derse konsantre olmasına engel olan, sürekli tercih ve meslek konuşmalarıyla stresi artıran kişi ve ortamlardan uzak durmalıdır. Televizyon, cep telefonu, internet gibi iletişim araçlarını kontrollü kullanmayı, örneğin ders çalışırken telefonu kapatmayı ya da sessize almayı başarabilmelidir. Bir şeylerden vazgeçmeyi ya da bir şeyleri ertelemeyi göze almalıdır. Ayrıca sağlığına dikkat etmeli, hastalandığında önemli bir zaman kaybı yaşadığını unutmamalı, kötü alışkanlıklardan da uzak durmalıdır.
Çalışma ortamı da başarıyla yakından ilgilidir. Düzensiz bir ders çalışma odası, insanda çalışma isteğini azaltır. Çalışma odası; çalışma ortamı hazırlayan görüntüde olmalıdır. Okuma kitaplarının ve üniversite hazırlık kitaplarının gruplandırılarak düzenli biçimde yerleştirildiği kitaplık, eşyaların az ve yerli yerinde olduğu çalışma odası, derse konsantre olmayı artıracaktır.
Ailesiyle sağlıklı iletişim kuran öğrencilerin daha başarılı olduğu tespit edilmiştir. Sınava hazırlanan öğrenci; olumlu ya da olumsuz hâllerini, isteklerini ailesiyle paylaşabilmelidir. “Beni anlamıyorsunuz!”, “O sizin zamanınızdaydı!”, “İşime karışmayın!” gibi iletişime kapalı basit tartışmalarla kalpleri kırmak yerine duygu ve düşünceler doğru ifade edilebiliyorsa başarı kaçınılmaz olacaktır.
“Gaza gelip” ara sıra çok çalışmak yerine programlı ve verimli çalışmak daha faydalıdır. Ders çalışmayla ilgili günlük ve genel olarak da haftalık belli bir süre belirlenmeli; hangi derse kaç saat çalışılacağı, kaç soru çözüleceği ve hangi kaynak kitaba bakılacağı tespit edilmeli ve bu program, mutlaka yazılı hâle getirilmelidir. Haftalık belirlenmiş ve duvara asılmış ders çalışma programı öğrenciyi düzenli ve verimli çalışmaya alıştırır. Yoksa istediği zaman istediği gibi çalışan kişinin belli bir istikrar yakalaması zordur. Planlanmamış ve yazılı hâle getirilmemiş programlar bir süre sonra “az çalışıp çok çalıştığını zanneden, çok çalıştığı hâlde hiç çalışmadığını düşünen” öğrencilerin sayısını artırmaktadır.
Çalışmanın sonucunu hemen beklemek doğru değildir. YGS’ye hazırlanmanın uzun bir maraton olduğu, inişli çıkışlı yollarının bulunduğu unutulmamalıdır. Sabır gösterilmeli, asıl gücün YGS’de ortaya çıkacağı düşünülmelidir.
YGS’ye hazırlanmada ana kaynak derslerdir. Dolayısıyla dersler dikkatle, ilgiyle dinlenmeli; anlaşılmayan konu ya da soru hiç çekinmeden sorulmalı, notlar alınmalı ve unutmanın söz konusu olduğu dikkate alınarak bu notlar belli aralıklarla tekrar edilmelidir.
YGS’ye hazırlanan öğrenciler çalıştıkları kaynak kitaplara da dikkat etmelidir. “Bir arkadaşın tavsiyesiyle” ya da “denk gelince” alınan kaynaklar yerine branşının uzmanından kaynak kitaplar öğrenilmelidir. Öncelikle konu anlatım kitabı, konuyla ilgili çıkmış soru testi ya da kitabı, ardından soru bankası, daha sonra branş denemesi ve en sonunda da YGS denemesi genellikle isabetli bir sıralamadır. Konu öğrenmeden, tam olarak kavranmadan soru çözmek kişiyi yanıltabilir çünkü soru; konuyu öğretmez sadece pekiştirir yani eksik olan eksik kalmaya devam eder. Bu arada konu öğrenildikten sonra sorularla ilgilenilirken hep aynı tarzda soru çözmek yerine farklı tarzda, değişik yaklaşımda soru çözmek konuyu etraflıca öğrenmeyi sağlar ve en önemlisi de YGS’de “ters köşeye yatma” ihtimalini azaltır.
Deneme sınavlarına girmek, bu konuda çekingen olmamak gerekmektedir. Deneme sınavlarını, yol gösteren bir “trafik polisi” gibi düşünmek gerekir. Durum tespiti yapmak, eksikleri belirleyip bunları tamamlamak akıllıca bir yöntemdir. Deneme sınavlarından sonra yapılan değerlendirme önemlidir. Sınavlardan sonra; yanlış yapılan ve boş bırakılan sorularla mutlaka ilgilenmek ve yanlışları “bilgi eksikliği”, “dikkatsizlik” diye gruplandırmak gerekir. Yanlışlar düzeltilmez, eksikler tamamlanmazsa hatalar azalmayacak, doğal olarak da netler artmayacak ve bir süre sonra “Değişen bir şey yok!” ya da “Çalışıyorum ama olmuyor!” düşüncesine kapılma yaşanacaktır.
YGS’de öğrenciler tüm testlerle ilgilenmekte ve çözdükleri her doğru soruyla alanlarındaki puan türüne belli oranda katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla herhangi bir teste soğuk ve uzak kalmamak gerekir. Olabildiğince ilgilenmek ve “Ne yapsam kârdır.” düşüncesinde olmak gerekir. Örneğin TM puan türünden tercih yapacak öğrenci YGS’de yapabildiği kadar Fen Bilimleri ile ilgilenmeli; konu seçmeli, küçük bir çalışmayla, genel kültürüyle yapabileceği soruların konularıyla ilgilenmelidir. Bununla birlikte “Matematiği yapamıyorum.”, “Fen’den anlamıyorum.” gibi genel yaklaşımlarla o derse ilgisiz kalmak yerine yine konu seçilebilir ve seçilen o konuyla ayrıntılı biçimde ilgilenilebilir. Dolayısıyla bütün konuları yarım yamalak öğrenmek yerine belli konular tam olarak öğrenilmiş olur.
YGS’ye hazırlanan adayların bilgi paylaşımları, yardımlaşmaları da önemlidir. Bir soruyu tartışma, kısa yolunu ortaya koyma, fark edilen bir ayrıntıyı paylaşma; kimseden bir şey eksiltmeyen, aksine ilgili herkese katkı sağlayan bir durumdur.
YGS’ye hazırlanan öğrenciler, ellerinden geleni yaptıktan sonra elbette ki dua edecek; Allah’tan zihin açıklığı ve emeğin karşılığını elde etme isteyecek; hem kendisi hem de sınava hazırlanan arkadaşları için bunu isteyecektir.
YGS’ye hazırlanan tüm öğrencilere gönülden başarılar dilerim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.