- 878 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
BAYRAM DEĞİL SEYRAN DEĞİL SAMİ HOCA NİÇİN YAZDI BU YAZIYI?
Savaş meydanında hayata gözlerini yuman Kanuni Sultan Süleyman döneminin üzerinden otuz sene geçmişti. Bu otuz sene içinde Osmanlı Devleti yine topraklarına toprak katmaya devam ediyordu. Hatta Kanuni’nin torunu III. Murat döneminde Osmanlı toprakları ulaşabileceği en geniş sınırlara ulaşmıştı ama gel gör ki ne oğlu Selim ne de torunu Murat bir kez olsun ordunun başında herhangi bir sefere katılmamışlardı.
İran’a karşı Meş’aleler Savaşı diye anılan zaferi kazanan Özdemiroğlu Osman Paşaydı ama bu zaferden sonra ‘’Gazi ‘’ Diye anlılan padişah III. Murat oldu.
1593 Yılında Avusturya topraklarından Osmanlı Devletine saldırıların yapılması üzerine Hırvatistan bölgesine akınlar yapan Bosna Valisi Telli Hasan Paşa pusuya düşürülerek öldürülmüştü. İşte bu olay üzerine Avusturya’ya savaş ilan edildi.
Padişah III. Murat yine ordunun başında değildi. Ordu Koca Sinan Paşaya emanet edildi. Koca Sinan Paşa bir iki kaleyi geri alsa da İstonibelgrat önlerinde yenilgiye uğradı. Avusturya 1533 yılından beri Osmanlı Devletine verdiği haracı artık vermeyeceğini bildirdi.
1594 yılında Avusturyalıların Estergon üzerine yaptıkları saldırılar püskürtüldüyse de 1595 de III. Murat’ın ölümü ve tahta III. Mehmet’in çıkması üzerine Osmanlı Devletine bağlı Erdel, Eflak ve Boğdan voyvadalıkları isyan ettiler. Bu isyanı değerlendiren Avusturya, Estergon kalesini ele geçirdi.
1596 da yani Kanuni’nin son seferi olan Zigetvar Seferinden 30 yıl sonra torununun oğlu III. Mehmet Osmanlı ordusunun başında sefere çıktı. Önce Eğri Kalesi alındı. ve Padişaha ‘’ Eğri Fatihi’’ Ünvanı verildi.
Osmanlı ordusunun Eğri kalesini alması üzerine Alman Kralının kardeşi Arşidük III. Maximilian’in komuta ettiği Avusturya ordusu Eğri Kalesini geri almak ve Osmanlı Ordusunu vurmak üzere harekete geçti. Bu ordunun sayıca zayıf olduğunu düşünen Sadrazam Damat İbrahim Paşa 22 Ekim’de Avusturya ordusuna en yakın durumda bulunan Cafer Paşa’ya taarruz emri verdi. 10.000 askere sahip Rumeli Beylerbeyi Veli Paşa’nın emre uymamasıyla elindeki 4.500 askerle rakip ordunun üzerine yürüyen Cafer Paşa büyük kayıplara uğradı ve muharebe meydanından çekildi.
Bunun üzerine asıl Osmanlı Ordusu Haçova üzerine yürüyerek 25 Ekim günü burada mevzilendi ve düşmanı beklemeye başladı.
Osmanlı Ordusunun karşısında Avusturya,Alman,Erdel,İspanyol, Macar, Leh (Polonyalı), Belçika, Hollanda, Papalık, Hırvat, Çek Slovak kuvvetleri vardı.
İlk günkü çatışmalarda Kırım Hanı Fetih Giray Han ve Ağaoğlu Sinan Paşa’nın komutasındaki Osmanlı öncü kuvvetleri Avusturya ordusuna 6.000 kişilik ağır bir kayıp verdirdi. Ancak tüm hatlarıyla Osmanlı Ordusu’nun merkezine yüklenen Avusturya ordusu Yeniçerileri de şaşırtan ateş gücü ile Osmanlı Ordusuna büyük kayıplar verdirdi. III. Mehmed’in otağa çekilmesi ve Sadrazam İbrahim Paşa’nın da padişaha ordunun çekilmesini telkin etmesi ile orduda genel bir bozgun havası esmeye başladı.
Bundan sonrasını maddeler halinde yazacağım.
1- Padişah III. Mehmet ne yapılması gerektiği hususunda kararsızdır. Geri çekilse de ölüm, otağında kalsa da… Sadrazamı ise geri çeklilmeyi düşünmektedir.
2- Düşman ordusu padişahın çadırına kadar sokulmuş ve hatta zaferi kazandıklarından emin bir şekilde çadırları yağmalamaya başlamışlardır.
3- Padişah çadırından çıkar ve atına biner. Atın yönü düşmana doğru değildir.
4- Padişahın hocalarından ve ünlü bir tarihçi olan Hoca Saadeddin Efendi bir grup gönüllü ( ki bunlara deliler, garipler, mücahidler gibi değişik adlar verilirdi) ile yetişir ve padişahın atının dizginlerini tutarak ‘’ Padişahım, sen gidersen bu askerin hali nice olur?’’ Diyerek onu durdurur. Yanındaki gönüllüler düşman üzerine dalarlar ölümüne savaşırlar.
5- Ön kol komutan Çağalazade süvarileriyle yağma ve çapula dalmış olan Avusturyalılar üzerine yürür. O da ölümüne savaşmaktadır ve düşman neye uğradığını şaşırır bir anda. Çadırlara sokulanları gören ve geride bekleyen Avusturya ordusunda bir telaş başlamıştır. İleride ne olmaktadır?
6- Osmanlı ordusunun geri hizmetlerinde bulunan at oğlanı yani seyisler, ahçılar, deveciler, katırcılar, bostancılar ellerine geçirdikleri kazma, kürek,odun, tırpan, kazan, kepçe ile padişah çadırına kadar sokulmuş olan düşman artıklarına saldırırken bir taraftan da ‘’ Düşman bozuldu’’ Diye bağırıp çağırmaya başlarlar.
Sonra?
Sonrasında Osmanlı Devleti ve onun ordusu bozgun halinde olduğu bir savaşı zafere dönüştürür.
Bu zafer Osmanlı devletinin kazandığı son meydan savaşıdır. Türk Milleti artık bir daha 1921 yılında, Sakarya’da Meydan Savaşı kazanacaktır.
Bu zaferden Sonra artık hiç bir Osmanlı padişahı ordularının başında bir savaşa katılmamışlardır. ( Sehven yazdığım bir cümle. Arkadaşım Kemnur’un uyarısı ile düzeltiyorum: III. Mehmet’ten sora şehzadeler artık sancaklara çıkmamışlardır. Söylemek istediğim buyken yazdığım farklı olmuş. )
Daha sonra?
Daha sonra bu zafer tarihimize Haçova Zaferi olarak geçer ama Haçova Zaferinden daha fazla bilinen bir başka adı daha vardır.
Bilin bakalım o ad nedir?
Şıklar:
a) Sultan-ı Âzam III. Mehmet Zaferi
b) Hoca Saadettin Zaferi
c) Çağalazade Zaferi
d) Zafer-i Kebir ( Büyük Zafer )
e) Kazan-Kepçe Zaferi.
Cevabı sanırım herkes bildi.
Daha da sonra?
Daha da sonrasını resimler size anlatsın.
YORUMLAR
Çok önemli bir sorunumuz var, değerli hocam...
Bizler, yumurta kapıya dayanıncaya kadar folluk nedir, düşünmeyiz...
Folluk, yani vatan elden çıkıncaya boş boş gıdaklamanın, hatta tilkilere davetiyeler sunmanın 'özgürlük' ile eşitlenemeyeceğini şimdi anladık mı, bilemiyorum...
Çünkü önyargıyı kırmak, atomu parçalamaktan zormuş...
Odunlar odunluklarına devam edeceklerdir kuşkusuz...
Öyleyse, 'kazan-kepçe nöbeti' de devam edecektir...
Mücadelesinin bilincinde olanlar da komutansız kalmaz...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Birileri inşallah ne yaptığını anlar diye yazmıştım. İnşallah okunmuştur bu yazı.
Selam ve sevgilerimle.