- 1627 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
ASKERİ LİSELER KAPATILMALI MI?
Başlıktaki soruya sağlıklı bir cevap verebilmek için bece öncelikle askeri Liselerde ne gibi dersler okutuluyor, diğer liselerden farkı ne buna bakmamız lazım.
Ha bu arada..Askeri okullar kapatıldı zaten. Bu saatten sonra kapatılmalı mı, kapatılmamalı mı tartışması havanda su dövmekten öteye gitmez ama biz yine de bildiklerimizi, düşüncelerimizi yazalım.
Askeri liselerin diğer sivil liselerden ( ki onlara artık Anadolu Lisesi diyoruz) belli başlı farkları şunlardır:
1- Askeri liseler yatılı okullardır.
2- Askeri lise öğrencisinin kıyafeti diğer liselerden farklı olarak askeri üniforma şeklinde kıyafetlerdir.
İşte bu iki temel farkın dışında askeri liselerin diğer düz liselerden bir farkı yoktur. Yani zannedildiği gibi askeri liseler askerlik eğitiminin verildiği okullar değillerdir. ( Sadece tabii ki çok daha disiplinli okullardır ki bu da askeri okulların eksisi değil artısıdır bence. )
Şimdi gelin isterseniz askeri liselerde öğrencilerin hangi dersleri gördüklerine bir bakalım.
Askeri liselerde de aynen sivil liselerde olduğu gibi ( Anadolu Liselerini kastediyorum) dersler iki gruba ayrılır: 1- Zorunlu Dersler 2- Seçmeli Dersler.
Şimdi askeri Liselerin zorunlu derslerini ve hangi sınıflarda kaç saat okutulduğunu yazıyorum:
1- Dil Anlatım : 9,10,11 ve 12. Sınıflarda haftada 2 saat
2- Türk Edebiyatı : 9. Sınıfta 2 saat, diğer sınıflarda 3 saat
3- Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi: Tüm sınıflarda 1 saat
4- Tarih: 9. Ve 10. Sınıflarda 2 Saat
5- Coğrafya: 9. Ve 10. Sınıflarda 2 Saat
6-Matematik: 9. Sınıflarda 6 Saat
7- Fizik: 9. Sınıflarda 2 Saat
8-Kimya: 9. Sınıflarda 2 Saat
9- Biyoloji: 9. Sınıflarda 2 Saat
10- Sağlık Bilgisi: 9. Sınıflarda 1 saat
11- Felsefe: 11. Sınıflarda 2 Saat
12- 1. Yabancı Dil: 9. Sınıflarda 6 saat, diğer sınıflarda 4 Saat
13- 2. Yabancı Dil: Tüm sınıflarda 2 Saat
14- Beden Eğitimi: Tüm sınıflarda 2 Saat
15- Görsel Sanatlar:Tüm sınıflarda 1 Saat
16-Trafik ve İlk Yardım: 12. Sınıfta 1 Saat
9. Sınıflarda Zorunlu Ders saati sayısı : 33 Saat
10. Sınıflarda Zorunlu Ders saati sayısı 19 Saat
11.Sınıflarda Zorunlu Ders Saati sayısı: 19 Saat
12. Sınıflarda Zorunlu Ders saati sayısı: 23 Saat
Peki sivil liselerde yani Anadolu Liselerinde durum ne?
Yukarıdaki tablonun aynısı. Yani düz liselerde de zorunlu dersler, bu derslerin hangi sınıflarda ne kadar okutulacağı tıpkısının aynısıyla Askeri Liselerinki gibi. Hiç bir fark yok.
Ülkemizdeki tüm liselerde ( Türü ne olursa olsun) 1 saat de Rehberlik ve Yönlendirme için ayrılmaktadır. Bu elbette ki notla değerlendirilen bir ders değildir ama tüm liselerde bir saat rehberlik ve yönlendirme için ayrılır. Kısaca bu da zorunlu ders gibidir.
Gerek askeri liseler, gerekse düz liselerde haftalık ders saati sayısı tüm sınıflarda 40 olduğuna göre?
Evet işte bu durumda 9. Sınıflarda 6 saat, 10. Ve 11. Sınıflarda 20 saat, 12. Sınıfta ise 16 saat seçmeli ders konulması gerekmektedir.
Peki o zaman gelin Askeri Liselerin seçmeli dersleri nelermiş onlara bakalım.
DİL VE ANLATIM GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1- Seçmeli Dil ve Anlatım
2- Seçmeli Türk Edebiyatı
3-Diksiyon ve Hitabet
4-Osmanlı Türkçesi
5-Türkçe
MATEMATİK GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1- Seçmeli Matematik
2- Seçmeli Geometri
FEN BİLİMLERİ GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1- Seçmeli Fizik
2- Seçmeli Kimya
3-Seçmeli Biyoloji
4-Astronomi ve Uzay Bilimleri.
SOSYAL BİLİMLER GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1- Seçmeli Tarih
2- Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi
3- Seçmeli Coğrafya
4- Psikoloji
5- Sosyoloji
6-Mantık
7-Seçmeli Felsefe
8-Bilgi Kuramı
9-Demokrasi ve İnsan hakları
10- İşletme
11-Ekonomi
12-Girişimcilik
13-Yönetim Bilimi
14- Uluslar arası ilişkiler
DİN, AHLAK VE DEĞERLER GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1- Kur’an-ı Kerim
2- Hz. Muhammed’in Hayatı
3- Temel Dini Bilgiler
YABANCI DİLLER VE EDEBİYATI GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1-Şeçmeli 1. Yabancı Dil
2- Seçmeli 2. Yabancı Dil
3-Alman Edebiyatı
4-İngiliz Edebiyatı
5-Fransız Edebiyatı
SPOR VE SOSYAL ETKİNLİK GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1- Beden Eğitimi
2- Sosyal Etkinlik
3- Temel Spor Eğitimi.
GÜZEL SANATLAR GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1- Görsel Sanatlar
2- Müzik
3- Sanat tarihi
4-Drama
5-Çağdaş Dünya Sanatı
6-Estetik.
BİLİŞİM GRUBU SEÇMELİ DERSLER:
1- Bilgi ve İletişim Teknolojisi
2- Proje Hazırlama.
Yukarıda saydığım tüm bu derslerden bazıları seçilir ve böylece haftalık 40 saat doldurulmuş olur.
Peki düz liselerin seçmeli dersleri hangileridir?
Yukarıdaki derslerin aynısı… Yani yukarıda Askeri okulların seçmeli dersleri olarak gördüğünüz tüm dersler düz liselerin de seçmeli dersleridir.
‘’Yahu hiç mi fark yok?’’ dediğinizi duyar gibi oldum.
Olmaz mı hiç?
Askeri okullarda ayrıca ‘’DİĞER ‘’ kategorisi içinde dört tane seçmeli ders daha vardır.
Bu derslerden:
Temel Askerlik Bilgileri sadece 10. Sınıflarda haftada 1 saattir.
Gemicilik: Tüm sınıflarda haftada 1 veya 2 Saat okutulabilir.
Havacılığa Giriş: Tüm sınıflarda haftada 1 veya 2 saat okutulabilir.
Temel Değerler: Tüm sınıflarda haftada 1 veya 2 saat okutulabilir.
Yani?
Askeri liselerin
9. Sınıflarında haftalık 40 saat dersin en fazla 6 saat seçmeli dersi,
10. Sınıflarında haftalık 40 saat dersin en fazla 7 saat seçmeli dersi,
11. Sınıflarında haftalık 40 saat dersin en fazla 6 saat seçmeli dersi
12. Sınıflarında haftalık 40 saat dersin en fazla 6 saat seçmeli dersi
Düz Liselerden farklı olabilir ( Dikkat ! ‘’Mutlaka olur.’’ demiyorum. ‘’Olabilir’’ diyorum.)
Bütün bu bilgiler cebimizde olmak kaydıyla şimdi gelin Askeri liseler kapatılmalı mı, kapatılmamalı mı sorusuna cevap arayalım.
Yüz seneden fazla varlığını sürdürmüş olan bir şeyin varlığına niçin son verirsiniz?
Normal ve mantıklı cevap: 1- O şey artık zararlı hale gelmiştir o sebeple 2- Kaldıracağınız şeyin yerine daha iyisini, güzelini, çağa ve topluma uygun olanını getirmek için kaldırırsınız.
Tarihimizde bunun örneği vardır.
Mesela: Yeniçeri Ocağının kaldırılması… Her iki sebep de mevcuttur. Yani Yeniçeri ocağı hem devlete millete zararlı olduğu için kaldırılmıştır; hem de yerine daha çağa uygun modern bir ordu kurulması için... O sebeple de Yeniçeri ocağının kaldırılmasına Vak’a-i Hayriye ( hayırlı olay) yerine kurulan oruya da Asakir-i Mansure-i Muhammediye denmiştir ( Muhammed’in [ Mahmud’un aynı zamanda..Çünkü kaldıran Padişah II. Mahmud’dur] Kutsal Ordusu)
Peki şu andaki duruma bakalım: Kaldırılan Kuleli, Işıklar, Maltepe ve Heybeliada Askeri Liseleri devlete, millete zarar vermişler midir?
Bazı öğretmen, öğrenci ve personeli 15. Temmuz darbe girişiminde darbeci olarak aktif görev almıştır. Yani devlete, millete zarar vermişlerdir.
Peki bu liseler kaldırıldığında yerine daha modern, daha çağdaş, vatana ve millete daha faydalı askeri liseler kurulacak mıdır? Hayır.
Meslek olarak askerliği seçmek isteyen gençlerimizin durumu ne olacak o halde?
Meslek olarak askerliği seçmek isteyen gençlerimiz herhangi bir düz lise ya da meslek lisesine kayıt yaptırıp lise öğrenimini tamamlayacaklar, lise bittikten sonra üniversite sınavlarına girecekler ve üniversite sınavlarında aldıkları puanlara göre eğer tercih etmişlerse askeri üniversite ve yüksek okullarda okuyacaklardır.
Değişen ne peki?
Yaklaşık olarak hiç bir şey. Sadece ve sadece artık İmam-Hatip Lisesi mezunu öğrenciler de bu askeri yüksek okullara gireceklerdir.
Peki bu uygulama vatana millete faydalı olmuş mudur?
Kesinlikle hayır. Askeri liseler kapatılmadan da İmam-Hatip Lisesi mezunu öğrencilerin Askeri yüksek okullara girişine imkan sağlayan düzenlemeler rahatlıkla yapılabilirdi.
Askeri Liselerin kapatılması vatana millete zararlı olmuş mudur?
Kesinlikle hayır. Çünkü askeri liseler asker meslek lisesi değillerdir zaten.
Mesela bir İmam- Hatip Lisesi mezunu öğrenci imam olarak iş bulabilir kendisine. Bir endüstri meslek lisesi mezunu tornacı, tesviyeci, elektrikçi, tesisatçı, marangoz vs olarak kendine iş bulur veya iş yeri açabilir ama askeri Lise mezunu öğrenci eğer bir askeri yüksek okulda okuyup eğitimini tamamlamazsa hiç bir şey olamazdı.
Tekrar başa dönelim:
Askeri Lise öğrencileri askeri liseler kapatılmasaydı hangi dersleri görmeye devam edeceklerdi? Düz Lisede görülen dersleri.
Okulları kapatılınca hangi dersleri görecekler? Düz lise ya da meslek liselerindeki dersleri?
Değişen ne? Hiç bir şey.
O halde kapatılmaları için tek bir sebep kalıyor o da darbe teşebbüsünde de görüldüğü gibi zararlı olmaları(!)
Hımmm.. O zaman ortaya şöyle bir durum çıkıyor: ‘’Zararları görülen okullar kapatılır.’’
Bu durumda bakmak lazım:
Bu gün itibariyle Adalet personelimizin önemli bir bölümü bu darbe teşebbüsüne katılmışlar. Ama kapatılan bir Adalet Meslek Lisesi yok.
Polis ve emniyet mensuplarından da önemli sayıda darbeye karışan var ama bu şahısların öğrenim gördüğü hiç bir lise kapatılmadı.
Diyanet personeli içinde de bir sürü Fetöcü tutuklandı ama bir tane İmam-Hatip Lisesi kapatılmadı.
Bir sürü vali, kaymakam ve idareci darbeye karıştığı gerekçesiyle tutuklandı ama onların mezun oldukları liseler ya da yüksek okullar kapatılmadı.
Örnekleri çoğaltabiliriz…
Darbe teşebbüsüne karışan insanların okuduğu hiç bir okulun kapatılmayıp da sadece askeri liselerin kapatılmasının mantığını ben hâla anlayabilmiş değilim. Anlayabilen birileri varsa buyursun anlatsın. Merakla bekliyorum. Ama şunu da eklemeden geçemiyorum.
Kapatılması bu ülke için bir zarar değildir.
Devam etseydi? Yine zararı olmayacaktı.
Öyle ya madem ki Topçular Kışlası ille de ‘’Tarihe sahip çıkmak’’ adına yeniden inşa ediliyor o halde Kuleli, Işıklar, Maltepe, Heybeliada Askeri Liseleri de tarihe sahip çıkmak adına varlıklarını devam ettirebilirdi. Çünkü bu okulların da tarihi bir özelliği var.
Askeri liseleri kapatmanın mantığı darbe teşebbüsüne karışmak ise bu mantıktan yola çıkarak Muğla Turgutreis Anadolu Lisesini de kapatalım. Niçin mi? Çünkü o okul da askeri liseler gibi tarihi bir lisedir. ( 1864 Yılında Rüştiye=Ortaokul olarak eğitim faaliyetine başlamıştır) Askeri liseler gibi yatılı bölümü de olan bir lisedir. Hepsinden önemlisi Cumhurbaşkanımıza Muğla İli hudutları içinde suikast düzenlenmiştir. Böyle bir mantık olabilir mi?
Kısaca ben diyorum ki Topçular Kışlası da olsun Kule Askeri Lisesi de. Işıklar da, Maltepe de, Heybeliada da…
Ve şunu açıkça söylüyorum: Eğer bazılarının iddia ettiği gibi Kuleli Askeri Lisesi -kapatıldıktan sonra- bir Suudi Prensin mülkü olursa? Şu ahir ömrümde böyle bir şeye şahit olursam ya kahrımdan ölürüm ya da ne yapıp eder o binayı yakar kül ederim. Hiç bir şey yapamasam bile öteki alemde iki elimle yakasına yapışırım böyle bir şeye sebep olanların.
Orta Okulum Beykoz Orta okulunun şimdi boş bir virane olduğunu görüp de her önünden geçişinde ağlayan beni bu yaşta bir de Kuleli için ağlatmayın. Yapmayın bunu Allah aşkına.
Eğer konu Fetö’nün her yere sızması meselesiyse resme dikkatli bakın. Sızmadıkları yer yok. Okulları, kışlaları kaldırmak yerine sızıntıyı önleyin.
YORUMLAR
Değerli hocam, silahlı özne ontolojisini 'mutlakiyetçi' bir anlayışla, yani tek misyonuymuş gibi bir anlayışla silahsız özneye hakim olma, hükmetme ile kurgularsa araçsallaşlaşması, nesneleşmesi, kısaca yabancılaşması; daha ötesinde kışkırtılması kaçınılmaz olur...
Konjonktür, ontolojiyi (yeniden) kurgulama felsefesinin gerekçesini, gerçekçiliğini ve tarihi zorunluluğunu sergilemiş durumda...
Daha başka bir ifade ile, söz konusu silahlı öznenin, Türk Milletinin medeni dünyada hak ettiği yere gelme mücadelesinde taraf olma zorunluluğunu gösteriyor...
Bu bakımdan, Milletin köprüsünün tutulması, hatta bombalanma tehditiyle karşı karşıya bırakılması, silahlı özne üzerinden bedhahların nasıl kurgular yaptıklarını, yani onun yabancılaşma eğilimine işaret ediyor...
Öyleyse, ona uygulanan müfredatların bu anlamda (göreceli olarak) yeterli olmadığı sonucuna varıyoruz...
Bu da 'beyin göçü'nün sofistike bir biçimi...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
R. Tayyip Erdoğanla birlikte 12. Cumhurbaşkanımız değil mi?
Atatürk-Asker
İnönü -Asker
Celal Bayar-Asker
Cemal Gürsel-Asker
Cevdet Sunay-Asker
Fahri Korutürk- Asker
Kenan Evren- Asker...
İlk yedisi asker...Alışkanlıklar kolay terk edilmiyor. Biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Selam ve sevgilerimle.
EVİNİZE FARE, YA DA TAHTA KURUSU ( TEMİZLİĞİ ÇOK GÜÇTÜR) GİRDİĞİNDE EVİNİZİ Mİ YAKIYORSUNUZ?
Yunanistan'ın ordusu şimdi bizim ordumuza uygulamak istedikleri model yüzünden çökmüştür ve kardak kayalıkları olayındabn sonra değişime gidip sistemi değiştimek zorunda kaldılar
"İŞİ EHLİNE VERMEYİNCE KIYAMETİ BEKLE"
işin ehli ne diyor?
Eski Harp Akademileri Komutanı Emekli Orgeneral Necati Özgen, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yapısı ile ilgili alınan kararların aceleye gelmesinin devletin bekası için de doğru olmadığını ifade etti. Özgen, “Mehmet Akif Ersoy demiştir ki; ‘Tarih tekerrürden ibarettir’ ama ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? Bu sebeple bence bu alınan kararlar acele edilmiş kararlardır. Bu acelenin sebebi nedir?” dedi. Necati Özgen, ordu üzerinde, ordunun yapısını değiştiren oynamalar yapmanın çok tehlikeli olduğunu ve ülkenin bekasına zarar verdiğini kaydetti.
Özgen, şunları söyledi:
Çok dikkatli olunmalı
“Tarihte bunun örneği Balkan Harbi’dir. 1912’de Balkan Harbi’nde ordu 1 ay içinde perişan olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu da dâhil olmak üzere tarih böyle bozgun yaşamamıştır. Siyaset orduya öyle bir bulaşmış ki komuta zinciri kırılmıştır. Subaylar birbirine düşmüştür. Kale çökerse devlet çöker, millet çöker. Ordu, milletin bağrından çıkmıştır. Ordu demek millet demektir, tarihten beri böyleyiz. Ordusu zayıf olan ülkelerin başına neler gelmiştir? İran, Ukrayna, Suriye’yi görüyoruz. Dolayısıyla çok dikkatli olmak, ordu üzerinde fazla oynamamak gerekir. Ordu kontrol altına almak isteniyor. Bütün bu tedbirlerin içinde ordu, orduluktan çıkar. Kuvvetler birliği zafiyeti ortaya çıkar. Askeri konuları asker kadar siviller düşünemez. Orduya siviller hâkim olacak. YAŞ’ta bakanlar bulunacak, belki de terfilerde sıkıntılar yaşanacak. Emir komuta birliğine zarar verilmemelidir. Harp okulu kalkacak üniversite kurulacak. Harp okulu konu kapsamlarıyla üniversitenin konu kapsamının örtüşmesi çok zordur. Uygulamada hatalar olacak. Üniversite eğitim ile konu kapsamı bütünleşecek mi? Uygulama karmaşıklaşacak ve uygulaması zor hale gelecek. Bu konu devletin bekasıyla ilgilidir. Üç günde karar verilecek basit konular değil. Biraz zamana yaymak, tartışmak gerekir. Ordunun etkisizleşmesi tehlikesi söz konusudur.”
Tarihi geleneğe aykırı
Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ise askeri okulların kapatılmasını çılgınlık olarak değerlendirirken şunları kaydetti: “Meslek bilgisini ancak kendi içinden yetişmiş kişiler verir. Askeri kıyafet giyecekler mi? O kıyafeti taşımak da ayrı bir sorumluluktur. Ayrı bir havadır. Bunları bilemiyoruz. Bu sebeple böyle bir tartışmanın başlaması tamamen saçmalıktır. Falana kızmışsın, filan yerleri yakıp yıkıyorsun. Bu ülkenin gelenek görenekleri var. Bunun psikolojisi var, maneviyatı var. Geleneğimize, TSK’nın tarihine uyan bir uygulama değildir. Tabii ki hayatta yapılamayacak hiçbir şey yok ama yeterince tahlil yapılmış mıdır? ‘Ben böyle yaparsam ne olur’ demişler midir? Bu adamlar darbe yapıyor diye her şeyi değiştirirseniz silahı eline verdiğiniz herkesin güç denemesi mümkün. Eline çekiç alan insan herkesi çivi görürmüş. Nereden yetiştirirseniz yetiştirin. Gerçekten bu ülkeye demokrasiyi, çağdaşlığı getiremiyorsanız, kuvvetler ayrılığına riayet etmiyorsanız, ‘Demokrasi benim için vasıtadır, inerim binerim’ diyebiliyorsanız, laikliği içselleştirmezseniz, ne yaparsanız yapın toslarsınız. Elinde kimin silah varsa o gün o ayaklanır. Bu işlere mani olmanın tek yolu adam gibi bir demokrasidir.”
*
*
Trilyonlarını ABD için harcayan Yahudi spekülatör George Soros, Sabancı Üniversitesi’nde verdiği konferansta, “Türkiye’nin ihraç etmesi gereken şey ordusudur” diyerek Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dil uzatmıştı. Soros, Eylül 2001’de İstanbul’da açtığı ofisiyle Türkiye’de “Avrupa Birliği, eğitim, siyasi reform, medya, kadın hakları, sivil toplum örgütleri ve bölgesel farklılıklar” başlıkları altında projelere destek vermişti. Bu tür projelere her yıl 400 milyon dolar tutarında kaynak ayırdıklarını belirten Soros, “Bu para ciddi etki yaratıyor” ifadesini kullanmıştı.Kaynak: O DÜŞMAN SOROS
*
*
orduya siyaseti sokarsanız sonuçları çok vahim olur
ha kapatlıma kararı ordunun sivil iradeye bağlanması en çok PKK VE HDP yi sevindirdi, acaba neden ?
ALITILADIĞIM YAZILARIN TAMAMINI SANA POSTALADIM.
BİR DE GENÇLİĞE HİTABE VAR ONU DA SEN ZATEN BİLİYORSUNDUR
. VE BİR DE ÇOK ÖNEMLİ BİR DETAY
15 Temmuz darbe girişiminden sonra hükümetin olağanüstü hal kapsamında çıkardığı ve TSK’yı yeniden yapılandıran Kanun Hükmünde Kararname’nin “Anayasa’ya aykırıdır
ben demiyorum yasalar diyor
Filiz Şahin. tarafından 8/4/2016 2:27:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
;Ben de tahta kurusu için evin yakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Ancak şunu da düşünüyorum: Asker devamlı demokrasinin başı üzerinde sallanan Demoklesin kılıcı da olmamalıdır.
Yani sivil irade '' Aman paşam bir kusurumuz olduysa affeyle, ya da söyle anında düzelteyim'' Durumunda olmamalıdır.
Yani ne millet askerinden korkmalı, ne de asker milletinden korkar duruma getirilmemelidir. Bu çok ince ve nazik bir çizgidir.
Selam ve sevgilerimle.
Filiz Şahin.
adam mehmetimin namusunu kirletti diye mehmeti öldüremezsin o şerefsizi eve sokanında, EVİN ANAHTARI VERENİN DE SUÇUNU GARİBİM MEHMETE YÜKLEYEMEZSİNİZ.
Sende bilyorsun ki bu ülkeyapılan tüm darbler ingilamerika menşeilidir ve hepsinde de istediğini almıştır.
menderes döneminde ordu gene tasfiye edildi, Bir gecede binlerce asker ordudan atıldı, 80 döneminde bir önceki darbede tohumları atılmıştı o tohumların fidanlarıyla darbe yaptılar,
önce Türkleşmeyi millileşmeyi başaracak bu ülke yoksa gelen ordu der, giden din, der öteki gözün kara, bekiri saçın sarı der, gücü yettiğince sallar sarsar zaten sırtını amerikaya dayamıştır darbe yapar
. önce millileşmenin aşağılık bayağı bir şey olmadığını işlemek, inanmak bilmek hatta iman etmek zorundayız, (siyasi partiye iman ederken gık demeyenler, tecavüzlere höt demeyeler bu cümleyede atlamasın) zorundaytız.
sen bile bana sen solcu değilmiydin dedin yahu. milli olmak lazım herşeyden önce kafatasçı demiyorum. SONRA ORDUNA SIRTINI DAYA SİTTİN SENE UYU. ha
dün Mustafa Kemal'e küfredenlerin veher türlü milliyetçiği ayaklar altına aldık diyenlerin milliliğinde şüphe ederim inanmam
kanından olmayan güvenme der Mustafa KEmal. onun için el birliğiyle mehmedimin namusunu kirletenlerden ben razı değilim Allah da razı olmasın.
Ya Allah Bismillah.
Ben de küçük bir yorum yapayım dedim!
Şunu artık masamızın üztüne, tam karşımıza koyup, kafamızı da ellerimizin arasına alıp biraz düşündükten sonra karar verme zamanını da hesaplayarak ortaya koyalım. Nedir o??? Devletin şu andaki durumu!!!
Öncelikle Ülkenin selameti, Vatanın sağlamlığı, Milletin refah düzeyi ve gelecek kaygısı!
Sen şu cusun, ben bu cuyum son günlerin kaldıramayacağı kadar ağır sözler.
Nacizane!
Askeri Liselerden öncelikli daha da acil yapılması gereken işler ortada dururken, sen göz boyama, ya da ''' Demokles'in kılıcı''' gibi aklına gelene uyarsan bu işler için sonradan pişman olursun. Zaten kandırılmaya müsaitsin (Azcık Siyasi) akıllı davran. Akıl nedir???
Bütün şehirlerde bakıyoruz en güzel yerler Askeriyenin elinde! Sanki şehirlerde zıkkımlanacak başka Lokantalar, Birahaneler, Restoranlar, gibi yerler yok! Bunlardan bir başla. Bizim yavrularımız Askerde bu Orduevleri gibi yerlerde hizmetkarlar gibi çalıştırılıyor!!! İşte sana kapatılması gereken ilk yerler.
Sonra da dön Jandarma yı kapat! Bakın nerelerde görev yapıyorlar? Darbe yapılacağı zamanlar ilk hareket Jandarmadan başlar. Polisin gözümü çıkmış ki Köylük yerlere bakmasın? Polis Merkezlerinde Mobil Polis Merkezleri var. Köyde bir olay olduğu zaman görevlendir onları gitsin olay yerinde gerekli işlemleri yapsın! Jandarma Trafik te nedir kardeşim? Zaten yollarda yateri kadar Bölge Trafik İstasyonları var! Ana yolların yanında köy yollarına da baksınlar. Zaten neyine bakacaklar köy yollarının?
Ben kendim yaşadığımdan biliyorum! Askeriye personelinin Polis karşısında nasıl tavır takındıklarını! Polisin yetkisi Vatandaş üzerinde ne kadar sa, Askeri personel üzerinde de o kadar olsun.Ben Askerim sen bana dokunamazsın!!! Niye sen uzaydan mı geldin? İşte darbelerin vermiş oldukları dokunulmazlıklar! Bunları önce bir gider de sonra Liselere bakarız. Askerin görevi Asayiş değildir! Yurt savunmasıdır! Şehrin göbeğinde Yurt savunmasını Vatandaşa karşı mı yapacaklar? Yoksa Sınırlarımızda meydana gelecek olan herhangi bir saldırıya karşı mı? Çek Askeriyeleri sınır bölgelerine!
Askeri İsthbarat! Kime karşı neye karşı İstihbarat??? Yaptıklarını az çok kafası çalışan kişi idrak eder! Yurt dışında İstihbarat gerekiyorsa zaten MİT var! Daha ne gereği var Askeri İstihbaratın? Polis İstihbarata yetkiyi ver gereken neyse yapar!
Yani ağabey yazınızın doğruluğu olduğu kadar da bazı eksikleri var!
Askeriyenin yenilenmesi olayına yanlış yerlerden başlandığı kanaatindeyim.
Liseler konusunu sizden iyi bilecek değilim. Müfredatlarının da aynı olduğunu söylüyorsunuz ama Askeri Okullarda amaç Asker yetiştirmek olmalı ve devam edilmeli diye düşünüyorum. Nasıl ki Kur'an ı Kerim küçük yaşlardan başlanmalı ki çocukların İslam ahlakı içerisinde yetişmeleri ona göre belli olsun deniyor! Askerde de aynı olmalı ki yetişen taze beyinler Vatan, Millet şuuruyla yetişsinler.
Ağabey yazınız güzel olmakla beraber benim de nacizane düşüncelerim bunlardır!
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Şu anda zaten Askeri Liselerin kapatılması öncelikli mesele değil. Yazımda da belirttiğim gibi kapansa da olur, kapanmasa da. Kapanırsa ülke çok şey kaybetmez. Açık kalırsa da çok şey kazanmaz. Sebeplerini yazdığımı sanıyorum.
Ancak bunu anlatmaya çalışmama rağmen yorumlarda gördüğüm kadarıyla konu çok başka yerlere kaymış.
Ordunun yeniden yapılandırılması fikrini eski genel Kurmay başkanı bile kabul ediyor. Muhalefet liderleri kabul ediyor. Yalnız senin de dediğin gibi herkesin kafasında ayrı bir model var. Sanırım en doğrusu yeniden yapılandırma olmalı ama nasıl ki 7 Ağustosta tüm siyasi partiler el ele veriyorlar, bu konuda da tüm partilerin belirleyeceği bir mutabakat sağlanırsa çok daha güzel olur.
Selam ve sevgilerimle.
ORMAN YANGINI SONU O ALANLARI ORMANLARDAN TEMİZLEMEK MANTIKLI OLABİLİR Mİ?
sami biberoğulları
Şelam ve sevgilerimle.
1938'de yaşanan Harbiye davasını hatırlamaya çalışalım. Kurulan okuma grupları, bu okuma gruplarına dahil olan, kitap değiş tokuşu yapan, Balzac, Voltaire, Hugo okuyan çocukları... Salt kitap okudukları için isyanla yargılanan, tutuklanan çocukları, telgraflarında annesiyle karısına bağlılığından bahseden gencin karısının adının Hikmet olmasını buna rağmen Nazım Hikmet'ti kastettiği gerekçesiyle tutuklanan çocukları ve "Bu delil suçluluklarını değil suçsuzluklarını kanıtlıyor" denerek mahkemece hasır altı edilen, kaybedilen delillerle tutuklanan çocukları hatırlayalım. Bu okuma grubunun kurucusu olan Dr Hikmet Kıvılcımlı'nın Kerim Korcan'ın, Nazım Hikmet'in 12 ila 22 yılına mal olan davayı şöyle bir hatırladıktan sonra bugünleri düşünelim derim ben. Zira genel itibariyle şimdiki siyasi erkin Menderes mirasçısı olduğu söylenir, kendileri de bu gelenekten geldiklerini inkar etmezler. Fakat 1938'de yaşanan Harbiye ve Bahriye davalarındaki zihniyetin etki ve uzantılarını bugünkü Ergenekon, Balyoz ve şimdi de Darbe davalarında görmeye başladığımızda ister istemez bolca hakarete uğrayan eleştirilen 1930 ve 40'lardaki "faşist CeeHaaaPeee zihniyeti"ni iliklerimize kadar hissetmiyor muyuz? Bir düşünceye küfrederken kendi farkını da ortaya koymanın bir erdem olduğuna inanırım. Yoksa karşılaşılan benzer tehditlerde doğrudan aynı refleksi gösterdiğinizde "fark" iddianız çürür diye düşünüyorum.
sami biberoğulları
teşekkür ederim değerli arkadaşım.
Selam ve sevgilerimle.
askeri okulların ve polis okullarının tek artısı disiplindi belki ama en önemlisi de oydu. Okula gitmediğim halde düz liselerin öğrencilerinin ne halde olduklarını görüyoruz. Oradan mezun olanların da farklı olacağını sanmıyorum.
eğitimde yapılan değişikliklerin faydalı olduğunu düşünmüyorum. Bir zamanlar imamhatip liseleri vardı. eğitimde çok öndeydiler. mezunları halk arasında saygıyla karşılanıyordu. Sınavlarda aldıkları puanlar hep üst seviyedeydi. Şimdi fen lisesini Anadolu lisesini bile kazanamayan başarısız öğrencilerle doldu.inançlısı da var sadece bir okul bitirmek için gireni de. disiplin yok, ahlaki değerler sıfıra inmiş. ve üniversite sınavlarında en düşük puanları alanlar da onlar. Çocuklarımızın geleceği ile oynandı, çok yanlış yapıldı.
diğer konuda ilk defa düşüncemi yazacağım. Fetöcülerin yoğunlukta olduğu söylenen askeri okullarda temizlik yapıldığı söyleniyor.ve askeriyenin içinde üst rütbeleri ele geçirdikleri söyleniyor.. o kadar kalabalıklarsa neden 4 uçak, 4 helikopter ve birkaç yüz askerle darbeye kalkmışlar. Onların o kadar saf olduğunu düşünmüyorum. Darbenin nasıl yapıldığını görenlerden birisiyim. bu darbe değildi. Bir oyundu bana göre. Varsa birilerinin suçu sadece en üst rütbedeki kişilerin suçudur. Emre itaat eden askerin veya bir kaç üstünün değildir suç. Vatan haini ilan edilen askerlere ve ailelerine acıyorum. Bu oyunu kim hazırladıysa yakalasınlar, asıyorlar mı assınlar, hapsediyorlar mı hapsetsinler. ama sadece oyunu hazırlayanları.
yüzlerce insanı kaybettik bu oyunla, gerçek teröristler tarafından katledilen, hain tuzaklarla şehit edilen askerlerimiz unutuldu. Belki gündem değiştirilmek istenmiştir. Ama ne olursa olsun benim gözümde askerin değeri hiç düşmeyecektir sanıyorum, umuyorum çok kişinin de. Bu darbe askerlere yapılmıştır.
Fazla uzatmak istemiyorum ama söyleyeceğim tek şey bu vatanı seviyorum, demokrasi kurallarının değişmesini istemiyorum. varsa bir suçlu yakalanmasını ve tarafsız yargılanmasını istiyorum. Emir altındakilerin suçlu, vatan haini olarak damgalanmasına karşıyım. Onlar yüzünden ailelerinin çocuklarının mağdur edilmesine de karşıyım. Elimden gelen bir şey yok ama dostlarım düşüncemi öğrensin istedim. Saygılar.
sami biberoğulları
Pek çok kişinin anlamadığı ya da anlamakta zorlandığı husus şu: ''Bir kalkışmanın darbe olabilmesi için ille de sabah kalktığımızda tüm sokakların, köşe başlarının askerler tarafından tutulmuş olması gerekirdi, en azından o gün sokağa çıkmamız gerekirdi, sonrasında sivil yönetimin iktidarıyla muhalefeti ile hapislere tıkılması hatta bazılarının idam edilmesi gerekirdi ki bu bir darbe olarak literatüre girsin''
Yani bir kalkışma ancak başarıya ulaşırsa darbe diyebiliyorlar.
Bu bir oyun değil darbeydi arkadaşım. Ama siz olayın dört helikopter, dört uçak kısmına takılmışsınız.
Unutmayın: patrona Halil ( Bir hamam tellağıydı) beş on serseri hamam tellağı ve külhanbeyi ile çıktı yola ve koskoca bir padişahı tahtından indirdiği gibi vezir-i azamının kellesini aldı. Yani bir kaç serseri, bir kaç kılıçla bile darbe olabiliyor. Yeter ki destekçi bulsunlar.
Her şey hesaplanmıştı ama başta askerin, polisin ve en önemlisi halkın böyle bir direnç gösterebileceği hesaba katılmamıştı. Çünkü bu güne kadar yapılan darbelerde böyle bir refleks görülmemişti. Millet kuzu kuzu kabullenmişti.
Bazıları koyun dese de o kuzuların koç olduğu dikkatlerinden kaçmıştı.
Öteki konularda sizinle hemfikirim. Olay bir cadı avına dönüşmemeli, askerin itibarı zedelenmemeli, kurunun yanında yaş da yakılmamalı ve bu olay siyasi bir malzeme olarak ne lehte ne de aleyhte kullanılmamalı.
Selam ve sevgilerimle.
"Mesela: Yeniçeri Ocağının kaldırılması… Her iki sebep de mevcuttur. Yani Yeniçeri ocağı hem devlete millete zararlı olduğu için kaldırılmıştır; hem de yerine daha çağa uygun modern bir ordu kurulması için... O sebeple de Yeniçeri ocağının kaldırılmasına Vak’a-i Hayriye ( hayırlı olay) yerine kurulan oruya da Asakir-i Mansure-i Muhammediye denmiştir ( Muhammed’in [ Mahmud’un aynı zamanda..Çünkü kaldıran Padişah II. Mahmud’dur] Kutsal Ordusu)"
Hocam işin püf noktası burada bence
Askeri liseleri kapatan anlayış 1826 Yeniçeri ocağının kaldırılmasına olumlu bakmaz genelde
Hayırlı olay saymaz hani
Oysa üstat Necip Fazıl'ın “Türk’ün bütün millî düşmanlarından beter ve şeneat çapında bir tasallutla, öz vatanını işgal altında tutan sınırların kaçağı ve kendi öz yurdunun alçağı” tanımlaması meşhurdur ki, duraklama devri ve sonrasını kasteder şüphesiz
Yoksa kuruluş ve yükselme devrinde Yeniçeri Ocağının hizmetleri aşikardır. Yahya Kemâl’in: “Vur pençe-î Alî’deki şemşîr aşkına, Gülbangi âsmânı tutan pîr aşkına” dizeleri de bu durumu vurgular aslında
Ancak ülkemizde İslamcı veya Osmanlıcı yapılar genelde Vaka-i Hayriyeye olumlu bakmaz
1826'dan sonra Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve oğlu İbrahim Paşa ve Ruslar karşısında üst üste yenilgiler aldığımızı öne sürerler
Sorulmaz mı, 17 ve 18'inci asırlarda bu ocak ne yapıyordu, habire iç isyanlar, istemezük psikozu, nice yenilgileri biz Yeniçeri ocağı ile almadık mı son devirlerde
Kaldı ki, 1826'da Asakir-i Mansureyi Muhammediyeyi yeni kurmuşuz, ister istemez ilk anda yeni yapılanma da oturmayabilir
Ancak sorun bu değil, Cumhuriyet dönemine de ilham kaynağı olan 3'üncü Selim ve 2'inci Mahmut'un reformcu kişiliği bugün bile Neo-Osmanlıcı yapıların hoşuna gitmez, neo Osmanlıcı hayrola diyende yok nasılsa, dese bile sözü etkinleştirecek siyasi güç karşı tarafta,
Kuşkusuz hükumete karşı değilim, halkın reyini alan meşru bir yapıdır hükumetimiz, bir istikrar modelidir, ne ki ideolojik çekirdeklerini tasvip ettiğimi söyleyemem
Nihayet hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Saygı ve selamlarımla...
sami biberoğulları
Yeniçeri ocağının kaldırılmasına dediğiniz gibi bu gün askeri liseleri kapatanlar hayırlı olay olarak bakmazlar. Bunun farkındayım. Ancak kim nasıl bakarsa baksın yeniçeri ocağı kaldırılmalıydı. Çünkü ıslahı mümkün değildi.
İşin garibi de şudur: Yeniçeri ocağı aslında Osmanlı ordusunun oldukça cüz'i bir kısmıdır. Dolayısıyla Kavalalı karşısındaki başarısızlığı bu ocağın kaldırılmasına bağlamak bence doğru değildir.
Mesela ordumuzda Cumhuriyetimizin ilk yıllarında bile atlı birlikler vardı. Şimdi yok. Diyebilir miyiz ''Atatürk atlı birlikleri kaldırdığı için ordumuzun itibarı zedelenmiştir'' Dersek komik oluruz.
Kısaca bir kurum artık işlerliğini kaybetmişse kaldırılmasında sakınca yoktur bence. Ama bu örnek askeri liseler için uygun bir örnek midir? yani askeri liseler işlerliğini kaybettiği için mi kapatılıyor? Yazımda da belirttim. Askeri lise öğrencilerinin kılık kıyafeti dışında bir askeri meslek lisesi değil ki zaten. O bakımdan olsa da olur olmasa da diye düşünüyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Bu okulların bulunduğu semtlerde arsa fiyatları çokyüksek midir ki,
arsası için böyle bir yıldırım karar alındığını düşünüyorum!.
Ankara- Bakanlıklar, Öveç yolu üzerindeki arazinin değeri kimbilir değeri ne olmuştur...
1972 Yılında dâhi, altın değerinde idi.
Bence de bemece!.
Emek verip- detaylı yazdın; sağolasın Usta... Minnetimle.
kadiryeter Kadir Yeter. 4 AĞUSTOS 2016 TRABZON.
tp://edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=156352
sami biberoğulları
sami biberoğulları
Kuleliyi bilirim bir tek. Öyle bir arsayı almak için Karun'un hazinelerine sahip olmak gerekir diye düşünüyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam 15 temmuz darbe girişimine kadar şu Atatürkçü kesimden bir nebze olsun ümitli idim, çok azı müstesna fakat genel çoğunluğun ulusalcılıklarının da, laikliklerinin de vs ne varsa tahkiye ve hikaye olduğunu biliyordum ama yüce Türk milletinin meydanlarda canı pahasına verdiği mücadeleyi küçümseyip demokrasi nöbeti tutan insanları aşağılayacak kadar duyarsız şuursuz hatta cahil ve boş insanlar olabileceklerini tahmin edemiyordum.
Askerin durumu da sivildeki bu çakma Atatürkçü insanların durumundan pek farklı değil askeri liseler kapatılsın mı kapatılmasın mı konun uzmanlarının bileceği bir iş ancak şunu iddia ediyorum. Türk silahlı kuvvetleri mutlaka yeniden yapılandırılmalıdır, hemde tepeden tırnağa, gerekçelerini tek tek sıralamayacağım ancak naçizane benim düşüncem göre orduda ki işleyiş harp teknikleri açısından da askerin psikolojisi açısında da çok sağlıklı değil. kaldı ki son darbe girişiminde halkının üzerine ateş açan bomba yağdıran ruh haline sahip askerler bunun açık ispatıdır. Denile bilinir ki, efendim onlar fetönün hain askerleriydi. Seksen darbesindeki askerleri ne yapacağız? Veya daha öncekilerini, onlarda milyonlarca insana acımasızca işkence yaptılar ya da yapılmasını emrettiler demek ki ortada bir sorun var.
Bir başka örnek üzerinden gidelim mesela ülkemizde ki kurumlar arasında muvazzaf veya emekli asker kökenli insanlar arasında intihar oranında kurumsal bazda ilk başı silahlı kuvvetler çeker bunu kaç kişi biliyor? Ya da kaç kişinin umurunda yazık değil mi o insanlara? Demek ki bir yerlerde bir terslik var. Birde işin asker tarafında insani boyutu ile bakıp trajikomik bir örnekle devam edelim düşünsenize koca koca rütbelere sahip karşısında binlerce askerin tir tir titrediği o komutanlar emekli olduğunun ertesi günü pazar yerinde tezgahta domates seçerken pazarcı esnafının şöyle bir hitabıyla karşılaşa biliyor. Hooop bey amca seçmece yok çek ellerini diyerek adeta azarladığında o insanın iç dünyasın da yaşadığı psikolojik travma kimin umurunda hiç kimsenin herkes postal demagoji yapıyor. demek ki, muvazzaf subaylarda ordudan uyduruk gerekçelerle atılan subayların da özlük hakları da dahil sosyolojik ve psikolojik her boyutuyla önemle ve ciddiyetle ele alınması şarttır. Kısacası goygoyculuk yapmaktan başka Bir şey bilmeyen belli bir kesim ordunun Atatürkçü yapısının bozulduğunun farkında bile değil. Ordumuza dokunmayın türünden geyik muhabbeti yapıp ahkam kesiyorlar.Tek dertleri 15 temmuz sonrası yaşananları fırsata çevirip mevcut hükumete aldığı kararlardan dolayı bel altından vurmak yani gerçekte ne,askeri liseler ne Atatürk ve ilkeleri nede Atanın manevi şahsiyeti umurlarında değil.
Söyleyecek çok sözüm var ama bu yoruma sığdırmam çok zor.
Kaleminize emeğinize sağlık
Saygı ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Askeri liseler demek Türk ordusu demek değildir. Bu gün askeri liselerden değil de sivil liselerden mezun olup komuta kademesinde olan pek çok rütbeli olduğu gibi ordu sadece rütbelilerden ibaret de değildir. Dolayısıyla konu sadece askeri liselerin kapatılması iken yorum askerin itibarına ve bazı Atatürkçüyüm diyenlerin Atatürkçülüklerini sorgulamaya kaymış.
Bu arada güzel bir örnek vermişsin. Senin verdiğin örnek bir kurgudur belki ama benzerine bizzat şahit oldum.
Lise yıllarımda bir arkadaşım vardı. Bunun babası emekli albaydı.
Bir gün evlerine gittim baktım albay mutfakta köfte pişiriyor. Evin hanımı yani arkadaşımın annesi yok piyasada. '' Annen nerede?'' diye sordum. Anne dışarıda. Sürüp sürüştürüp ama oldukça rüküş bir şekilde sokak sokak dolaşıyor. Eve akşamdan akşama yatmaya geliyor. Sebep: Kocası görevdeyken alışmış devamlı hizmet görmeye. Kocası ve evlatları da olsa hiç kimseye hizmet edemezmiş.
O gün yemek yapma sırası Albayda idi, diğer günler sırasıyla uç oğlu yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor, artalığı topluyorladı.
Bu da benden bir anı oldu ))))))))
Selam ve sevgilerimle.
fırsat deniyor hocam buna sen benden büyüksün o liseler kapatılıp birilerine verilecek malesef
ha işallah verilmez hatta müze ne bilim kütüphane falan olsun ama otel restoran yada saray türü bişey olursa bu sadece fırsatçılıktır.
okulu niye kapatıyorsun hadi diyen ne kadar öğrenci varsa at hepsini seneye yeni öğrencilerle yeniden devam etsin.
bilmiyorum hocam bilmiyorum
bu fetö bakan başbakan yardımcısı bile çıkardı hatta RTE kendi bile bugün bende yardım ettim dedi eskiden.
eğer zararı görülen kapatılıyorsa RTE nin yüce Divana gitmesi gerekir.
bu karardan dönülmeli seneye o okullar tekrar açılmalı.
aslında askeri liseler psikolojik prestij meselesidir. Türk ordusu ergenekon balyoz ve bu fetöcü olayla beraber emir komuta ve halk nezlinde zayıflamış subay açığı bollaşmıştır.
İlker Paşanın bu 15 Temmuz ile ilgili bir konuşması var isterseniz dinleyin nette bulursunuz.
gerçekten yapmasınlar bu yorgan değil evi yakmaktır. askeri lisedeki bir başka amaç subayı gençlikten aileden uzak kalmaya zorluğa disipline alıştırmaktır 18 yaşındaki birinin askeri okula girmesi ile 14 yaşındaki çok farklı olur.
içtenlikle söylüyorum hocam işallah ben yanılıyor olurum bu konularda ama ben zamanında bop eş başkanıyım diyen insanlara güvenmiyorum işallah ben yanılıyor olurum hocam yüzüm kara çıkar.
bu ara Suriye ve Irak'ın kuzeyinde neler oluyor iyi bakın hocam şu anda zayıflamış TSK nedeniyle oralarda neler daha kolay oluyor görmeli.
bu olay ayen beyan cıa kışkırtmalı bir fetö kalkışması idi ama zayıflayan gene tsk oldu aslında keşke ergenekon ve balyoz gibi davalarda bu ülkenin onurlu askerlerinin yanında durulsa idi.
Allah insanlara hak ettiğini yaşatırmış.
bakın hocam bu ara siyasileri iyi dinleyin ötekileştiren her cümle uçurum artık bu ülkeye keşke ben siyasilerin hepsi dahil bu ülkeyi sevdiğine inansam. selametle hocam ömrünüz uzun olsun işallah be kara çıkarımda siz bana gülersiniz.
sami biberoğulları
Bu uzun yoruma kısa bir cevap yazacağım. Kusuruma bakmazsın değil mi?
İnşallah dediğin gibi yanılan sen olursun.
Selam ve sevgilerimle.
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, "Harp okulları Osmanlı mirasıdır. Bunu Abdülhamit yapmadı. Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz" dedi.
Şu bir gerçek ki bu olay pireye kızıp yorgan yakmaya benziyor... Bu vakte kadar bilinmiyor muydu bu söylenen örgütün yapılanma şekli... Artık karnımız tok hamasi laflarla siyaset yaparak ülkeyi kaosa sürükleyenlerin cengaver gibi ortalıkta gezmelerine... Olan ülkeme ve insanıma oluyor.. Yazık çok yazıkkk.. TC yi kaldıranlar şimdi TC ye sahip çıkmaya çalışıyorlar.... Milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyenler vatan ,millet, sakarya söylemleriyle geziyor.. Nasıl bir millet olduk biz, hala at gözlüğüyle geziyoruz... Hani bir reklam vardı eskiden "yok aslında birbirimizden farkımız ama biz osmanlı bankasıyız " Yani al birini, vur ötekine... Cemaatle yıllar süren ortaklığı konusunda hiçbir özeleştiri içine girmeden ‘kandırıldık’ diyen iktidar, 15 Temmuz gecesinden sonra tutuklanan generallerin, komutanların yerine vakti zamanında Balyoz, Ergenekon gibi davalarda iftiraya uğrayanları getirmeye başladı. Ve ilk defa boy boy ATATÜRK posterleriyle donattılar parti binalarını...Ve daha dün gibi değil mi
1995 yılında Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül, İngiliz The Guardian Gazetesi’ne konuşuyor ve “Türkiye’de Cumhuriyet’in sonu geldi” , “Laik sistemi kesinlikle değiştirmek istiyoruz.” “Ben Müslümanım diyen insanlar, inançlarına göre yaşamak zorundadır. Artık saklanamaz gerçekler var. İslam’ın yalnız ahireti değil, dünyevi düzeni de içerdiği bir gerçektir. Ben bir Müslüman’ım ve buna inanıyorum.” DEMEDİ Mİİ... ? Şimdi kalkmış birileri halâ kişi üzerinden siyaset yaparak kendince partisini aklamaya çalışıyor.. Bu millet unutmadı hiç bir şeyi ve bu ülke ATATÜRK'e ve ATATÜRK ilke inkilaplarına borçlu bugünkü sahip olduğu özgür düşünceyi Ki bunu şunun için söylüyorum korku hükümranlığının olduğu yerde özgürlük ve demokrasiden bahsedilemez. Olmayan bir kavramın NÖBETİ DE olmaz...
Anayasının ilk beş maddesi teminat altında olduğu sürece bu ülke CUMHURİYETLE yönetilecektir.. Bu teminatı da hükümetler ve ordumuzun sağlaması gerekir..Ceyhun Mumcu bunu çok güzel açıklamıştır "Hiçbir yargısal denetimden geçmeyeceği düşüncesiyle ve gerekli hukuksal altyapı oluşturulmadan alınan kararlar, hem terör örgütünün bir süre sonra yeniden devlet ve toplum katında zemin bulmasına ve hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetim yapısının telafisi güç biçimde bozulmasına neden olacaktır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kuruluş yapısına ilişkin düzenlemeler darbe girişimi nedeniyle oluşan olağanüstü şartlar değil gelecek on yılların ihtiyaçları esas alınarak, bölgesel savaş ve terör tehdidine karşı yapılmalıdır.
Bu düzenlemeler gerek Anayasamız ve gerekse Anayasa Mahkemesinin yukarıda verdiğimiz içtihadı uyarınca OHAL KHK’sı ile değil kanunla yapılmalıdır.
Kanunla yapılmayan düzenlemeler Anayasa Mahkemesine götürülmelidir. Bu durumda Anayasa Mahkemesi önceki kararlarıyla uyumlu karar verdiği takdirde düzenlemeler iptal edilecektir.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine parti siyasetinin sokulmasına asla izin verilmemelidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin ordumuzun ve ülkemizin bu zor günlerinde bize güç veren en büyük esin kaynağımız ve geleceğimizin de güvencesi olduğu unutulmamalıdır."
Av. Ceyhan MUMCU
NOT: Saygı adabından uzaklaşmadan fikrimi beyan ettim.. Bazıları beğensin ve alkışlasın diye değil.. Herkes saygı çerçevesinde birbirini dinlemeli ve cevap hakkını kullanmalıdır.. Kimse gibi düşünmek zorunda değilim.. "Şu ATATÜRK 'çü" kesim diyerek
aşağılamaya ve ötekileştirmeye çalışan kişi ve kişilerin ATATÜRK'çü olmalarını beklemiyoruz zaten... Çünkü beyanlarında zaten öyle bir düşüncede olmadıklarını aleni dile getirmişlerdir.. Anlayan anlamıştır umarım..
Saygılarım ve sevgilerimle Sami hocam..
Dilek USTA tarafından 8/4/2016 7:31:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
Dilek USTA tarafından 8/4/2016 7:36:29 AM zamanında düzenlenmiştir.
Dilek USTA tarafından 8/4/2016 7:42:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Konumuz askeri okullar kapatılmalı mı kapatılmamalı mı idi. Ancak yorumda konunun dışına çıkılmış. Olsun..Her türlü yorum edep ve saygı çerçevesinde olduğu müddetçe başımın üstünedir.
Ben sadece ''Olmayan şeyin nöbeti olmaz'' ifadeniz üzerine bir kaç satır yazmak istiyorum.
Aslında bu gün meydanlarda sabahlayan insanların yaptığı şeye bence yanlış isim verilmiş. Bu bir demokrasi nöbeti değil, vatan nöbetidir. Çünkü yapılmaya çalışılan şey bir darbe ile ülke yönetimini ele geçirmenin çok daha ötesinde ülkemizi işgal etmekti. İşgal edilmiş bir ülkede de elbette demokrası filan olamazdı. Yani demokrasi daha sonraki konu.
Demokrasi var mı, yok mu o kısmın tartışmasına da girmeyeceğim. Sedece Atatürkten bir anıyla noktalayacağım.
Atatürk'ün Mersin'e yaptığı bir gezide yanına yaşlı bir Ermeni yaklaşır ve bir sorunu olduğunu söyler. Atatürk ''Nedir?'' Diye sorunca şöyle bir konuşma geçer aralarında:
-Paşam bizi kovuyorlar.
-Senin adın nedir? Kim kovuyor seni.
-Adım Avram Marko'dur. Beni millet kovuyor.
Atatürk kaşlarını çatar ve cevabını verir.
-Seni millet kovuyorsa yapacak bir şey yok. Bu millet isterse beni bile kovar.
Selam ve sevgilerimle