Harp Okullarıma Dokunmayın...!
Başta Cumhur Başkanı, olmak üzere Ülke yönetiminde yetki sahibi olanların hemen hemen hepsinin yegane sorunu GÜVEN... bunalımı yaşıyor olmaları.
İçinde bulundukları güven bunalımı neticesinde sağlıklı karar almaları mümkün görünmeyecek kadar net bir gerçek,
Tarihi çalkantılarla dolu bu güzide milletin geleceğini karartacak kadar ciddi radikal değişiklik kararları almalarının sorumluluğunda olamayacak kadar pisikolojik dengesizlik içindeler,
Kaldı ki, kıla tüye kanmış olmalarına rağmen hangi bek raunt referanslarıyla,
böylesi radikal değişiklik kararları alma cesaret indeler... bu da ayrı bir muamma..!
Öte yandan üzerine ölür toprağı serpilmiş muhalefet var,
omurgasız ot misali her esintide yön tayin edemeyecek kadar öz güven sorunu yaşamakta,
Kanı beş para etmez bir "şarlatan" oturduğu yerde kocaman bir ülkeyi hallaç pamuğuna çevirmiş ortalık toz duman,
yönetim kadrosu zafiyetinden ötürü suçluluk pisikoloji sini bertaraf edecek her türlü hamleyi fütursuzca yapmakta beis görmüyor...
Fırsatı ganimete çeviren çevirene, kimin umurunda ki, Milletin derdi ihtiyacı ne..!
Kudret elinde güç elinde olan komployu kalkışmayı (darbeyi) 4 saat sonra hüküm ettiği mekanizmalardan değil eşten dost dan öğrenir...
Öğrenir öğrenmez ilk ifadesi Ben Baş Komutanım...! der...
Bir ALLAH’ın kulu demez ki efendim siz Cumhur Başkanısınız...!
Baş Komutanlık sadece Meclis kararıyla verilen bir yetkidir...!
ve söz de kalan bir muhalefet bir tek kelime dahi itiraz etmez...!
Bağa domuz girmiş efendiler sizin göreviniz Bağı domuzlardan beri etmek... yoksa Bağı talan değil...
eyy efendiler her ne halt ederseniz edin... zaten ediyorsunuz... da... ama sakın ha sakın... ORDUMA dokunmayın...sakın HARP OKULLARIMA dokunmayın... siz buralara sızan domuzları temizleyin...
YORUMLAR
Kanun hükmünde kararnağmeyle ordunun durumunda zafiyet yaratacaklar.
Yazdıklarınıza tümüyle katılıyorum.
Darbeyi kim yapmaya çalıştı, ne oldu, kim yaptı.. anlamaya çalışıyorum..
Muhalefetten ise bir kaç milletvekilinin sesi çıktı bu konuda.
Muhalefet yok gibi..
NedameT
Azatlık umudunu aşılayan,
Büyük Komutan,
Büyük Devlet adamı,
Büyük Fikir adamı,
Büyük Düşünce insanı,
Büyük Siyaset dehası,
Dünyanın gerek yaşadığı çağda,
Gerekse geçmiş dönemlerinde,
Tanık olmadığı üstün niteliklere,
Sahip istisna Lideri ATATÜRK.!
Yazınızın her cümlesini imzalıyorum..
İlber Ortaylı ne güzel söylemiş " Halk darbeyi önlediğini sanıyor,halbuki darbe yapılmıştı bile" yani sessiz darbe.. Uyuyan insanların hala demokrasi nöbeti safsatasıyla sokaklarda toplanması da milletini gazını almaktan öteye gitmiyor maalesef...
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, BÜTÜN ORDULARI DAĞITILMIŞ ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
Dilek USTA tarafından 8/3/2016 7:22:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
Dilek USTA tarafından 8/3/2016 7:46:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
NedameT
için,
Akıl gerek,
İlim gerek, (ALLAH’ın bahşettiği ilmi feraset)
Bilim gerek, (matematik fizik kimya biyoloji coğrafya edebiyat)
Mustafa Kemal’i anlamak..!
için,
Sevgi gerek,
Hoş görü gerek,
Samimiyet gerek,
velhasılı,
Mustafa Kemal’i anlamak için,
Vicdan gerek...
Yürek gerek...ALLAH Rahmet eylesin,
Nur içinde yat Paşam.
.:- Atatürk,:
Deliler anlayamadı,
Akıllılar algılayamadı,
Coşkun nehir gibi çorak topraklara aktı gitti. Kenan SAYIN.
Millet farkında değil, 15 Temmuz darbe girişiminin bertaraf edildiği andan itibaren yeni bir darbe yaşandı ve yaşanıyor bu ülkede. Darbeci fetoş da kendisine darbe yapılan da asker düşmanı. Dolayısıyla fetoş başaramasa da orduya zarar verdi... Çünkü fırsatı ganimet bilenler acısını ordudan çıkardı. Millete zafer sarhoşluğu pompalanarak Kanun Hükmünde Kararnamelerle dikkat çekmeden kafalarına göre kanunlar çıkartıyorlar. Başkan olmak için yırtınırken padişah oldu. Bir avuç çakalın pisliğini bütün bir orduya mal edenler nedense açık açık meydanlarda fetoşu meth eden, onun için salya sümük ağlayan, onun ayakçılığını yapan siyasilere dokunmuyor. Sanki bunca yıl fetoşu ordu besledi, sanki darbeci askerleri oraya biz atadık.
Tecavüzcü ENSAR dimdik ayakta ama askeri okullar kapatıldı. Şimdi maskeler de değişti. Yeni maskeleri Atatürk. En tehlikelisi de bu. Tepkileri yumuşatarak asıl niyetlerini gerçekleştiriyorlar.
Allah bu ülkeyi korusun...
Yazınızı tebrik ediyorum.
“Türk milletine taarruz eden düşman,önce Türk subayını aşağılamak ister” Mustafa Kemal ATATÜRK
Atatürk ne diyordu bugünkü subaylara:
“Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini, ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce olan vazifesi budur.
Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlal edilirse, bunun vebali subaylara ait olacaktır. Subaylar, izah ettiğim yüce, mukaddes ve bütün açılardan üzerlerine düşen vazife itibarıyla, bütün mevcudiyetleriyle ve bütün dikkat ve felsefeleriyle, giriştiğimiz bağımsızlık mücadelesinde birinci derecede faal ve fedakâr olmak mecburiyetindedirler. Şahsi ve hususi itibarıyla da subaylar, fedakârlar sınıflarının en önünde olmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten önce onları öldürürler. Onları aşağılarlar ve hor görürler. Hayatında bir an bile olsa subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü bu muamelelere katlanamaz. Onun yaşamak için bir çaresi vardır; şerefini korumak! Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır.
Dolayısıyla subaylar için ‘ya istiklal, ya ölüm’ vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!”
Filiz Şahin. tarafından 8/3/2016 6:59:33 PM zamanında düzenlenmiştir.