Hayal
Evimde tanımadığım bir adamın piyano sesleri var. Parmakları tuşlarda sakince gezinirken hiç görmediğim yeşil gözlerini kısarak gülümsüyor ve bana güneşten daha parlak dişlerini gösteriyor. Tüm duyduğum kusursuz bir melodi. Belimden tut ve olmayan balo odasındaki avizenin altında dans edelim sevgilim, biliyorsun Tanrı bizi bunun için yarattı.
Evimde tanımadığım bir adamın ayak sesleri var. Sakin yürüyüşüyle merdivenden inerken hiç görmediğim takım elbisesini düzeltiyor. Kravatını bağlarken yumuşakça beni izliyor. Elimden tutup okyanusun ortasına balıkları seyretmeye götürüyor, diğer kızları boş verip büyüleyici sözler söylüyor; bana dünyaları vadediyor. Süt beyazı şaraplarda saçlarıma dokunuyor. Kirpiklerini benim için kırp sevgilim, her bir kalp atışın nefes olup içime doluyor.
Evimde tanımadığım bir adamın kahkahası var. Çan sesleri gibi beni kendine çağırıyor. Hiç dokunmadığım elleri elime dokunup kemiğime masaj yapıyor. Gözlerime bak sevgilim; çiçekler istiyorum yollarıma serdiğin, ellerinde pembe papatyalar. Kanatlarına tutunup bulutlarda uzanmak, insanları aşağılamak, yıldızlara bilmediğim öyküler fısıldamak istiyorum.
Evimde olmayan bir adamın izleri var. Her duvardan fırlayıp kulağıma minik selamlar veriyor. Peşimden geliyor, takip ediyor. Evimin her köşesine buz gibi öpücükler bırakıyor.
İlaçlarımı aldıkça; kahkahaları seyrekleşiyor, piyanonun sesi kısılıyor, adım atmaz oluyor.
Fazla özleme beni sevgilim; doktorum asla iyileşemeyeceğimi söylüyor.