YORUMLAR
Yazıdan da yorumlardan da öğrenecek çok şey olduğu muhakkak. Maalesef tarih ilgim ve bilgim oldukca az oldugu için ben bu kişilerin isimlerini dahi daha önce duymamıştım. Ancak gerek yazi altındaki açıklamanız, gerek yazınız, gerekse yorumlar dolayısıyla fazlaca meraklandigimi ve devamı için heyecanlandıgimi söylemeliyim. Ayrıca, yazı üslubunuz da o kadar usta ve harika ki.. cok teşekkürler, hem okuması keyifli hem de ogretici bu yazı için.
Kemnur
İtalyanların o dönem meşhur iki ailesi var bildiğim kadarıyla
Mediciler ve Borgialar
Entrika alanında bol malzeme verebilecek iki aile
Sezar Borgia'da siyasi tarihin gördüğü en aşağılık adamlardan
Ve genç yaşta ölmüş biri
Kız kardeşine göz koyduğu için eniştesini öldürtebilecek kadar da sıkı serseri
Bu arada hocam Çetin Altan'ın eşi Solmaz Kamuran'ın "Kiraze" adlı romanı da canlandı gözümün önünde
Romanın başlarında Sezar Borgia'nın kız kardeşine sulanmaları da kısaca konu ediliyordu
Cem Sultan'ın 1495'de Papa tarafından zehirlenmesi de mevzu ediliyordu
Muhtemelen sizin bu dizinizde de Cem'in sonu yer alacak
Gibi gibi hani
Bilmem yanılıyor muyum?
Nihayet Hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Selam ve saygılarımla...
Kemnur
Sevgili Kemal.
Yazının başlığını görünce heyecanladım. Çünkü benim uzun zamandır yazmayı düşündüğüm ama bir tarih öğretmeni olarak tarihsel hatalara düşebilme korkumdan ve tabii ki bir de böyle bir öykünün - senin de belirttiğin gibi- bir ensest öyküsü olarak algılanmasından çekindiğim için kaleme alamadığım Lucrezıa öyküsüne sen çok muhteşem bir giriş yapmışsın. Tek kelimeyle harika olmuş. Devamını sabırsızlıkla bekleyeceğim
Bu öykü diyoruz ama aslında tabii ki gerçeğin ta kendisi aynı zamanda bize barbar, kendilerine medeni diyen, bizim sarayımızı hep entrikalarla anıp kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalışanlara da oldukça güzel bir cevap olacak diye düşünüyorum.
Ayrıca bir de şu var: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB anayasasının nihai senedini Papa X. İnnocentus’un dev heykelinin ayakları dibindeki masada 2004’ün Ramazan ayında ve 29 Ekim günü imzaladılar. Bir yıl sonra 29 Ekim 2005 tarihinden itibaren Ankara Garnizonu’na bağlı karargâh ve birliklerde kullanıma geçirilen yeni brövelerden Atatürk’ü Kocatepe’de gösteren kabartma kaldırıldı.
Papa X. İnnecentus'un en önemli misyonu Avrupa'daki Türk varlığını tamamen ortadan kaldırmaktı.
Son bir not: Tam da Batılı bir AB yetkilisinin “Atatürk resimlerini indirin” dediği sırada Kocatepe’deki Mustafa Kemal betiminin 29 Ekim 2005’te bröveden çıkartılması birçok kişiyi üzdü. Sonuçta yeniden düşünüleceği en yetkili askeri ağızdan bildirildi ve daha sonra KKK nişanına tekrar Atatürk Kocatepe'de figürü konuldu.
Selam ve sevgilerimle.
Kemnur
Aklıma aksağını ayrık cümlelere düşen Portekizli Viva Kadi geldi. Onu bir iki kez görmüş ama bir çok kez okumuştum. Ünlü bir yazar değil elbette. Hiçbir yerde hiçbir eseri yayınlanmamıştı. Ama okuduğum kadarıyla mü ü k e m m e l di. Mükemmelliğini neye borçlu olduğunu ona sorduğumda cevabı bir hayli farklıydı . ‘’ Aklımın kaydığı dil, aklımın ıslattığı kelimeler ve hayallerimin burçağı ,beni alıp götürür satırlara’’ . Hiçbir şey anlamamıştım. ‘’İroni’’ diye düşündüm. ‘’Üstün bir düşünüş ‘’diye farz ettim. Ama değilmiş.
Şimdi ilişkiler yumağını sarsan duyguların azılı bir dili ya da dişi olduğunu anlıyorum. Keramet diye yutturulan bazı şeyler , aslında kavmin mutlak amacıyla ilişkilidir. Şimdi İnsan ilişkilerini düşündüğümde ‘’ Bir kadının bir erkeği düşünmesine normal; bir kadının bir başka kadını düşünmesine anormal; bir erkeğin bir başka erkeği düşünmesine anormal; lakin aile içi ilişkiler ise büyük bir cinayet adı altında aklıma yerleştirmişim.
Duygulardır cinayetleri işleyen…Akıl ise pişmanlığını sunar… Burada suç kimde ?